ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

KUR'AN OKUMAYA BASLARKEN

 KUR'AN OKUMAYA BAŞLARKEN

Bir Müslüman için temel amaç, yaşamını Allah'ın rızası doğrultusunda  
sürdürmektir bunun nasıl gerçekleştirilebileceği ise ancak son ilahi  
vahiyden öğrenmekle mümkün olabilir. Tabii bu noktada ilahi vahyin nasıl anlaşılabileceği, anlamak için ne gibi yöntemler takip edilmesi gerektiği soruları gündeme gelmektedir.

Bu yazıda Kur'an'ı anlama ve yaşama çabası içinde olanların, ilk anda  
karşılarına çıkan hususların altlarını çizmeye çalışacağız. Rabbimiz  
Kur'an'ın açık, net ve detaylandırılmış (5:32; 22:16; 24:1; 39:28) bir kitap  
olduğunu belirttiği halde zamanla bazıları din adına insanlarla onun arasına çok büyük engeller koymuşlar, adeta Kur'an'ın üzerini bir sis perdesiyle örtmüşlerdir. Kur'an sadece şekli bir saygıyla kutsanmış ve Rasulullah (s)'ın Kur'an'da yer alan kaygısı gerçek olmuştur. (Ve Resul “Rabbim, kavmim bu Kur’an’ı terk etti” der.  (25:30)

Yine birtakım kişiler Kitab anlaşılmak için (17:45; 18:57; 56:79)  
gönderildiği halde onun insanları etkileyen yönünü anlama değil, sadece ses yapısı olduğunu söyleyebilmişlerdir.

Doğaldır ki her kitap için olduğu gibi Kur'an'ı anlamak için de belli  
yöntemler ve usuller izlemek gereklidir. Bu konuda tarihte iki metot ortaya çıkmıştır: Bunlardan birisi teczii (atomist-parçacı) metot, bir diğeri de yakın dönemlerde gündeme gelen mevzui metottur ( konularına göre araştırma ya da bütüncül yaklaşım).

Şehid M. Bakır es-Sadr'ın da belirttiği gibi teczii metotta ayetlerin Sure  
veya Kur'an bütünlüğünden kopuk olarak teker eker incelemesi söz konusudur. Burada öncelikli amaç üzerine çalışılan ayetin her türlü vasıta ile (sebebi nüzul rivayetleri, hadisler, siyer vs.) anlaşılmaya çalışılmasıdır  
Genellikle müfessirlerin kullandığı yöntem budur. Kur'an bu yöntemle baştan sona tefsir edilmiş de olsa, bu çalışma sonucunda ortada düzensiz bir yığın malumattan başka bir şey kalmaz. Bu tarz tefsir çalışmalarında bir bütünlükten bahsetmek olanaksızdır.

Oysa çözüm, yaşadığımız realiteleri ve problemleri görüp onlara Kur'an  
bütünlüğünde cevap aramaya girişmektir. Örneğin Kur'an'da ekonomi, Kur'an'da insan, Kur'an'da Allah, Kur'an'da Hz. Muhammed gibi konular Kur'an ayetleri baştan sona o konuyla ilgili olarak taranarak, o konuya tekabül eden ayetlerin analizi ve kendi aralarında irtibatları kullanılarak işlenebilir.

Kur'an'ı değerlendirirken yapılan yanlışlardan birisi de sanki bilimler ve  
keşifler hazinesi bir kitap olarak tanıtmaktır. Şu bilinmelidir ki Kur'an bilimsel buluşları bildirmek için indirilen bir kitap değildir. Yani o bilimler ve keşifler ansiklopedisi olarak nitelendirilemez. Bir hidayet kaynağıdır (2:2). Kur'an insanları karanlıklardan (zulümat) aydınlığa (nur) çıkarmak üzere nazil olan bir kitaptır.

Her şeyden önce Kur'an'ın ilk olarak gönderildiği topluma da anlaşılması  
için Arapça olarak indirildiğini (12:2) bilmeliyiz. Ve bu noktada vahyin  
daha iyi anlaşılabilmesi için de -Arapça bilmenin önemi ne abartılmalı ne de perdelenmelidir. Ancak herkes için Arapça, bilme zorunluluğunu öne sürmekde Kur'an'ın önüne başka bir engel koymak anlamına gelmektedir

Kur'an mealleriyle ilgili de şu söylenebilir: Bir mealle yetinmemek, farklı  
meallerle karşılaştırmalar yaparak okumak gerekir. Çözümlenmesinde ihtisas gereken bazı terkip ve kavramların daha iyi anlaşılabilmesi için de iyi Arapça bilenlerden yardım istenmelidir.

Bir diğer nokta da Kur'an ayetlerinin nazil olduğu ortamla ilişkisinin  
göz önünde bulundurulmasıdır. Elbette Kur'an evrensel bir kitaptır. Zamanlar üstü bir yönü vardır. Ancak indiği dönemle de ilişkisi dikkate alınmalıdır. Bunun için ayetlerin sebebi nüzullerinden faydalanılabilir.

Esbab-ı nüzulle ilgili problemlerden birisi de bir ayetle ilgili olarak  
birden fazla aktarılan rivayetlerdir. Tabii olarak ayetin ruhuna en uygun  
rivayet alınmalıdır. Bir de hakkında hiç bir sebebi nüzul olmayan ayetler  
söz konusu oluyor. Bunlar bize ayetlerle ilgili aktarılan rivayetlerin  
mutlaklaştırılmaması ve ayetler arasındaki iç bütünlüğe dikkat edilmesi  
gerektiğini vurguluyor.

Demek ki rivayetlerin Kur'an'ın anlaşılmasında tayin edici değil açıklayıcı  
bir rolü olması gerekir. Kur'an'ın anlaşılmasında karşılaşılan meselelerde  
hâkim rolü oynayacak olan yine Kur'an'ın bizzat kendisi olmalıdır. Kur'an'ın anlaşılmasına katkısı olacak yan unsurlar (sebeb-i nüzul, hadis, siyer, cahiliye şiiri) asıl belirleyici değil, yardımcı bir 'İşlev görmesi gerekir. Eğer bu şekilde yaklaşılacak olursa yani Kur'an dışı rivayetler, Kur'an ışığında değerlendirilerek dikkate alınırsa gerçekten o zaman ayetlere çok daha geniş ufuklu bakabiliriz. Örneğin Kur'an'da anlatılan kıssaların özellikle Yahudi ve Hıristiyanların başlarından geçen tecrübelerin bugün bizim için aynıyla vaki olduğunu görebiliriz. Yaşanan olaylar aynı fakat olayda adı geçen kişi ve toplumlar farklı, o kadar.  

Kur'an'ın, indiği toplumun özelliklerini yansıtması onun evrenselliğine   
ve son kitap oluşuna gölge düşürmez. Kur'an bir tarih kitabı değildir.  
Kur'an'da anlatılan kıssalar insanların tarih bilgisini arttırmak amacıyla  
anlatılmamıştır. İnsanların geçmiş toplumların yasalarını (sünnet)  
incelemelerini onların karşılaştıkları kötü sondan kendilerini uzak  
tutmalarını temel amaç edinmiştir.

Bu bağlamda Kur'an'ın Müslümanlara yönelik şu uyarısına bakalım: "Yalnız ona yönelin ve ondan korkun, Namazı kılın ve Allah 'ortak koşanlardan olmayın. Onlar ki dinlerini parça parça edip fırkalara böldüler, hizipler haline geldiler. Her hizip kendi kabulleriyle avunup sevinmektedir. " (30:31-32) (Yine bkz.: 25:52-56)

Allah burada geçmiş milletlerin hatalarını belirterek Müslümanları bundan  
sakındırıyor. Ancak ne var ki Müslümanlar bu uyarıyı unuttular ve  
kendilerine bir de hadis uydurarak ümmeti 73 fırkaya ayırdılar.

Fırka, mezhep, tarikat ayrımlarıyla yüzlerce parçaya bölünen İslam toplumu Tevhid inancının gereği olarak Tevhid toplumu olmaları gerekirken dinlerini de şirket dini haline getirdiler. Her mezhep kendine göre kurallar koydu ve kendisi dışındakini din dışına çıkardı. Ve böylece bugünkü karanlık tablonun oluşmasına en büyük katkılardan birisi de bu şekilde gerçekleşmiş oldu. Bundan kurtulmanın tek yolu Allah'ın dinini yine Allah'a bırakmak ve Kur'an'ın belirleyiciliğinden başka hiç bir belirleyici kabul etmemektir.

Bir sureyi okurken surenin iç bütünlüğünü korumaya çalışmalıyız. Çünkü sureler gelişi güzel ayetlerden oluşmuş değildir. Her surenin kendi iç  
bütünlüğü vardır. Örneğin bir konu öncelikle ilgili ayetin bağlamında ele  
alınması gerekirken değişik rivayetlerle hiç ilgisi olmayan yerlere  
çekilebiliyor ve böylece surenin bütünlüğü de bozuluyor. Göz önünde bulundurulması gereken önemli bir diğer noktada Kur'an'ın bir anda toptan değil peyderpey indiği gerçeğidir (76:23).

Yine Kur'an'da herhangi bir meseleyle ilgili ayetler aynı zamanda toplu  
olarak, gelmemiştir. Aynı konudaki ayetler değişik zamanlarda gelmiş ve  
farklı surelerde yer alabilmiştir. Bu da Kur'an'ın tedricilik ilkesini temel  
aldığını göstermektedir. Bunun en somut örneğini içkinin yasaklanması  
hadisesinde görebiliyoruz. İçki aniden haram kılınmamış aşamalı bir  
çerçevede ele alınmıştır. Önce içkinin zararının yararından daha çok olduğu sonra onun fesada kaynaklık ettiği ve son tahlilde de şeytan işi pislik olduğu belirtilerek azı da çoğu da yasak olan bir şey olduğu belirtilmiştir. Burada sorulması ve üzerine durulması gereken bir husus, Müslümanların bugün, Kur'an'ın indiği dönemde uygulanmış olan tedrici metottan hangi ölçüde faydalanabilecekleridir.

Kur'an öncelikle değerleri ortaya koymuştur. Bunu daha çok Mekke'de  
yapmıştır. Mevcut sistem sorgulanmış mal ve evlat sahibi olanların  
yaratıcılarına karşı geldikleri ve sadaka vermedikleri bildirilmiş  
(75:31-32). Eğer bu gidişte devam ederlerse çok acı bir akıbetin kendilerini beklediği sürekli olarak vurgulanmıştır (77:47; 75:10-13). Haddler (yasaklar ve cezalar) İslam toplumu oluştuktan sonra gündeme gelmiştir.

Yani öncelikle Kur'an'i ilkeleri kabul eden bir ümmet oluşmuş daha sonra  
haddler uygulamaya konulmuştur. Buradan da Kur'an'ı okurken nüzul sırasında dikkate almamız gerektiği sonucu ortaya çıkıyor. Ancak bugün Kur'an tam olarak elimizde; o halde yapılacak iş, bir konuyu enine boyuna Kur'an çerçevesinde incelemek-araştırmak için, araştıracağımız konuyu zihnimizde tutarak Kur'an'ı ona göre okumak gerekir. Kur'an'ın bütünlüğü göz önüne alınarak yapılacak her insani çaba bir anlam ifade eder. Herkes çabası oranında ondan faydalanabilir. Allah'ın hoşnutluğunu kazanmayı hedefleyen her çaba sonuçta ortak bir payda da buluşacaktır. Ama bu anlamaların mutlaklaştırılmaması gerekir. Zaten Kur'an'ın emirleri ile ilgili ilk dönemlerde yapılan içtihatlar daha sonraki nesillerce mutlaklaştırılmış ve onu tek anlama biçimi olarak kabul etmişlerdir. Bundan sonra Kur'an'dan yapılan çıkarımlar Kur'an'ın önüne geçmiş ve Allah'ın vahyi arka plana itilmiştir: Hicri II. asırda mezhep imamlarınca ortaya konulan esaslar tek anlama biçimiymiş gibi hareket eden sonraki mezhep takipçileri kendi görüşlerini Kur'an'ın önüne geçirmişler ve ayrı kitaba inanan insanlar arasında kapatılması imkânsız uçurumlar meydana gelmiştir. Kur'an nassları mezhep görüşleri ışığı altında tevil edilebilmiştir.

Bu konuda meşhur Hanefi bilginlerinden Ebu'l Hasan el-Kerhi şunları  
söyleyebilmiştir: ''Mezhep imamımız ve arkadaşlarımızın görüşlerine ters  
düşen her ayet veya hadis ya tevil edilir yahut mensuh kabul edilir.''  
Böyle bir bakış açısı doğal olarak Kur'an'a kendi mezhebinin gözlüğüyle  
bakacak ve her mezhep mensubu Kur'an'dan kendisini haklı çıkartacaktır. Birleştirici rolü olması gereken (3:103) Kitab Müslümanların bu tavrı yüzünden gerçek işlevini göremeyecektir. Kur'an birçok yerde  
İsrailoğullarına şu uyarıyı yapmaktadır. "Siz kitabın bir bölümüne inanıp  
bir bölümünü inkar mı diyorsunuz?" (2:85) Bu da bize Yahudiler'in bir takım menfaatler için Allah'ın gönderdiği emirleri ters yüz ettiklerini  
göstermektedir.  

Acaba kendi mezhebini kurtarmak adına sergilenen bu bakışla, Kur'an'ın  
birtakım ayetlerini nesh teorisiyle ortadan kaldırmak anlayışı arasında ne  
fark vardır? Bir yandan Kur'an'ın evrensel olduğunu bütün zamanlar için  
geçerli bir Kılavuz olduğunu kabul edeceksiniz öte yandan bir nevi bir  
kısmının geçerliliğini kabul etmeyen bir tutum içinde olacaksınız.

Bu apaçık tutarsızlıktan başka bir şey değidir. Kur'an'ı anlamak salt zihni  
bir olay değildir. Onun 23 yıllık iniş sürecini de göz önünde bulundurursak ilahi vahy ile indiği ortam arasında doğrudan bir ilgi olduğunu görebiliriz. Nitekim müminlerin annesi Aişe'de “Kur'an onun ahlakıydı" derken kastettiği Kur'an'ın ilkelerinin Hz. Peygamber'in davranışlarına yansıdığı gerçeğidir. Kur'an'a baktığımızda birçok surede geçmiş milletlerden ve onlara gönderilen peygamberlerden bahseden kıssalar olduğunu görürüz.

Bu da bize kıssaların Kur'an açısından önemli bir yeri olduğunu gösteriyor. Ancak geçmişte Kur'an kıssalarını inceleyenler daha çok onların belaği ve edebi yönlerini öne çıkarmışlardır. "Öğüt alınması" için anlatılan kıssalar belli bir dönem sonra özellikle Yahudi ve Hıristiyan kültürünün de etkisiyle üzerinde spekülasyonlar yapılan Müslümanlar arasında ihtilaflar oluşturan konular haline getirilmiştir. Kıssalarda asıl verilmek istenen ve dikkat çekilen noktalar göz ardı edilmiş ve kıssanın muhtevasındaki birtakım ayrıntılar üzerinde daha önce özellikle Yahudiler'in yapmış olduğu ve Kur'an'ın sürekli olarak uyardığı anlamsız tartışmalar yürütülmüştür.

Bunlardan uzaklaşıp Kur'an'ın Hz. Muhammed döneminde gördüğü işlevin benzerinin kendi hayatımızda da gerçekleşmesine çabalamamız gerekir. Kur'an'ı daha iyi anlamak için onun zaman ve mekân boyutunu da iyi kavramamız gereklidir. Eğer içinde yaşadığımız dönemi iyi algılamaz isek Kur'an'ı okumak bize pek fazla bir şey kazandırmayacaktır. Burada genel olarak bir takım konulara değindik.

Kaynaklar: 
1.M. İzzed Derveze, Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı, Ekin Yay.  
2.Muhammed Bakır es-Sadır, Kur'an Okulu, Fecr Yayınları  
3.Muhammed Gazali, Kur'an'ı Anlama- da Yöntem, Şule Yayıncılık  
4.Ali Şeriati, Kur'an'a Bakış ve İki Sure İki Yorum Fecr Yayınları   
5.Halis Albayrak, Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine, Şule Yayınları  
6.Malik b. Nebi, Kur'an’ı Kerim Mucizesi, Diyanet Vakfı Yayınları  

 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol