Evli çiftler evlilik yuvasında mutlu olabilmek için birbirlerine karşı çok iyi davranmalıdırlar. Eğer birbirlerinin hoşuna gitmeyen davranışları varsa en kısa zamanda düzeltmeliler. Biz huy ve davranış metodunu ahlâk bölümünde, huy değiştirme kısmında yazmıştık. (Bkz. Mutluluk Yolları Hayat Kitabı)
l- Erkek nasıl davranmalı?
a- Her şeyiyle evine dönük ve evine bağlı olmalı, ayağı dışarıda gözü başkalarında olmamalı. Boş zamanlarını evinde eşiyle geçirmeli. Birlikte gezip, birlikte eğlenmeliler. Erkek hanımına arkadaş gibi davranmalı, ona işlerinde yardımcı olmalıdır. Nitekim Peygamberimiz de hanımlarına yardım ederdi.
b- Çalışkan, ekmeğini taştan çıkaran cinsten olmalı, helâlinden daha çok kazanıp, ailesini daha mutlu günlere kavuşturmaya gayret etmelidir. Peygamberimiz:
"En hayırlınız, ailesine ve ev halkına daha yararlı olanınızdır" buyurmuştur. Daha çok yararlı olmak, varlıklı olmakla olabilir. Var evi kerem evi, yok evi verem evidir. Varlıklı olmak için de çok çalışıp çok kazanmak gerekir. (Bkz. Mutluluk Yollan Hayat Kitabı s.
224)
c- Güler yüzlü, tatlı dilli olmalı, asık suratlı, küfürbaz, katı ve kırıcı olmamalıdır. Bir sözle kırılan kalp bin sözle yapılamaz.
d- Hanımına ve çocuklarına karşı nazik ve şefkatli olmalıdır. Kaba, üzücü, acımasız olmamalıdır. Hz. Peygamber bütün hayatında hiç bir hanımına kırıcı tek bir söz söylememiştir.
Ben de şahsen 41 yıllık evliyim, 5 çocuğum, 7 torunum var, 60 senedir talebe okuturum, bu güne kadar ne aileme ne çocuklarıma, ne torunlarıma ne de bir talebeme kırıcı ve çirkin bir kelime söylememişimdir. Bunu nasıl söylerim. Allah'ın yarattığı en kutsal varlık insandır. Kim olursa olsun, insana karşı saygılıyımdır.
e - Hanımına karşı çok fedakâr olmalı, hanımının hatırı için gerekirse kendi istek ve arzularına gem vurmasını bilmelidir. Hep kendi istek ve arzularını düşünmemeli, hanımının da durumuna ve isteklerine saygı göstermelidir.
f - Cömert olmalıdır. Evinin ihtiyacını bilmeli ve almalıdır. Hanımının makul ve mantıklı arzularını seve seve yerine getirmelidir. Cimriliğin en kötüsü eşine ve çocuklarına karşı yapılan cimriliktir. Onun için Peygamberimiz:
"En hayırlınız, ailesine ve ev halkına daha iyi ve yararlı olanınızdır" buyurmuştur."(110)
g - İradesi kuvvetli olmalıdır. Zira iradesi zayıf olanlar, her şeyde olduğu gibi evilik hayatında da başarılı ve mutlu olamazlar. (İrade kuvveti, Bkz. Mutluluk Yolları s. 227)
h - Erkek, evine vaktinde ve haberli gelmeli, erkeğini kazanabilmesi için kadın, kocasının eve geleceği vakti bilmelidir. Onun için erkek evine vaktinde gelmeli, habersiz gelmemelidir. Bu hususta Peygamberimiz erkeklere şöyle seslenir:
"Evinize gelirken, baskın yapar gibi habersiz gelmeyin, geleceğinizi bildirin ki, sizi karşılamak için hanımınız temizlensin, süslensin ve giyinsinler." (111)
2- Kadın nasıl davranmalı?
a - Tutumlu olmalıdır. Evde her şeyi dikkatli kullanmalı, kırıp dökmemeli, yemeklerde her şeyin kararını bilmeli, az masrafla güzel ve leziz yemekler pişirebilmelidir. Her konuda kocasına yardımcı olmalı, ona lüzumsuz masraf yaptırmamalıdır. Bu hususta geniş bilgi için Mutluluk Yolları sağlık bölümünün yemek pişirme bahsine bakınız.
b - Kadın hareketli ve eli çabuk olmalı, uyuşuk, mıymıntı olmamalı. Kocasının olmadığı saatlerde çabucak işlerini bitirip kendisine bakmaya da zaman ayırmalı. Kocası işten gelince başka şeylerle oyalanmayıp eşi ile hoşça vakit geçirmeli. Özellikle yeni evliliklerde çocukları çoğalmadan böyle yaparak kocasını kendisine iyice bağlamalı, eşinin kalbine girmeli ve eşiyle hoşça vakit geçirmenin tadını çıkarmalıdır.
c- Kadın cilveli olmalı ve kocasının başını döndürürcesine bakmasını bilmeli. Güler yüzlü ve ilginç hareketleri ile işten yorgun gelen kocasını evine ve kendisine bağlamalı, tatlı dili ve sevimli bakışları ile de ona yorgunluğunu unutturmalı, kalbini kazanmalı kendisini sevdirmelidir. Bir kadın kadınlık sanatını kullanarak kocasını kendine ve evine bağlayamazsa, onu başka yerlere, en azından kahvehanelere kaçırır.
d- Kadın konuşkan ve tatlı dilli olmalı. Konuşmasını bilmeyen somurtkan kadınlar sevilmezler. Her kadın tatlı dili ve güzel konuşması ile kocasının kalbini kazanabilir. Toplum içinde de değeri artar, bulunduğu yeri şenlendirir.
e - Özellikle misafir geldiği zamanlarda mutfak sanatım iyi kullanarak kocasının yüzünü ağartmalı. Bunu yaparsa topluma da kendisini saydırır ve kocasını memnun etmiş olur. Yaptığı güzel yemekler yıllar geçse de meclislerde öğülür.
f - İnatçılık kötüdür ama, kadınlarda daha da kötüdür. İnatçılık yüzünden ailenin huzuru kaçar, 'bazan yuvanın yıkılmasına kadar gider. İnatçılıkla insan hiç bir şey elde edemez, sadece değerini düşürür ve eşiyle çekişmeye neden olur. Onun için kadın uysal olmalı, kocasıyla ve çevresiyle kolayca uyum sağlamalıdır. O zaman değeri artar, eşi tarafından sevilir, yuvasını mutluluk çemberi içine alır.
g - Kadın hünerli olmalı ve eli her işe yakışmalı. Evinin işinde, aşında, dikişinde ve kocasının hizmetinde ne kadar hünerli olursa; değeri de o derece artar. Bu hususta analara görev düşer.
h - Yaşlan ve yaş farkları ne olursa olsun, kadın kocasını ismiyle çağırmalıdır. Evlilerin kulağına en çok hoş gelen şeylerden biri de, eşlerinin kendi isimlerini andıklarını duymaktır. Baş başa kaldıkları zamanlarda birbirlerine seslerini yumuşatır eşine onu çok sevdiği duygusunu vererek, canım, hayatım, ruhum, bir tanem, sevgilim, eşim., gibi hitaplarla aralarındaki sevgiyi derinleştirmeli, bağlarını kuvvetlendirmelidirler. Peygamberimiz (s.a.v):
"Sevdiğiniz kimselere onları sevdiğinizi bildirin" (112) demiştir. Sevdiğini bildirmenin bir yolu da, sevdiğini belirten güzel kelimelerdir.
Bir çok yerlerde eşini kendi adı ile çağırmasını ayıp sayarlar; efendi, bey, hacı bey, hanım... gibi saygı ifade eden terimlerle çağırırlar. Bu yanlıştır. Çünkü bu hitap tarzı yabancılar arasındaki saygı ve resmiyeti andırır. Eşler arasında da resmiyet ve yabancılık duygusu uyandırır. Halbuki resmiyet olan yerde muhabbet olmaz. Bütün bunları göz önüne alarak eşler birbirlerini isimleriyle çağır-malılar, âmir- memur gibi değil, iki arkadaş gibi iki yabancı gibi değil, iki sevgili gibi yaşamalılar