ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

BULUNMAMASI GEREKENLER

Seçilen eşlerde bulunmaması gereken vasıflar

a- Tembellik, b- İnatçılık, c- Bencillik,

d- Kötü alışkanlık,

e- Cimrilik ve savurganlık,

f- Kabalık ve merhametsizlik,

g--Somurtkanlık,

Şimdi bunları kısaca açıklayalım:

a- Tembellik

Tembellik herkeste, her yerde ve her zaman yüz karasıdır. Er­kekte de, kadında da tembellik asla hoş görülmez. Hz. Peygamber bir duasında:

" - Allah'ım, Pembelikten sana sığınırım"' (14) demiş, diğer bir ha­disinde de:

" - Mü'min tembel olmaz" buyurmuştur.

Tembel erkek evin geçimini sağlayamaz, yaptığı bütün işlerde başarısız olur. Tembel kadın da evinin işini yapamaz, kocasına la­yıkıyla hizmet edemez, çocuğuna gerektiği gibi bakamaz, misafiri­ni de iyi ağırlayamaz. Tembelleri ne Allah sever ne de kulu.

b- İnatçılık

inatçılık çok kötüdür. Geçimsizliğin baş sebebidir.

"Bu evde benim dediğim olacak" sözünün geçtiği bir evde iyi bir geçimden ve uyumlu bir evlilikten söz edilemez.

Bu nedenle onlarla anlaşmak da zordur. İnatçılık yüzünden nice yuvalar yıkılmıştır. İnatçılık herkeste kötüdür. Evli eşlerde daha çok zararlıdır. İnatçılıkla hiç bir yarar sağlanamayacağını kesin olarak bilmeliler. Şeytanın da cennetten kovulup lanetlenmesine sebep olan inatçılığı değil midir?

c- Bencillik

Her yerde olduğu gibi evlilik hayatında da bencil olmak çok kö­tüdür. Evlilik karşılıklı fedakârlık ister. Bencil kişi ise hep kendini düşünür. Böyle bir evde ne kaynaşma, ne sevgi, ne de geçim olur. Bencil olan kimse eşinin istek ve arzularına saygı gösteremez, hep kendi menfaatini düşünür. Bu da karşısındakini yıldınr. Eşi tarafın­dan ihmal edilen kimse, ilgiyi başkalarından bekler. Çünkü hiç kim­se ilgisiz kalmak istemez. Bütün bunları göz önüne alarak eşler bencil olmamalıdır. Bu huy kimde varsa hemen bu kötü huyu bırak­malıdır. Yoksa bencilliği ilk çıkaran şeytanın peşine düşmüş olur.

d- Kötü Alışkanlık

Eşlerden birinin kötü alışkanlıkları kendisini içten çürüttüğü gi­bi, eşine de diken gibi batar. Kötü alışkanlıkların zararı eşlere do­kunduğu gibi, çocuklara ve çevrelerine de yayılır. Örneğin içki, si­gara, kumar ve bütün zararlı şeyler. Kötü alışkanlığı olan, Mutluluk Yollan Hayat Kitabımın ahlâk bölümünün huy değiştirme metodu­nu uygulasın. (Bkz. s. 150)

e- Cimrilik ve Savurganlık

Cimriyi hiç kimse sevmez. Peygamberimizin de dediği gibi on­lar Allah'ın da düşmanıdır. Cömertlik ne kadar güzelse, cimrilik o kadar kötüdür. Cimrinin tutunacak kimsesi olmaz. Çünkü onu ne eşi sever ne de başkası. Peygamberimiz (s.a.v):

"- Allah'ım! Cimrilikten sana sığınırım"(15) demiştir. Allah da cimrileri Kur'an-ı Kerim'in bir çok âyetlerinde yermiştir:

"Allah'ın kendilerine servet verdiği kimseler, yaptıkları cimrili­ğin kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Allahım emrettiği yolda harcamayıp cimrilik edenlerin bundan dolayı arttırdıkları mal, kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Cimrilik onlara iyilik değil, şer getirir..." (16)

Cimriliğin en kötüsü de eşine ve çocuklarına cimri olmaktır. He­le kadınların, kocalarına cimrilik yapmaları, onları hem küstürür, hem de sinirlendirir..

Ancak unutulmamalıdır ki, cimrilik kötü olduğu kadar israf ve savurganlık da kötüdür. Erkek de kadın da hem cömert, hem de tu­tumlu olmalıdır. Şu âyette buyrulduğu gibi:

"Allah'ın has kullan harcamalarında ve ikramda bulundukları zaman israf etmezler. Sıkı ve cimri de değillerdir. Ölçülü davranır­lar."(17)

f- Kabalık ve Merhametsizlik

Kaba ve merhametsiz olan kimseler etrafları ile uyum sağlaya­mazlar ki, eşleri ile kaynaşabilsinler. Hiç kimse tarafından da sevil­mezler, yanındakileri ürkütür kaçırırlar. Allah bu hususta Peygam­berine hitap ederek kullarını irşad etmiştir:

"Sana üzücü davranışlarda bulundukları zaman, Allah'tan ge­len bir sezişle onlara yumuşak davran. Eğer sert, kaba ve katı kalp­li olsaydın, çevrende kimse kalmaz herkes dağılır giderdi. Şimdi on­ları bağışla ve onlar için Allah'tan bağışlanmalarını dile."^

g- Somurtkanlık

Somurtkanlık, evlilik hayatında eşler arasında sevgiyi azaltır ve kaynaşmayı gölgeler. İnsan robot gibi somurtkan olmamalı, hare­ketli, sempatik ve güleç yüzlü olmalıdır. Katı yürekli ve vurdum duymaz olmamalı, şefkatli, duygulu ve ince kalpli olmalıdır. Mutlu bir aile yuvası kurmak isteyenler, kendilerinde yukarıda anlatılan kötü huylar varsa, huy değiştirme metotlarıyla huylarını güzelleştir-sinler. (Bkz. Mutluluk Yolları Hayat Kitabı s. 150)

5- Erkek olsun kadın olsun, evleneceği eşinin Allah'a inanan ve dinine saygılı olan kimselerden olmasına özen göstermelidir. Çün­kü bu gibilerden zarar gelmez. Allah'a inanan, ona saygılı olur. Al­lah'a saygılı olan insanlara da saygılı olur. Şayet dindar görünüyor huyu kötü ise, onun dindarlığı göstermelik, ibadeti gösteriştir.

Bir çok ailelerde mutsuzluğun kaynağı hatta yuvaların yıkılma­sının nedeni, Allah korkusunun olmayışı ve imân zayıflığıdır. Al­lah'a inanmayan ve ahiret azabından korkmayan kimselerden her türlü kötülük beklenir.

Allah'a inanan ve dinine saygılı olan kimselerden kötülük gel­mez. Kalp kıran kimsenin Allah'ın lanetine uğrayacağına ve azabı­na duçar olacağına inanan kimse eşini asla üzmez, ona haksızlık et­mez, kalbini kırmaz. Çünkü Allah'ın rızası, gönül yapmakta olaca­ğına inanır, asla eşinin kalbini kırmaz.

Din, insanı bütün kötülüklerden alıkoyar. Yeter ki insanın dine saygısı olsun ve inancı kuvvetli olsun.

Aile hayatında zaman zaman sıkıcı haller olabilir. Kadere ina­nan eşler üzücü olaylar karşısında; kaderim böyle imiş der gamdan kurtulur. Böylece olayları soğukkanlılıkla tabiî karşılar. Kadere inanmayanlar, küçük olayları bile büyütür üzülürler ve hadise çıka­rırlar. Kadere inananlar üzülerek sinirlerini bozmazlar. Böylece ai­le yükünü seve seve taşır, hallerinden şikayet etmezler. Kederi ne­şeye dönüştürürler.

İnsan bütün bunları göz önüne alarak, eşi olacak kimsenin inançlı olmasına dikkat etmelidir. Evlenince de inancı zayıf olan eşine inandırıcı telkinleri ile ve uyumlu davranışları ile inancını kuvvetlendirmelidir.

Aile saadetini zedeleyen hallerden biri de kötü alışkanlıklar­dır. İçki, kumar ve uyuşturucu alışkanlıkları gibi. Bunlar daha çok erkeklerde olduğu için kız tarafının çok dikkatli olması gerekir. Yoksa evlendikten sonra böylelerinin kahrı çekilmez olur. Artık pişmanlık da fayda vermez. Dönüşü olmayan çıkmaza girilmiş olur. Sonunda ya ayrılık, ya da bitmeyen çile sürer gider. Allah evlileri -hatta bütün kullarını- kötü alışkanlıklardan korusun.

Evlenecek eşi namuslu ve tertemiz olmalı. Gönlünü başkala­rına kaptırmamış, yabancılara meyi etmemiş olmalı. Hülasa açılma­mış gonca gül gibi olmalıdır.

"Dil verme o dildare ki ağyar (yabancı) eli değinişPejmürde olan gülde letafet bulunur mu?"

Yabancılarla ilişkisi olan ve kalbini başkalarına kaptıran kimse ile evlenme, yapacağı binanın temeline dinamit koymak gibidir. Hele günümüzde erkek kadın bir arada çalıştığı ve oğlan kız bir ara­da kaynaştığı yerlerde bu hususa çok dikkat etmelidirler.

Aileler çok dikkatli olmalıdırlar. Yeni yetişen çocuklarının bes­lenmesine ve sağlığına önem verdikleri gibi, terbiyelerine ve dış et­kenlerden korunmasına da özen göstermeliler. Genç çocuklarını ba­şıboş bırakanlar, ihmallerinin karşılığını çok pahalıya öderler.

8- Evlenilecek eşin fizikî görünümü de önemlidir. Çünkü vücut­taki kusurlar huylardaki normalliğin işaretidir. Vücut yapısı ne ka­dar mükemmel ve yakışıklı olursa -genellikle- huyda öyle güzel olur. Bu hususta erkek kadın aynıdır. Bu gerçeği göz önüne alan Hz. Peygamber (s.a.v):

"Hayrı ve iyiliği, güzel yüzlü ve yakışıklı olanlarda arayın" buyurmuştur.(19)

Bunun aksi de olabilir. Yani fiziksel görünümü kusurlu olup da karakter bakımından çok mükemmel olabilir. Ama böylesi az bulu­nur. Onun için dikkatli ve ihtiyatlı olmak daha iyidir. Fakat kişinin kendisinde fiziksel kusur varsa, eşinin de kusurlu olması normaldir. Böylece denge de sağlanmış olur. Eşler arasında denge oluşu da ev­lilik gereğidir.

9- Evlenecek kimseler birbirine aşağıdaki hususlarda denk olur­sa evlendikten sonra aralarında uyum daha kolay sağlanır.

a) Eşlerden biri dindar, öbürü bu hususda gevşek olursa araların­da anlaşma zorlaşır. Hele kadın dinine bağlı olur da kocası inançsız olursa, durum daha da çekilmez olur.

Sosyete çevrelerinde olduğu gibi müslüman kadının müslümanlığı kabul etmeyen bir yabancı ile evlenmesi dinî yönden asla caiz olmadığı gibi, milletimizce de nefretle karşılanır.

Bunun tersi olabilir. Yani bir müslüman erkek gayri müslim bir kadınla evlenebilir. Yeter ki, bu kadın -geçmiş zamanlarda olduğu gibi- milleti adına casusluk yapmak için evlenmiş olmasın. Müslü­man erkek de karısına uyarak kendi dininden ayrılmasın.

b) Yine asil bir aile, kızlarım neyin nesi olduğu bilinmeyen biri­ne vermemelidir. Böyle bir evlilik ne kızlarının şerefine yakışır, ne de ailenin şerefine. Üstelik bu hal neslinin bozulmasına da sebep olur. Evlilikte en uygunu herkesin dengi dengini bulmasıdır. Yoksa
mutlu bir aile hayatı sürdürmezler.

c) Sosyal yaşantı ve kültür bakımından eşler arasında benzerlik ve yakınlık olursa aralarında anlaşma ve kaynaşma daha kolay olur.

Ağır başlı, sade yaşayan mütevazi, aileden biri, sosyeteden çok hareketli ve hızlı yaşayan bir gençle evlenirse iki genç nasıl anlaşa­bilir ve birbirine nasıl ayak uydurabilirler?

Ahlâksızlığa ve sapıklığa medeniyet adını veren medeniyetsiz toplumlara özenen aileler bizde de çoğalmaktadır. Gençlerimiz ev­lenirken gençliğin verdiği heyecana kapılmadan, eşi olacak gencin aile yaşantısına bakmalıdır. Acaba kendi yaşantısına uygun mu, uygun değil mi?

Ecdadımıza ve asil milletimize yakışır, dinimizin emrettiği gibi giyinen muhafazakâr aileden bir genç, kalkar da haram helâl tanı­madan çılgınca yaşayan, açık saçık giyinen biri ile evlenirse, elbet­te anlaşamaz ve eşi ile uyum sağlayamaz. Ancak eşi olacak kimse­yi insanca ve kendi ailesine yaraşır bir tarzda yaşamaya ikna eder­se, böyle bir evlilik yaşayabilir. Mutlu da olurlar, manevî yönden kazançlı da olur. Çünkü yanlış yolda giden birisi bu yolla kurtarıl­mış ve toplumumuza kazandırılmış olur.

d) Evlilikte eşler arasında yaş bakımından da uygunluk olmalıdır.
Bazen yaşlı bir kadın makyajla kendisini genç göstererek seksî ha­reketleriyle ve ilgi çekici sözleriyle gözüne kestirdiği bir genci ken­disine bağlayarak onunla evlenir. Bazen de bir genç çeşitli neden­lerle kendisinden yaşlı bir kadınla evlenmek zorunda kalır. Yahut da bunların tersi olur. Yaşlı biri adam servetine ve sosyal mevkiine
dayanarak kendisinden çok genç bir kızla evlenir. Bu tür evlilikler genellikle mutluluk getirmez. Yeni evliliğin heyecanlı günleri zaten güçsüz olan yaşlıları daha da güçsüzleştirir. Genç eşinin isteklerine cevap veremez hale gelince; neşeleri kaçar, yuvaları sarsılır. Bu du­rum karşısında ümitsizliğe düşen genç kadın, iç duyguları ve çev­renin etkisi ile üç yoldan birini seçmek zorunda kalır: Ya gençliğini feda ederek kaderine ve topluma küser, ömür bo­yu mutsuz yaşamaya razı olur ki, mutsuz olmakla birlikte ikisi için de -aşağıdaki durumlara bakarak- en uygunu budur.

Yahud isyan ederek evliliğe son vermek ister. Bunu yapamazsa daha kötü şeyler düşünür, hatta hayatına son vermeye kadar gider.

Yahut da namus ve şeref duygularını ayak altına alarak -evlilik perdesi altında- bulduğu kimse veya kimselerle yasak aşk hayatı yaşamak suretiyle kendini tatmin etmeye çalışır.

Kendilerinden çok genç erkekle evlenmek isteyen yaşlı kadınlar, genç kızlarını yaşlılarla evlendirmek isteyen büyükler ve kendile­rinden çok genç kızla evlenmek isteyen güçsüz yaşlılar, yukarıdaki durumları göz önüne alsınlar, ona göre karar versinler.

Biz burada yaşlı derken aynı zamanda güçsüz ve ihtiyar görü­nümlü demek istiyoruz. Şayet yaşlı olmasına rağmen güçlü, dinç, enerjik, ve genç görünümlü ise, genç eşinin istek ve arzularım ye­rine getiriyor ve onu tatmin ediyorsa, birbirlerini tanıyarak, isteye­rek ve severek evlenmişler ise ve erkek yaşlı olmasına rağmen eşi­nin seviyesine inerek ona bir genç gibi davranıyorsa, yaş farkı hiç de önemli değildir. Nice böyle evliler var ki, eşit yaşta olan eşler­den çok daha mutludurlar. Hz. Peygamber 25 yaşında iken 40 ya­şında olan Hatice validemiz ile evlenmişti. Üstelik peygamberimiz onun üçüncü kocası idi. Her ikisi birbirlerini severek ve sayarak, hiç bir çifte nasip olmayan mutlu bir evlilik sürdürdüler. Resulullah, eşi Hatice Validemizin ölümünden sonra, 53 yaşında iken de 9 yaşında olan Aişe validemizle evlendi. Aralarında 44 yaş fark var­dı ama, Resulullah ona ömrünün sonuna kadar unutamayacağı ve kıyamete kadar evlilere güzel örnek olacak mutlu bir evlilik hayatı yaşattı. Aişe validemiz bu mutluluktan başka kıyamete kadar gele­cek bütün mü'minlerin mânevi anası olma şerefine de erişti. Aynı zamanda peygamberimizin vefatından birer bilgi hazinesi olan ye­di büyük din aliminden biri de Aişe validemizdir.

e) Yakın akraba evliliği hoş görülmediği gibi adet ve gelenekle­ri birbirinden çok farklı, birbirinden çok uzak memleketlerden de olmamalı. Böyle olunca eşler birbirlerinin huy ve davranışlarına alışamazlar, çelişkiye düşerler ve anlaşamazlar.

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol