ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

HUBEYB BIN ADIY

Hubeyb Bin Adiy
Darağacında ilk namaz kılan sahâbî.

Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler, Müslümanlardan bunların intikamını almak istediler. Alçakca bir plân hazırladılar. Hemen de planı tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye giderek Resulullahın huzuruna çıkıp:
- Yâ Resûlallah. Bizim kabîlelerimiz, İslâmiyeti kabûl ettiler. Yalnız Kur'ân-ı kerîm öğretmenine ihtiyâcımız var. Lütfen bize; İslâmiyeti, Kur'an-ı kerimi öğretecek kimseler yollar mısınız? diye ricada bulundu.

Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar. Başlarında, Âsım bin Sâbit hazretlerinin bulunduğu bu heyette, Mersed bin Ebî Mersed, Hâlid bin Ebî Bükeyr, Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne, Abdullah bin Târık, Muattib bin Ubeyd de bulunuyordu.

Bu öğretmenler kâfilesi, geceleri yürüyerek, gündüzleri gizlenerek Hüzeyl Kabilesi topraklarında, Reci' suyu başında, seher vakti konakladılar...

Bu sırada yanlarında bulunan Adal ve Kare kabilesi heyetinden biri, bir bahane ile yanlarından ayrıldı. Hemen Lıhyanoğullarına gidip, haber verdi.

Çarpışmaya karar verdiler
Çok geçmeden kâfilenin etrâfı sarıldı. 200'den fazla silâhlı eşkiyâ oradaydı.
- Bize öğretmen lâzım! diyenler, çekip gittiler. O güzîde Müslümanları, eşkiyâ ile karşı karşıya bıraktılar.

Lıhyânoğulları mensupları, esir ticâreti ile geçinirlerdi. Bu sebeple:
- Teslim olun. Canınızı kurtarın, teklifinde bulunuyorlardı. Asıl niyetleri onları Mekke'de köle olarak satmaktı. Böylece çok para kazanacaklardı. Çünkü Mekke'li müşrikler kendilerine:
- Yakaladığınız her Müslüman için, değerinden fazla para öderiz, demişlerdi.

Bunu Müslümanlar da duymuşlardı. Onun için, aralarında istişâre ederek çarpışmaya karar verdiler. Arkalarını dağa dönüp, kılıçlarını çekip, Allahın dîni uğrunda vuruşmaya başladılar.

İkiyüz kişilik düşmana karşı görülmemiş bir kahramanlıkla çarpıştılar. Üzerlerine saldıran kuvvetten bir kısmını öldürdüler.

Nihayet çarpışa çarpışa on Sahâbi'den yedisi okla vurularak orada şehid düştü.

Sadece Hubeyb bin Adiy, Zeyd bin Desinne ve Abdullah bin Târık kalmış, müşriklerle çarpışıyorlardı.

Çok geçmeden müşrikler, onları sağ olarak yakaladılar.

Arkadaşlarım bana örnektir
Lıhyanoğulları üçünü de yayların kirişleri ile bağladılar. Mekke'ye götürmek üzere yola çıktılar.

Abdullah bin Târık Mekkeli müşriklere götürülmeye râzı olmadı. Gitmemek için zorlandı.
- Vallahi ben size arkadaş ve yoldaş olmam! Şehid olan arkadaşlarım bana örnek ve önderdir, deyip, bir zorlayışta ellerini kurtardı.

Lıhyanoğulları O'nu taşa tuttular, sonunda O'nu da şehid ettiler.

Lihyânoğulları, Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi Mekke'ye götürüp müşriklere yüksek bir fiyatla sattılar.

Çünkü Hazret-i Hubeyb Bedr Gazâsında müşriklerden Hâris bin Âmir'i Cehenneme yollamıştı.

Onun oğulları şimdi kendisini almak için, büyük para ödediler.

Zeyd bin Desinne'yi de Safvân bin Ümeyye, Bedir savaşında öldürülen babası Ümeyye bin Halef'in intikâmını almak üzere satın aldı.

Mekkeli Müşrikler, Hazret-i Hubeyb ve Zeyd'i satın aldıktan sonra, onlara ne cezâ vereceklerini konuşuyorlardı:
- Hayır! Evvelâ işkence etmeliyiz.
- Ama Harâm aylar içinde bulunuyoruz!
- Evet! Bu sebeple, hemen öldüremeyiz! Harâm ayların geçmesini beklememiz gerek.
- O hâlde, hapsedelim.
- Ellerini, ayaklarını zincire vuralım! diyorlardı. Öyle yaptılar.

İntikam hırsı
Harp meydanındaki yenilginin intikâmını, müdâfaasız bir insandan alacaklardı. Hem de o esîri; harpte değil, parayla pazardan almışlardı!..

Hârisoğulları, iftihârla Hubeyb bin Adiy'i kendi âile fertlerine gösteriyorlar:
- İşte babamızı öldüren. Şimdi vereceğimiz cezâyı beklemekte! diyorlardı.

Hazret-i Hubeyb bin Adiy, hapsedildiği evde tam bir tevekkül ile, Allahü teâlânın kendisi hakkındaki takdirini bekliyordu.

Üzüm salkımı
Hapsedildiği evde bulunan ve azatlı bir cariye olan Mâviye şöyle anlatmıştır:
Hübeyb, benim bulunduğum evde bir hücreye hapsedilmişti. Ben ondan daha hayırlı bir esir görmedim. Bir gün baktım elinde insan başı gibi kocaman bir üzüm salkımı vardı. Ondan yiyordu. Hergün böyle üzüm salkımı elinde görülürdü.

O mevsimde hem de Mekke'de üzüm bulmak asla mümkün değildi. Allahü teâlâ ona rızık veriyordu.

Hazret-i Hubeyb, hapsolunduğu hücrede namaz kılar, Kur'ân-ı kerîm okurdu. Onun okuduğu Kur'ân-ı kerîmi dinleyen kadınlar ağlaşırlar. Ona acırlardı.
- Ona bir isteğin var mı? dediğimde,
- Bana tatlı su ver, putlar için kesilen hayvanların etinden getirme, bir de beni ödürecekleri zaman önceden haber ver, başka birşey istemem, dedi.

Öldürüleceği gün kararlaştırılınca gidip kendisine söyledim. Hayret ettim, öldüreceği zamanı öğrenince onda en ufak bir değişiklik ve zerre kadar üzüntü eseri görülmüyordu. Bana:
- Ne olur bana, bir ustura buluver. Temizlik yapacağım. Ben de sana duâ ederim, dedi.

Haksız yere cana kıymayız
Ben de çocuğumun eline bir ustura verip, gönderdim. Çocuk yanına gidince birden korktum.
- Eyvah bu adam çocuğu ustura ile keser o nasıl olsa öldürülecek, dedim. Koşup çocuğa baktım.

Hubeyb, gönderdiğim usturayı çocuğun elinden alıp, çocuğu sevmek için dizine oturtmuştu. Ben bu durumu görünce çok korkup, feryâd etmeye başladım. Durumu anlayınca,
- Bu çocuğu ödüreceğimi mi zannediyorsun? Bizim dînimizde böyle şey yok. Haksız yere cana kıymak bizim hâl ve şânımızdan değildir, dedi. Aslında eli usturalı bir esir çok şey yapabilirdi. Hattâ bu fırsat sâyesinde, hürriyetine bile kavuşabilirdi.

Hazret-i Hubeyb böyle birşeyi, düşünmek bile istemedi. Küçük bir yavruyu âlet etmek küçüklüğünü aklına bile getirmedi.

Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinne'yi öldürmek için müşriklerin kararlaştırdığı gün gelmişti. Fakat müşriklerin kin ve intikâm hisleri geçmek bilmedi.

Herkese haber verildi. Bu yüzden şehrin zengin-fakîr, genç-ihtiyâr, kadın-erkek ve bütün çocuklar oradaydılar. Bu iki yüce Sahâbenin başına gelecekleri merak ediyorlardı.

Bir isteğin var mı?
Bir sabah erkenden O büyük îmânlı Sahâbînin zincirlerini çözüp, zindandan çıkardılar. Mekke dışında Ten'im denilen yere götürdüler. Çünkü bütün mel'anetlerini, orada yapmayı âdet edinmişlerdi.

Bu iki Allah ve Resûlullah dostu ise, heyacanlı değildiler.Yolda karşılaşıp görüşen bu iki Sahâbî kucaklaşarak birbirlerine uğradıkları belâya sabretmelerini tavsiye ettiler.

Az sonra bir müşrik bağırdı:
- Ey Hubeyb! Sen bizim babamızı, Hâris bin Âmir'i öldürdün. Bugün onun intikâmını senden alacağız. Ölmeden önce bir isteğin var mı?

Hubeyb bin Adiy gâyet sâkin, şunları söyledi:
- Yaşatan ve öldüren ve öldükten sonra gene diriltecek olan, yalnız Cenâb-ı Allahtır.. O'na binlerce hamd olsun.

Darağacında namaz
Müşrikler hayretle tekrar sordular:
- Ölmeden önce son bir arzun yok mudur?
- Beni bırakınız iki rekât namaz kılayım...
- Kıl orada.

Elleri ve ayakları çözülen Hazret-i Hubeyb, hemen namaza durup, büyük bir sükûnet içinde huşû' ile iki rekât namaz kıldı. Cenâbı Hakka son duâlarını yaptı.

Toplanan müşrikler, kadınlar, çocuklar heyecanla onu seyrediyorlardı. Namazını bitirdikten sonra
- Vallahi eğer ölümden korkarak namazı uzattığımı zannetmeyecek olsaydınız, namazı uzatırdım ve daha çok kılardım, dedi.

Böylece idam edilirken iki rekât namazı ilk kılan, âdet ve sünnet olmasına sebep olan Hubeyb bin Adiy'dir Peygamber efendimiz, onun idam edilirken iki rekât namaz kıldığını işitince bu hareketini yerinde ve uygun bulmuştur.

Allah ve Resûlullah sevgisi için
Hârisoğulları hırsla yaklaştılar:
- Artık ölmeye hazır mısın? diye sordular.

Aslında O'nun bağırıp çağırmasını istiyorlardı. Çünkü o zaman daha keyifle, işkence edeceklerdi.

Fakat aksine Hubeyb halâ sâkindi:
- Müslüman olarak öldükten sonra, ne şekilde can verirsem vereyim, önemli değil. Çünkü bütün çektiklerim, Allah ve Resûlullah sevgisi içindir. Cenâb-ı Hak dilerse, parça parça edeceğiniz vücudumun zerresini, lütuf ile Cennetine nâil eyler, dedi.

Hazret-i Hubeyb, son namazını kıldıktan sonra, Mekkeli müşrikler, onu tutup darağacına kaldırarak bağladılar. Yüzünü kıbleden Medine'ye doğru çevirdiler. Sonra:
- Vallahi dînimden asla dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse yine İslâmiyyetten dönem!..

Esselâmü aleyke Yâ Resûlallah
- Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?
- Ben Muhammed aleyhisselâmın değil benim yerimde olmasını, Medîne'de yürürken ayağına bir diken bile batmasına asla râzı olmam!
- Ey Hubeyb, İslâm dîninden dön eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz.
- Allah yolunda olduktan sonra benim için öldürülmenin hiç ehemmiyeti yoktur.

Hazret-i Zeyd bin Desinne'ye de bu şekilde söylediler. O da aynı cevabı vererek şehid oldu.

Bundan sonra Hubeyb:
- Allahım! Şuracıkta düşman yüzünden başka yüz görmüyorum... Allahım! Resûlüne selâmımı ulaştır. Bize yapılan bu işi Resûlüne bildir, diyerek duâ etti.

Hubeyb bu duâyı yaptığı sırada sevgili Peygamberimiz, Eshâb-ı kirâmla oturuyordu.

Zeyd bin Hârise şöyle anlatmıştır:
Bir gün Resûlullah efendimiz Eshâbıyla otururken kendisine vahy geldiği sırada kaplayan hâl gibi bir hâl kapladı. Sonra,
- Ve aleyhisselâm, dedi.
- Yâ Resûlallah bu selâmı kimin selâmına karşılık verdiniz?
- Kardeşimiz Hubeyb'in selamına karşılık verdim. Cebrâil aleyhisselâm, Hubeyb'in selâmını bana ulaştırdı.

Ve Hubeyb ile Zeyd'in şehid edildiğini Eshâbına duyurdu. Hubeyb'in etrafında toplanan Kureyş müşrikleri:
- İşte babalarınızı öldüren bu adamdır, diyerek gençleri üzerine mızraklarıyla saldırttılar. Mızraklarını saplayarak vücudunu yaralamaya başladılar.

Yüzümü Ka'be'ye çevir
Bu sırada Hubeyb'in yüzü Kâ'be'ye doğru döndü. Müşrikler Medine'ye doğru döndürdüler. Hazret-i Hubeyb:
- Allahım eğer ben senin katında hayırlı bir kul isem yüzümü Ka'be'ye çevir, diyerek duâ etti.

Yüzü yine kıbleye döndü. Müşriklerden hiçbiri onun yüzünü Kâ'be'den başka bir tarafa çeviremedi.

Bu esnada Hazret-i Hubeyb darağacı üzerinde düşman arasında garip bir halde şehit edilmekte olduğunu dile getiren bir şiir söyledi.

Mekkeli müşrikler darağacına çıkardıkları Hazret-i Hubeyb'e, ellerindeki mızraklarla işkence yapmaya başlayınca:
- Valahi ben Müslüman olarak öldürülecek olduktan sonra vurulup hangi yanım üstüne düşersem düşeyim gam yemem. Bunların hepsi Allah yolundadır, dedi.

Hubeyb bundan sonra yüksek sesle şöyle bedduâ etti.
- Ey büyük ve herşeye kâdir Allahım. Sen de bu zâlimlerin tamâmını mahveyle! Onlardan hiç birini sağ bırakma! Hepsini ayrı ayrı öldür, Allahım!

Hâinler korkak olur
Hâinler korkak olur. Bu hâinler de bedduâyı işitince korkmaya başladılar. Hazret-i Hubeyb biraz daha konuşursa, vaziyet değişebilirdi. Oradakiler müşrik de olsalar tesir altında kalabilirlerdi! Hattâ o mazlûmu kurtarmak istiyen bile çıkabilirdi. Hârisoğulları:
- Konuşturmayın şunu! diye bağırdılar.

Sonra da mızraklarını peşpeşe saplamaya başladılar, içlerinden biri göğsüne mızrağı sapladı, mızrak sırtından çıktı.

Hubeyb, vücudundan kanlar fışkırırken ve darağacında sallanarak son nefesini verirken,
- Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh diyerek şehid oldu.

Hubeyb bin Adiy'in cenazesi kırk gün darağacında asılı kaldı. Bedeni çürüyüp kokmadı. Hep taze kan aktı.

Peygaber efendimiz onun cenazesini getirmek üzere Eshâb-ı kirâmdan Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esved'i gönderdi.

Gece gizlice Mekke'ye girip Hubeyb'i asılı bulunduğu darağacından indirip deveye yükleyerek Medine'ye doğru yola çıktılar.

Cennetteki komşu
Durumu öğrenen müşrikler büyük bir kalabalık hâlinde üzerlerine hücum ettiler.

Hazret-i Zübeyr ve Mikdâd, kendilerini savunmak için cenazeyi yere koydular. Biraz sonra baktılar ki, Hubeyb'in cenazesini bıraktıkları yer yarılıp, cesedi içine alındı ve kapandı. Onlar da oradan uzaklaşıp, Medine'ye döndüler.

Peygaber efendimiz, Hubeyb bin Adiy için:
- O benim Cennette komşumdur, buyurmuştur.

Bu şekilde şehid edilen Hubeyb, Ensârdan ya'nî Medîneli Müslümanlardan olup Evs kabilesindendir.

Hicretten önce Müslüman oldu. Bedir ve Uhud savaşına katıldı. Bu savaşlarda büyük kahramanlıklar gösterdi.

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol