Hoparlörle kıldıran imama uymak
Sual: Hoparlörden çıkan sese âmin diyenin namazı bozulur deniyor. Halbuki ben ilmihallere baktım, namazı bozanlar arasında hoparlör yazmıyor. Hoparlörden çıkan sese âmin demek niye namazı bozuyor? Hoparlörle sesin yükseltilmesinin ne mahzuru olur ki? CEVAP Her ilimde olduğu gibi, fen ilminde de o işin uzmanı söz sahibidir. Dinimiz de buna kıymet verir; çünkü fen ilimleri, İslami ilimlerin bir koludur. Dini bilgilerde ise edille-i şeriyye esastır. Fen bilgileri bunlara göre açıklanır.
Müslüman ve uzman bir doktor, bu hasta guslederse ölür diyorsa, teyemmüm gerekir diyorsa, o doktora inanılması gerektiğini, diğer fen işlerinde de durumun böyle olduğunu dinimiz bildiriyor. Hoparlörden çıkan ses, nakli seda mı, aksi seda mı, yoksa başka bir ses mi, bunu ancak uzmanı bildirir.
Bütün uzman mühendisler bildiriyor ki:
(Hoparlörden çıkan ses, nakli seda değildir. Hoparlör, sesi yükseltici bir alet değildir. Yankı da değildir. İmamın sesi, hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hâsıl ettiği bir ses haline dönüşüyor. Duyulan ses, imamın sesi değil, elektrik ve mıknatısın hasıl ettiği sestir. Yani hoparlörden çıkan ses, elektrik tesiriyle hasıl olan mıknatıs kuvvetlerinin titreyerek demir levhanın husule getirdiği sestir. TV ekranındaki resim, imamın bizzat kendisi değil, görüntüsüdür. TV’deki ses de, imamın bizzat kendi sesi değil, sesin benzeridir.)
Bütün uzmanlar böyle söyleyince, dinin emri gereği onlara inanmak gerekir. Helal olan üzüm şırası, alkol haline, şarap haline dönüşünce, o sıvı haram oluyor. Yok bu üzüm şırası diye inat etmek cahillikten başka şey değildir. Şarap da sirkeleşince helal oluyor. Şarap nasıl helal olur demek de cahilliktir. Yine uzman kimyager, (Necis yağ, mesela domuz yağı sabun haline dönüşse temiz olur) diyor.
Evet, bütün uzmanlar ne diyor? (TV’deki konuşan kimsenin resmi bizzat kendisi olmadığı gibi, sesi de bizzat kendi sesi değil, benzeridir) diyorlar.
Şimdi gelelim dini hükmüne. İbni Âbidin’de diyor ki: (Başkasının sesine âmin diyenin namazı bozulur.)
Hoparlörden çıkan ses de, başka bir ses olduğuna göre, ona âmin diyenin namazı bozulur. Demek ki, namazı bozanların arasında başka bir sese âmin demek de var imiş. İnsan bunu bilmeyince, (Hoparlör sesi yükseltiyor ne büyük nimet. Herkes biliyor, siz bilmiyorsunuz) diyerek cahilliğini gösterir.
Hoparlörle kılınan namaz
Sual: Hoparlörle namaz kılmanın caiz olmadığını, teknik ve dini delillerle açıklamışsınız. Bunu anladık; ama o zaman büyük camilerde nasıl namaz kılınacak? Özellikle Cuma namazı yalnız kılınamıyor, bu namaz ne olacak? CEVAP Büyük camiler yeni çıkmadı. Asırlardır Müslümanlar büyük camilerde namaz kılıyor. Nasıl kılınacağı da fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Eğer imamın sesi duyulamayacak derecede, cemaat kalabalık olursa, caminin büyüklüğüne göre bir veya birkaç müezzin, mübellig vazifesini görür. Müezzininin sesiyle hareket edilir. Mübellig: Burada, imamın dediklerini tekrar eden kimse demektir.
Hoparlörle kılınan yerde, hoparlörden gelen sese değil de, imamı görerek imamın hareketlerine veya imamı görenlerin hareketlerine uyarak kılanların namazı sahih olur.
İkinci bir husus, imamın itikadı düzgünse, mecburen hoparlörle kıldırıyorsa ona uymak sahih olur. İmam bid’at ehli ise, zaten ona uymak uygun olmaz.
Hoparlörde de kılınsa, hoparlörsüz de kılınsa, Cuma namazından sonra, (Vaktine yetişip de kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) niyet ederek, zuhr-i ahir namazını da mutlaka kılmalıdır. Herhangi bir sebeple Cuma namazı sahih olmamışsa, bu namaz öğle namazı yerine geçer.
Hoparlörden gelen ses
Sual: (Hoparlörlerden gelen sesler, imamın sesiyle karışınca, bu sesler imamın sesini bastırsa da; imamın kendi sesine niyet edip âmin demenin bir mahzuru olmaz) deniyor. İslam Ahlakı kitabında ise, (Hoparlörden çıkan ses, imamın sesi değil, bu sesin benzeridir. Bunu işitenler, imamın sesini değil, bu sese benzeyen başka bir sesi işitiyorlar. İmamın sesine uymayıp, başka sese uyanın ve imamdan başkasının okuduğu Fatiha’ya âmin diyenin namazı sahih olmaz) diye yazıyor. Hoparlörden gelen sese imamın sesi diye uymak sahih olur mu? CEVAP İmamın hemen arkasında olup da, imamın kendi sesini duyuyorsak, o zaman sahih olur. İmamdan uzak olanlar sese uyarsa sahih olmaz. Sese değil de, imama veya imamı gören cemaatin hareketlerine uyulursa, namaz sahih olur. Hoparlörden gelen sese uyulursa sahih olmaz. Bir örnek verelim:
100 lira parasını faize veren, bir müddet sonra 101 lira alsa, 101 liranın tamamı faiz olur. 1 lirası fakire verilince, diğer kısmı faizden temizlenmiş olmaz. (Mektubat-ı Rabbani)
Demek ki, çok az bir faiz, bütün parayı kirletiyor, haram hale getiriyor. İçinden ayırmak mümkün olmuyor. Bunun gibi, gürültülü hoparlör sesleri arasından, imamın kendi sesini ayırmak, işitmek mümkün değildir. İslam Ahlakı kitabında da, hoparlörle namaz kılınırken, sadece hoparlörlerden gelen seslerin işitildiği bildirilmektedir.
Kulaklıkla kılmak
Sual: Hoparlöre uyarak namaz kılmak caiz olmadığına göre, işitme özürlü olanların, imamın sesini kulaklıkla işitmesi caiz olur mu? CEVAP Sağırların kulaklık takarak işitmesi, hoparlörden işitmesi gibidir. Sağır olanın, zaruret olduğu için, imamın sesini kulaklıkla işiterek kıldığı namaz sahih olur. İmamın veya cemaatin hareketlerini görerek kıldığı için de, namazı sahih olmaktadır. Namazı hoparlör ile kıldırmak ise, hiçbir zaman zaruret değildir. (İ. Ahlakı)
Arkadan gelen ses
Sual: Bir caminin arka tarafında namaz kılarken imamın sesi arkadan geldi. Hayret ettim, arkada da mı imam var diye. Gayri ihtiyari başımı döndürüp baktım. Ses hoparlörden geliyormuş. Namazım bozuldu mu? CEVAP
Göğüs kıbleden dönmediyse namaz bozulmuş olmaz, ama mekruh olur. Göğüs de dönmüş ise namaz bozulur. Hoparlörün böyle numaraları olabiliyor. Bazen müzik de karışabiliyor. Cep telefonlarından melodiler duyuluyor. Bunlar ahir zaman alametleridir.
Evden imama uymak
Sual: Komşumuzun evi camiye yakın olduğu için, camiden eve hoparlör çekmiş. Evinden camideki imama uyuyormuş. Bir mahzuru olur mu? TV’den Mekke’deki imama da uymak caiz olur mu? CEVAP Bu şekilde imama uymak iki yönden caiz olmaz:
1- İmama uymaya mani olan sebeplerden biri, imamla cemaat arasında, kayık geçecek kadar nehir veya araba geçecek kadar yol yahut sahrada kılarken, arada iki saflık boşluk bulunmaktır. Bir başka sebep, mescidin üstünde veya dışında kılanın, imamın veya cemaatten birinin seslerini işitmeye yahut imamın veya cemaatin hareketlerini görmeye mani büyük duvar bulunmasıdır. Mescidin üstünde ve duvar arkasında kılanın, imamdan veya cemaatten başkasına tâbi olması caiz değildir. Mescid kapıya kadar dolu değilse, son safla arasında araba geçecek mesafe yoksa yine sahih olur. Bundan fazla mesafe varsa, imamın sesini işitse de, sahih olmaz. (Fetava-yı Hindiyye) Mescide bitişik binanın üstünde ve mescide bitişik olmayan binalarda imama uymak caiz değildir. (Kadihan)
2- Birinci maddede bildirilen mani olmasa bile, hoparlörden gelen sese uymakla imama uyulmuş olmaz. Mekke’deki imamın sesi, TV ile gelse ve kendisi de görünse yine uymak caiz olmaz; çünkü imamın sesi, hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hâsıl ettiği bir ses haline dönüşüyor. Bizim duyduğumuz ses, imamın sesi değil, elektrik ve mıknatısın hâsıl ettiği sestir. Yani hoparlörden çıkan ses, elektrik tesiriyle hâsıl olan, mıknatıs kuvvetlerinin titrettiği demir levhanın meydana getirdiği başka bir sestir. TV’deki görüntüye imam diye uymakla, hoparlörden çıkan sese imamın sesi diye uymak aynıdır. Görüntü bizzat imam olmadığı gibi, ses de bizzat imamın sesi değildir. Onun için görüntüye ve cihazdan çıkan sese uymakla imama uyulmuş olmaz.
Hoparlörden çıkan sese kıraat değil, çınlamak denir. Buradan secde âyeti işitilse, tilavet secdesi yapmak gerekmez. (Elmalılı tefsiri c.3 s.2361)