Bu konuyu önemi sebebiyle, ve ilmî, içtimaî, dînî yönleriyle raporlar hâlinde ve beş bölüm içinde takdim edeceğiz.
Alkollü içkilerin kullanılması, insanlık târihi kadar eskidir.
Bütün mukaddes kitablar, içkiyi yasaklamışdır.
Kur'ân-ı Kerîm gibi Tevrat da alkollü içkileri haram kılmışdır.
Bütün alkollü içkiler; sâdece insan sağlığını değil, toplum hayâtını da etkilemekde, sayılamıyacak kadar kavgaya-cinâyete-trafîk kazasına sebeb ol-makdadır.
Alkol; insan sağlığı açısından incelenirse, pek çok hastalığın başda gelen sebebi olduğu görülür:
İçilen bir kadeh alkol, insan vücûdünde şu seyri takıyb eder:
l - Ağızda-yemek borusunda, yakıcı bir hisden
sonra mideye erişir. Midede hiç bir sindirim olayına tabî olmadan kana geçer.Bundan sonra alkolün organlara olan tesiri başlar..
2 - Alkolün ilk tesiri: BEYİN üzerindedir. Bu tesir, içki içenler tarafından uyarıcı gibi yorumlanır; bu devrede rûhî-fizîkî faaliyetler canlanmış gibi görünürse de bunlar, özellikle ve öncelikle beyin vazifelerinin zarara uğradığının ilk belirtileridir. Bu dönemde içki alan kimse: Zihnî hesab yapamaz, yal-nışsız daktilo kullanamaz, salimen arabayı idare edemez, ateş etdiği zaman hedefini vuramaz...
Bu safhadan sonra şahıs, alkol almaya devam ederse, konuşması peltekleşir, hareketleri bozulur ve alkol aldığı etrafındakilerce belli olur. Ve gene bu dönemde alkollünün toplum ahlâkına-kânunlara saygısı had şekilde azalır, haya ve utanma hissi kaybolur.. Bütün bunlara rağmen şuuru bir ölçüde yerindedir ve yapdığının bir ölçüde farkındadır.
Şahıs gene alkol almaya devam ederse, konuşma ve hareketler kaybolur, şuur bulanır; bulantı, kusma, soğuk terleme, vücüd ısısında düşme olur ve nihayet sarhoş sızar ve tam deyimiyle küfelik olur; sarhoş artık komadadır...
Bu üç devrenin tedkıykinden anlaşılıyorki:
Birinci devrede alkol, keyf verici gibidir.. Bazı kimselerde aldatıcı bir neş'e, bazılarında derin bir üzüntü sebebidir.
İkinci devrede alkol, aklın yerini almışdır. Şahsa artık akıl değil, alkol kumanda etmekdedir; başkalarına, bilhassa kadınların ırz ve namusuna taarruz etdirir, cinayetler de bu devrede işlenir.
Üçüncü devrede ise Alkol alan kişi, bitkisel hayat yaşayan bir mahluka dönüşmüşdür..
Devamlı alkol alanlarda başda beyin olmak üzere tüm organlarda alkolün etkisi görülür, ve alkole bağlı hastalıklar ortaya çıkar. Bu şahıs artık alkolik olmuşdur; el, dil, dudak ve yüz titremeleri; beyin ve beyin zan iltihabları zuhur eder; ruhî belirtiler, daha da dikkat çekici olur. Şahıs da karakter değişikliği daha da görünür hâle gelir; namus yönünden çirkin haller gösterir. Ayrıca dikkat, irâde ve zekâ kusurları; hayalî görmeler, hezeyanlar ve alkole bağlı delilikler ortaya çıkar..
Bu şahıslar; artık toplum için ciddî bir problem olur, tedavileri de çok güçleşir.
Alkolün diğer organlar üzerindeki tesirleriyle çeşitli hastalıklar zuhur eder:
• Ağız, yemek borusu ve midede ülser ve kansere, olur.
• Karaciğerde: siroza ve kansere.
• Pankreas'da: İltihab ve kansere,
• Ve böbreklerde çeşitli iltihablara... sebeb
• Alkolün kalb ve damarlar üzerindeki tesiri bir zamanlar yalnış değerlendirilerek kalb damarla rını genişletdiği düşüncesi ile bu hastalara VİSKİ tavsiye edilmişdi. Sonra, bunun temâmen yanlış olduğu anlaşıldı.
• Alkolün cinsel hayat üzerindeki etkisi de menfîdir. Alkol alanlarda cinsel istek artmış görünse de iktidar azlığı bilinen bir gerçekdir. Kadınlarda ise alkol, cinsel soğukluğun başta gelen sebeblerindendir.
• Bugün artık alkolün; erkek ve kadının cinsiyet hücrelerindeki KROMOZOM'ları tahrîb ederek, nesiller üzerinde karakter bozukluğuna sebeb olduğu ayan-beyan bilinmekdedir.
• Batı ülkelerinde yapılan araştırmalar, alkolik anne ve babadan doğan çocukların aklî ve ahlakıy yönden özürlü olabildiklerini gösteriyor.
• Alkoliklerin çocukları arasında: Ölü doğumların, erken ölümlerin, sar'alıların, beyni özürlülerin çok sayıda görüldüğü bir gerçekdir.