Her kadın giyinmesini ve süslenmesini iyi bilmelidir. Fakat kadının giyinmesi ve süslenmesi yabancı erkeklere daha güzel görünmek için değil, kocasına daha cazip görünmek, kadınlara güzel örnek olmak ve kendi zevki için olmalıdır. Kimi kadınlar gibi yüzüne gözüne rengarenk boya sürerek suratını maymuna döndürmemelidir. Bunu cahiller, görgüsüzler ve sonradan görmüşler yapar. Başkalarından gördüğünü yapmamalı, kendisine yakışanı yapmalı, yaptığını da kendisine yakıştırmalıdır. Hem de yapılan makyaj herhangi bir hastalığa sebep olmamalıdır. Mesela, tırnaklara sürülen ojenin sinir ve böbrek hastalıklarına yol açması, kokusunun da beyine zarar vermesi ve kimi saç boyasının saça zarar vermesi gibi..
En güzel makyaj, makyaj olduğu bilinmeyen makyajdır. Usta kadın modanın ve çevrenin etkisiyle veya bilgisizliğinin kurbanı olarak, Allah'ın yarattığı güzel simayı makyaj yapacağım diye rast-gele boyamaz. Hem süslenir, hem de hafif ve sade bir makyajla süslü olduğunu karşıya fark ettirmez. Böylece doğal güzelliğine güzellik katarak kendisini eşine daha çekici gösterir ve daha çok sevdirir. Üstelik eşini yabancı kadınların ağına düşmekten kurtarır. Eşi tarafından sevilmesi, Allah'ın rızasını kazanmasına ve ahirette cennete girmesine vesile olur.
Her kadın giyimine özen göstermelidir. Kadınlık sanatının bir bölümü de az masrafla şık giyinmesini bilmek ve giydiğini kendisine yakıştırmaktır.
Ailede mutluluğun yarısı kadından, yansı erkekten kaynaklanır. Ailesini ve yuvasını mutlu kılmak isteyen kadın, kadınlık sanatını iyi bilmelidir.
a- Güzelliğin yarısı ten, yarısı kıyafettir
Ten, vücudun doğal yapısıdır. Kıyafet, kadının vücudunu örten, kendisine yakışan, saygı değerliliğini arttıran ve güzelliğine güzellik katan elbiseleri ve kendisine yakışan sade makyajıdır.
Bütün canlıların içinde Allah'ın en güzel yarattığı varlık kadındır. Kadın olmasaydı Âdem cennette bile huzur bulamazdı ve insanlık da olmazdı.
Kadın olmasaydı, ne aşk olurdu ne de aşık olunurdu. Şairlerin ilham kaynağı olan kadın olmasaydı; ne şarkı olurdu, ne türkü, ne beste olurdu ne de musiki.
Kadının kadınlığını tamamlayan cazibesini artıran, güzelliğine güzellik katan, üzerine yakıştırdığı elbisesidir.
Bizi ve giydiklerimizi yaratan Allah bu hususta şöyle buyurmuştur:
"Ey insanlar size avret mahallinizi (mahrem yerlerinizi) örten ve sizi süsleyen elbise yarattık."'(103) Bu âyetten ilham alarak deriz ki:
b- Elbisede üç özellik aranır
- Örtülmesi gereken yerleri kapatması
-Soğuktan ve sıcaktan koruyucu olması.
- Giyene yakışması ve onu saygıya layık göstermesidir.
Örtülmesi gereken yerler, yerine ve kadının durumuna göre değişir. Her kadın ve buluğ çağına giren her kız, sokakta yüzünün, ellerinin ve ayaklarının dışında bütün vücudunu örtmekle yükümlüdür. Bu hem Allah'ın emridir, hem kendilerinin yararına, hem de toplum düzeninin yararınadır. Bu, Allah'ın emri olduğu gibi sorumluluktan kurtulup cennette Allah'ın onlar için yarattığı altın ve ipekten ipliklerle Allah'ın kudret eliyle dokunmuş, yetmiş katından tenlerini gösteren nadide elbiselere giyinmeleri için de güzel bir vesiledir, yatırımdır.
Allah'ın bizim hiç bir şeyimize ihtiyacı yoktur. Bize ne emretmişse yararımız içindir. Neyi de yasaklamışsa zararından korunmamız içindir. Her şeyde olduğu gibi, giyim hususunda da Allah'ın emrine uymamız en doğru yoldur. Bir emrin yapılmasında nice yararlar vardır.
Kocalarınızın sizden soğumamasını, başka kadınların ağına düşmemelerini ve gönüllerini yabancılara kaptırmamalarım istiyorsanız ve ömür boyu mutlu olmak arzusunda iseniz, kendinize iyi bakın. Evinizde şık giyinin ve kocanıza daima daha güzel görünmeye çalışın. Dışarı çıkarken de, Allah'ın emrettiği gibi kapanın. Böyle yapmakla hem kendi yuvanızı, hem başka aileleri mesut etmiş olursunuz, hem de Allah'ın rızasını kazanırsınız.
Bir çok ailede kan koca arasındaki geçimsizliklerin ve gün geçtikçe çoğalan boşanmaların sebeplerinin başında hanımların evde kendilerini ihmal etmesi, dışarı çıkarken süslenip açık çıkmaları gelir. Bunu biraz daha açıklayalım