"Yüce Allah'a hamd olsun ki, suyu temizleyici ve İslâmı nur yapmıştır" der.
2) Ağzına su alırken:
"Allah'ım! Peygamberinin Kevser Havuzundan bana öyle bir kâse içir ki, ondan sonra asla susamayayım" der.
3) Burnuna su verirken:
"Allah'ım! Beni nimetlerinin ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum etme" der.
4) Yüzünü yıkarken:
"Allah'ım! Bazı yüzlerin aklanacağı ve bazı yüzlerin kararacağı günde benim yüzümü ak yap" der.
5) Sağ kolunu yıkarken:
"Allah'ım! Kitabımı sağ elime ver ve benim hesabımı kolay yap" der.
6) Sol kolunu yıkırken:
"Allah'ım! Benim kitabımı soldan ve arka tarafımdan verme ve beni zor bir hesaba çekme" der.
7) Başını meshederken:
"Allah'ım! Beni rahmetinin içine koy, üzerime de bereketlerinden indir"der.
8) Kulaklarını meshederken:
"Allah'ım! Beni, hak sözü işitip dc onun en güzeline uyanlardan yap"der.
9) Boynunu meshederken:
"Allah'ım! Bedenimi cehennem ateşinden azad et" der.
10) Ayaklarını yıkarken:
"Allah'ım! Birtakım ayakların kayacağı günde, ayaklarımı Sırat köprüsü üzerinde sabit kıl" der.
Vasıf Bakımından Abdestin Nevileri
Abdestler, vasıfları ve gerekli olmaları bakımından üç kısma ayrılır:
1) Farz olan abdestler: Bunlar, müslümanların namaz kılmak, tilâvet secdesi yapmak veya Kur'an-ı Kerimi elleriyle tutmak için alacakları abdestlerdir.
2) Vacib olan abdestler: Kâbe'yi sadece tavaf etmek için alınan abdestlerdir.
3) Mendub olan abdestler: Bunlar sırf temiz bir hal üzere bulunmak, ezbere Kur'an okumak, ezan okumak, kamet getirmek, din ilimlerini okuyup okutmak, din kitablarını tutmak, cenazeyi yıkamak ve ardından yürümek veya öfkeyi sindirip yok etmek için alınan abdestlerdir. Herhangi bir hata arkasından alınan abdestler de bu kısımdandır. Bu gibi maksadlarla alınan abdest ile namaz kılınabilir, Kur'an ele alınabilir.
Abdestin Sıhhatına Engel Olmayan Şeyler
Dudaklar âdet üzere yumulduğu zaman, görülmeyen kısımlarını yıkamak abdest için gerekli değildir. Bunların kuru kalması abdeste zarar vermez; çünkü bunlar ağız kısmındandır.
İyileşip de henüz kabuğundan ayrılmamış olan bir çıbanın içini yıkamak gerekmez.
Şehir ve köy halkının tırnaklarında olan kirler ve vücudlarındaki kirler, pire ve sinek tersleri, abdestin sıhhatına engel olmaz.
Boyacıların tırnaklarında kalan boyalar, zaruret gereği tırnakların üzerinde ince bir tabaka teşkil eden ve altlarına su işlemesine engel olan boyalar, abdeste manidir. Abdest organlarına yapışan hamur, mum, çapak, balık pulu gibi şeyler de böyledir.
Abdest organlarından birinin bir zarurete dayanarak yıkanamaması veya meshedilememesi, abdestin sıhhatına engel olmaz. Örnek: Bir yarayı veya ayakta bulunan bir yanık yerini yıkamak eğer sahibine zarar verirse bunlar meshedilebilir, mesh de zarar verirse terk edilir.
Yine, bir yaranın üzerinde bulunan ilâç, yara yerini taşmış olursa, bu taşan kısım yıkanır; fakat yıkanması zarar verirse, mesh ile yetinilir.
Abdest alırken veya abdestten sonra, bir abdest organının yıkanıp yıkanmamış olmasında şübheye düşülürse bakılır: Eğer şübheye düşen kimse, her zaman şübhelenmiyorsa, o organını (uzvunu) yıkar. Fakat vesveseli bir kimse ise yıkamaz, onun şübhesine bakılmaz.
Bir kimse abdest aldığını sağlam olarak bildiği halde, abdestini bozup bozmadığı üzerinde şübheye düşse, o kimse abdestli sayılır. Kesin olarak bilinen bir şey şübhe ile ortadan kalkmaz. Aksine abdestini bozmuş bulunduğunu kesinlikle bildiği halde, sonradan abdest alıp almadığından şübhe eden kimse de abdestsiz sayılır.
Abdest organlarından birini veya birkaçını yitirmiş olan kimse, mevcut bulunan organlarını yıkar. Ayakları kesilmiş olan kimseden bunları yıkamak farziyeti düşer ve bu durum abdestin sıhhatine engel olmaz.