ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

KITABA GIRIS
GİRİŞ

Baktım ki, dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadır. Gördüm ki, gelen gidiyor, giden gelmiyor. Günlerimse, sonbahar yaprakları gibi dökülüyor. Rüzgâr gibi esip giden ömrüme yandım da, bir felah aradım.
Anladım ki, ruhumun ayrılık derdine ancak Allah sevgisi deva olabilir. Sezdim ki, Onsuz hayat bir serap olacak. Kalbim, Onunla yanan, Onsuz kalınca sönen bir mumdur.
Ona giden bir kısa yol aradım, "Allaha muhabbetiniz varsa, Onun habibine tâbi olmalısınız!" emrini duydum. Ve sonunda sevgili Peygamberimin yolunu buldum, tarifsiz kederlerden kurtuldum.
Böyle bir kitaba gençlik yıllarımda ne kadar da çok ihtiyaç hissetmiştim! Bir elimde Kurân vardı ve ben öbür elime de derlitoplu bir hadîs kitabı almak istiyordum. Her zaman ve her yerde okumak, sevgili Peygamberimin bana neler söylediğini bilmek ve tavsiyelerini hayatıma uygulamaktı niyetim. Onu tanımak, örnek almak ve onun gibi yaşamak istiyordum.
Ne mümkün! Gerek hadîsler, gerekse hadîs kaynakları o kadar çoktu, o kadar hacimliydi ve o kadar dağınıktı ki, yararlanabilmek için neredeyse bir hadîs âlimi olmak gerekiyordu.
Beni böyle bir kitap hazırlamaya yönelten dürtü de bu öznel deneyimim oldu. Bu kitabı, hadîs oldukları kesin senetlerle kanıtlanmış olan "sahih" hadîsleri bir araya toplamak, güvenilir kaynakların tümünün özünü yansıtmak ve bütün insanlara sunmak amacıyla hazırladım.
Bu kitabın, ömür günlerini en güzel biçimde geçirmek isteyenler için de bir "hayat rehberi" olmasını da ümit ediyorum.
Emelim, şu fani âlemden bâkiye bir yol bulmak ve buldurmaktır, vesselâm!

HADİS

Hadîs, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin akvali, etvarı ve ahvalidir. Akvali, yani bir mesele üzerine söylediği sözleri ki, mânâsı Allah teâlâdan, lafzı Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâmdandır. Etvarı, yani kendine özgü ve bize örnek davranışları. Ahvali, yani işittikleri ve gördükleri karşısındaki durumları. Zira, onun susması da hikmet dolu bir dildir, uygun bulma ve kabul etme mânâsına gelir.
Hadîsler, âyetlerin ilke düzeyindeki hükümlerini uygulanabilir duruma getirir, tamamlayıcı unsurlarla zenginleştirir, kapalı noktalarını açıklar, genel hükümlerini sınırlandırır, dokunulup geçilen bazı anlamlarını pekiştirir. Kurânı sevdirir, müminleri isteklendirir, soyut mânâları örneklendirir, kısacası, o ilahî ruha güzel bir beden olur.
Bir hadîs kitabı, ne tefsir, ne fıkıh, ne tarih, ne siyer, ne de bir ahlâk kitabıdır. Bir bakıma da bunların hepsidir. O, nurlu ilimler annesidir, peygamber kaynaklı anlamlar hazinesidir. Onu başka bir ilim dalının adıyla adlandırmak, sınırlandırmak ve daraltmak olur.
O, Allah tarafından, âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hazreti Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın, bize iletilen kutsal mirasıdır.

SÜNNET

Ayrılmaz ikililer: Allah ve peygamber, âyet ve hadîs, kitap ve sünnet... Sünnet, Kurân güneşinden dünyaya yansıyan nurlu aydınlık!
Sünnetin iki mânâsı vardır. Biri genel, biri özel. Özel anlamda sünnet, farzın ve vâcibin hemen arkasından gelen hüküm demektir.
Genel anlamda sünnet ise, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin bütün kabulleri, redleri ve hâlleridir. Ondan bize miras kalan ne varsa, bu genel sünnet tanımının içindedir. Onun inanışı, ibadet edişi, yaşayışı, yolu, yordamı, âdetleri ve toptan ifade edersek, onun örnek insanlığıdır.
Biz ümmeti ise, yürüdüğü yoldaki mübarek izlere milimetrik hassasiyetle basarak yürümekle yükümlüyüz. Müslümanlık kalitemiz, ona benzemekteki derecemizle orantılı.
Bu mukaddes yolun sonu ise, cennet!

HADİS DERLEME

Kurân, kendi ifadesiyle "lâ reybe fîh"dir, yani "kendisinde şüphe olmayan" kesin bir kaynaktır. Hadîs ise, belki de hemen kaleme alınmadığı için, sayısı, güvenilirliği ve taşıyıcıları bakımından farklı bir manzara arzetmektedir.
Ancak, hadîsin önemini bilen büyük âlimler, sahabe devrinden hemen sonra derlemelere başlamış ve bu işi büyük bir başarıyla sonuçlandırmışlardır.
Bu vesileyle de, "hadîs usûlü" adı altında son derece özgün ilmî yöntemler geliştirilmiş ve büyük bir ilim alanı ortaya çıkartılmıştır. Bunlar, öyle güvenilir metodlardır ki, daha sonra gerçek anlamda ortaya çıkacak olan tarih ilminin gelişmesinde de en önemli rehber olmuşlardır.
Hadîsler, başta Buhârî ve Müslim olmak üzere, pekçok büyük bilgin tarafından tesbit edilmiş ve sınıflandırılmış, "cerh ve tâdil ilmi" gibi hassas terazilerle tartıldıktan ve nice ince eleklerde elendikten sonra, sarsılmaz birer metin hâline getirilmiş ve günümüze kadar da böylece nakledilmiştir.

HADiS KAYNAKLARI

Yüzlerce hadîs kitabı yazılmış, ama bunların ancak bir düzine kadarı daha öncelik kazanmıştır. Bu ünlü kaynakların yazarlarının adlarını sıralayalım: Buhârî, Müslim, Mâlik, Dârimî, Ahmed bin Hanbel, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesêî, İbn Mâce, Bezzâr, Rezîn, Taberânî...
Kitaba giren hadîsleri bu sahih kaynaklardan çıkardım. Hadîs bilginleri tarafından "sahih" mührü vurulmamış hiçbir hadîsi almadım.
Ekser hadîsler birden fazla kaynakta yer alıyordu. Ben sadece birinin, lafız, râvi ve güvenilirlik bakımından en uygun olanının adını yazdım. Mesela, ünlü "altı kitab"ın hepsinde yer alan bir hadîsin altına, "Buhârî" yazmak bana yeterli göründü.
Hadîsin emniyeti yönünden en önemli iki unsur, "râvi" ve "kaynak"tır. Her hadîsin yanıbaşında bu ikisini kısaca anmakla yetindim.
Bize yüzbinlerce hadîs ulaşmış, ama bunların ancak onbin kadarına "kesin" gözüyle bakılmıştır. Ben, sıhhati senediyle ispatlanmış olan ve günümüz insanının her zaman ihtiyaç duyup yararlanabileceği hadîsleri aldım.
Tekrarları eledim, fakat bunu yaparken, konuyu en özlü biçimde ortaya koyan hadîsleri almaya büyük bir özen gösterdim. Aynı hadîs, birden fazla kaynakta yer almakla birlikte, aralarında ayrıntı düzeyinde bile olsa, bir fark gördüysem, ikisini de aldım.
Kitabın hazırlanışında, düzenlenişinde ve basımında düşünülen önemli bir husus da, mümkün olduğu kadar hacminin kabarmamasıydı. Onun, kolayca elde edilebilen, taşınabilen ve okunabilen bir "hadîs el kitabı" olmasını istedim.

TASNİF

Hadîsleri alışılmışın dışında bir yöntemle sınıflandırdım. iktibas ettiğim "bin tane" hadîsi "elli bölüm" hâlinde yerleştirdim. Bölümlere, mânâları birbirine yakın hadîsleri aldım. Ancak, bir konu ile ilgili hadîsler, sadece adı konan bölümde bulunmamakta, başka bölümlerdeki bazı hadîslerde de aynı konu farklı yönlerden ele alınmaktadır.
Bazı öyle hadîsler var ki, muhtevasında pek çok konuya ışık tutmaktadır. Okuyucu bu önemli hususa dikkat etmeli.
Bu kitaba aldığım hadîsleri, sahih hadîs kaynaklarının özünü ve ruhunu yansıtabilecek bir usûlle seçtim ve yerleştirdim. Hadîs alanında uzmanlaşan bilginlerin dışında kalan herkes için kitabın yeterli olmasını hedefledim. istedim ki, bu hakikat incilerini en fazla sayıda insana göstereyim ve tanıtayım, onlar da yararlansınlar da yoksun kalmasınlar.
Kitaba, hadîslerin arabî ibarelerini almadım. Buna gerek de yoktu. Böyle yapsaydım, kitabın hacmi ikiye katlanacak, elde edip faydalanma oranı da azalacaktı. Bu kitabın muhatabı arabî lisanı bilmeyenlerdir. Muhataba göre hitap ise, belagatın temel niteliklerinin birincisidir!

TEŞRİH

Kitapta, bu önsözden başka bana ait olan tek cümle yoktur! Okuyucuyu, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin o harikulâde veciz ve anlamlı sözleriyle başbaşa bırakmaktı niyetim. Okuyanın zihnini kendime göre yönlendirmek istemedim.
Her okuyucu, her hadîsten kendi durumuna göre ayrı bir mânâ ve feyiz alabilir. Yorum yapsaydım, bu mânâ ihtimallerinden biri görünecek, öbürleri ise, belki de kaybolup gidecekti.
Manzara tek de olsa, onun aynadaki yansımaları ayrı ayrıdır ve aynanın özelliklerine göredir. Ruhlar da birer ayna gibidirler ve aldıklarını kendi niteliklerine göre yansıtırlar.
Açıklanmasında fayda bulunan hadisler de vardır şüphesiz. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla, açıklamalar yapmak yerine, bunu başka bir yolla telâfi etmeye çalıştım: Hadîsi yine hadîsle açıklamak. Bu sebeple, sıralamada, hadîslerin birbirini açıklaması, desteklemesi ve konuyu her yönüyle aydınlatması hareket ilkelerim oldu.
Sade bir dil kullanmak için elimden geleni yaptım, ama yine de yeni nesiller tarafından bilinmeyen kelimelerin olduğunu gördüm. Daha fazla sadeleştirme de anlamı bozacağı için, başka bir çözüm ürettim ve kitabın arkasına bir sözlük koydum. Dileyen hemen açıp baksın da hadîsi tam olarak anlasın istedim.
Sözlükte 474 tane kelimenin açıklaması yapılmıştır.

HADİSİ ANLAMAK

Hadîse yüzeysel bakan biri, bazı çelişkiler bulunduğu vehmine kapılabilir. Peygamber aleyhissalatü vesselam, aynı soruya bazen birbirinden farklı cevaplar verebilmiştir. Mesela, "En üstün ibadet hangisidir?" diye soran birine, "Vaktinde kılınan namaz" derken, bir başkasına, "Anne babaya itaat" demiştir. Dikkatli bir inceleme sonucunda anlarız ki, birinin namaz konusunda, öbürünün de itaat meselesinde özel bir durumu vardır ve Efendimiz, "ilacı yaraya damlatmak" ilkesini uygulamıştır.
Bazen fakirlik, bazen de zenginlik övülmüş, bir iş kimine yasak edilmiş, kimine de yasak edilmemiştir. Dikkatle bakılırsa bunlarda bir aykırılık olmadığı görülebilir. Muhataba, hâle, duruma ve şartlara göre konuşmak ve davranmak reddedilmesi mümkün olmayan önemli bir iletişim kuralıdır.
Dinin temel meselelerinde aynılık olmakla birlikte ayrıntılarında bazı farklılıklar olabilir. islâmın, bütün zamanlara, ülkelere ve tek tek her insana uygun bir "yaradılış dini" olmasının bir nedeni de budur.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, yaşı, cinsiyeti, işi, mizacı, bilgisi, maddi durumu, kültürel düzeyi, anlayışı ve benzeri nitelikleri birbirinden oldukça farklı milyarlarca insanın peygamberidir. Elbette, hepsini tatmin edecek, hepsine örnek olacak ve hepsine yol gösterecek biçimde konuşacak ve davranacaktı.

ÖRTÜLÜ GERÇEKLER

Hemen kavranması kolay olmayan bir kısım hadîsler de, gelecekte olacaklarla ilgili hadîslerdir. Bunlarda, kapalı bir dil ve anlatım biçimi kullanılmıştır.
Böyle yapmasının önemli bir nedeni, insanın bu dünyadaki varlık sesebi olan "imtihan sırrı" ile ilgilidir. Bu alanda, "Akla kapı açmak, iradeyi elden almamak," mühim bir ilkedir. insanı inanmaya zorlayacak derecede normal insanlarca bilinmesine imkan bulunmayan haberleri apaçık bir dille söylemek bu sırra aykırı olabilirdi.
Ayrıca, gaybı bilen Allahtır. Peygamber ise, ancak Allahın bildirdiğini bilir. Eğer gelecekteki gaybi hadiseleri ve sırları ifşa etseydi bu, "Gaybı yalnız Allah bilir," hakikatına karşı bir saygısızlığı hatıra getirebilirdi. Allaha saygı ve edep konusunda ise, Peygamber aleyhissalatü ve sellemın hassasiyeti malumdur.
işte bu gibi sebeplerle, o türden hadîsleri, ancak örtülü anlatımlarla söylemiş, ne ümmetini tamamen gafil bırakmış, ne de edep ve imtihan sırrı sınırlarını aşmıştır. Bu harika denge de, onun peygamber oluşunun bir başka göstergesidir.

HADİSE SAYGIYLA YAKLAŞMAK

Bazı hadîslerde ise, akla aykırı gibi görünen ifadeler olabilir. Bu durumda, hemen o hadîsi inkâr etmek, yahut reddetmek veya şüpheye düşmek hatalı bir davranış olur. "Bu hadîstir," denilen her sözü hemen hadîs olarak kabul edelim demiyorum. Kaynaklarına bakılır, sahih olduğu senediyle kanıtlanmışsa, ona hürmetle yaklaşılır.
"Benim aklım almıyor, o halde akla aykırıdır," diye düşünmek, bazen gafletin, bazen de gurur ve büyüklenmenin bir sonucudur. Böyle bir hadîsle karşılaşınca , "Ben anlayamıyorum, ama elbette bir anlayan vardır. Gerçi aklıma aykırı görünüyor, fakat benim aklım tek ölçü olamaz. Araştırmalı, bir bilenden sormalıyım," diye düşünmek gerekir.
Bazı hadîslerin anlatımı son derece sadedir, bazılarında ise, kavranması ciddi gayret isteyen edebî sanatlar kullanılmıştır. "Bunların, anlatılınca hoşa gidecek bir yorumu mutlaka vardır," denmeli, hadîse ilişilmemelidir. "Bilenin üstünde daha fazla bilen vardır" ve "akıl akıldan üstündür."
Bazı bilgin kılıklı türediler, hadîse yaklaşırken bu tevazu tavrını göstermediklerinden, sanki tek ölçü kendi anlayışlarıymış gibi, hadîse saygısızca yaklaşabiliyorlar. Hem kendileri bu feyizli nur kaynağından yoksun kalıyor, hem de pekçok insanı yoksun bırakıyorlar! Gururlarının, kibirlerinin ve bilgi örtüsüyle örtülmüş cehaletlerinin kurbanı oluyorlar!
Bazen de, hadîslerin ifadesinde bir abartı varmış gibi görünebilir. Özellikle amellerin önemi konusundaki hadîslerde bu sorun aklımıza gelebilir. Bu durumda, hemen kötü düşüncelere kapılmak yerine, Peygamberimizin, insanlar için bir uyarıcı ve sakındırıcı olduğunu hatırlamamız yeterli olacaktır.
isteklendirme ve sakındırma, ümitlendirme ve korkutma sadedinde söylenen sözler abartı sayılmaz. Meselenin önemini vurgulamak gibi önemli bir amaç güdülmektedir. Genel gayeyi nazara almak, vasıtaya takılıp kalmamak gerek.

ÇALIŞMADA TİTİZLİK

Bu çalışmayı yaparken bazı hadîsler rehberim oldu. "Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, sevdiriniz, tiksindirmeyiniz!" hadîsini devamlı hatırladım.
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellemin, "Bizden işitip de başkalarına aynen bildiren kişinin yüzünü Allah ak etsin!" duası beni hep isteklendirdi.
"Benim adıma yalan söylemeyin! Kim benim adıma yalan söylerse, ateşe girer!" tehdidini hiç unutmadım ve bu uyarı benim titiz davranmama sebep oldu.
"insanların durumlarına göre söz söylemek," önemli bir sünnet ilkesiydi, ben de buradan hareketle günümüz insanının durumunu hep göz önünde bulundurdum.
Efendimiz ile ümmetini aydınlık bir zeminde buluşturmak ve onu onlara tanıtmak için elimden gelen çabayı gösterdim.
Konunun hassasiyetinin farkındayım. Kitabı hazırlarken azami oranda titizlik gösterdim. Yine de bir hata ettiysem Gafûr ve Rahîm olan Rabbimden mağfiret diliyorum.
Kitapta kusurlar varsa, bendendir. Üstünlükler ve güzellikler ise, her meselede rehberimiz olan Hazreti Muhammed aleyhissalâtü vesselâmdandır.
Niyetim, en fazla sayıda insana, ruha huzur, kalbe sürur ve akla nur verip gönülleri aydınlatan Muhammedî kaynaktan bengisular sunmaktır. Talebim, Allahın rızası ve ihsanıdır.
Emelim ise, şu fani âlemden bâkiye bir yol bulmak ve buldurmaktır, vesselâm!

Ömer Sevinçgül
Ramazan'98,
Sakarya.

Bismillâhirrahmanirrahîm.
Ehamdülillahi Rabbil âlemîn.
Vessalâtü vesselâmü âlâ seyyidinâ Muhammedin ve âlâ âlihi ve sahbihi ecmaîn.

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol