ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

KUR'AN'IN OKUNMASINA DAIR

KUR'AN'IN OKUNMASINA DAİR

Kur'an'ı Kerim; Allah Katından, insanları hidayete ulaştırmak için,  
güvenilir bir elçi vasıtasıyla, Hz. Muhammed'e (s) vahiy yoluyla, apaçık  
Arapça olarak indirilmiş, son ilahi mesajdır. Kur'an'ın indirilmesinde Hz.  
Muhammed de dâhil, hiçbir yaratığın herhangi bir etkisi ve katkısı  
bulunmamaktadır.

"Rabb'inin kitabı'ndan sana vahyedileni oku; O'nun kelimelerini  
değiştirecek kimse yoktur. Ondan başka sığınılacak bir kimse de bulamazsın (18/27)".

"Eğer o bazı sözler uydurup bize iftira etseydi, elbette onun gücünü yok  
eder sonra da can damarını keserdik (69/44-46).

"Biz onu Arabça bir Kur'an olarak indirdik ki, düşünesiniz (12/2)"

Kur'an'ı tanımak ve anlamak onu Allah’ın istediği anlamda anlamaya ve  
tanımaya bağlıdır. Kur'an'ı detaylı bir şekilde anlayıp hayata geçirebilmek  
için, Kur'an dili olan Arapçayı onun iniş dönemindeki şekliyle bilmek de  
önemlidir. Bu gereklilik kelime anlamlarının tarihi seyri içerisinde  
geçirdiği anlam değişimleriyle yakından ilgilidir. Çünkü bu süreç zarfında  
siyasi ve fikri akımların bir takım etkileri olmuştur. Buna misal olarak  
"israf" kavramı Kur'an'da Allanın koyduğu sınırların çiğnenmesi ve  
tanımaması anlamında kullanıldığı halde daha sonraları bu kavram sadece yeme, içme ve giyimde saçıp savurma anlamlarında kullanılarak manası daraltılmıştır. (20/ 127 ve 7/31). Ayrıca, Kur'an'ın iniş dönemini, toplum yapısını, iniş seyrini bilmek de gerekir. Çünkü: Kur'an, topluca halka sunulan bir kitap değil, Resulullahın bi'setinden vefatına kadar süren 23 yıllık uzun bir dönemde nazil olmuştur. Bu sebeple Kur'an'ın ayetlerinin genelde nüzul sebebi" vardır. Bir ayetin nüzul sebebini bilmek ayetin manasını sınırlamaz. Ancak, ayetlerin manasının alıklığa kavuşmasında Büyük ölçüde yardımcı olur. Hz. Peygamberin (s.) hadislerini de bu çerçevede düşünmek ve değerlendirmek gerekir.

Kur'an'ı okuyacak kişi okumaya başlamadan önce, O'nun diğer kitaplardan farklı ve eşsiz bir kitap olduğunu bilmeli, O'na önyargısız olarak yaklaşmaya çalışmalıdır. Kendi önyargıları ile Kur'an'a yaklaşan kimseler, Kur'an'ın satırları arasında ancak kendi düşüncelerini bulur ve bu nedenle Kur'an'ın iletmek istediği mesajı kavrayamazlar. Diğer kitaplar için de geçerli olan bu durum Kur'an söz konusu olunca daha da belirginleşecektir.

Kur'anı okuyacak kimse onun içeriği hakkında yüzeysel bir bilgiye sahip  
olmak istiyorsa, onu bir kez okuması yeterlidir. Fakat o kimse Kur'an'ı  
derinlemesine anlamak ve yaşamak istiyorsa ki, mü'minlerin görevi budur, o zaman bir çok kez ve her seferinde farklı bir bakış açısıyla okumalıdır. Kur'an'ın yaşam tarzını tanımak için bu gereklidir. İlk okuyuş sırasında okuyucunun kafasında belirecek sorular daha sonraki okuyuşlar sırasında giderek azalacaktır. Belki de bir müddet sonra cevaplandırılmamış soru kalmayacaktır.

Mü'min kişi, okuması sırasında aldığı mesajı mutlaka pratiğe geçirmelidir.  
Çünkü Kur'an, basit bir teori ve fikir kitabı değildir. Ve O, araştırmacılar elinde incelenecek anlaşılmaz bir kitap da değildir. Kur'an insanları hidayete ulaştırmak ve hidayete eren bu insanların etkinliklerini, hidayet üzere devam etmelerini kontrol altına almak ve yönlendirmek için  
indirilmiş bir kitaptır. Bunun için Kur'an'ı gerçek manada kavramak isteyen kişi onu yaşamalıdır. Hz. Muhammed (s) gibi (risalet öncesi) inzivaya çekilmiş birinin, Rabb'inin "KALK, UYAR" emrini alınca inzivadan çıkıp İslam davasını başlatmasının ve bu davaya karşı çıkanlarla hayatı boyunca mücadele etmesinin nedeni budur.  

Kur'an'ı diğer insanlara tebliği sonucunda, kendisine uyan temiz ve seçkin insanlarla birlikte 23 küsur sene mücadele ederek, islami yaşam tarzını kurmasında ona Kur'an rehberlik etmiştir. Kur'an okuyucusu, onu okurken bu zorlu mücadeleyi bizzat! Kur'an'dan safha safha tanıyacak, çok fazla gramer ve belagat ilmine sahip olmasa bile, mücadelenin akışında onu anlayacak ve Kur'an'ın mesajını kavrayacaktır.

Kur'an'ın ele aldığı başlıca konu, yeryüzünde "Halife" kıldığı "insan"ı  
felaha ve helaka götüren, hayat tarzlarını anlatmaktır. Bütün olarak Kur'an baştan sona Hakk'ın açıklanması ve buna dayanan doğru yola daveti ana fikir olarak vurgulamaktadır.  Kur'an insanı doğru yola çağırmak ve kendi hatası sonucunda kaybettiği hidayeti ona vermeyi gaye edinmiştir. Okuyucu Kur'an okurken bütün bunları göz önünde bulundurmalıdır.

Bu açıklamalardan sonra, şöyle bir soru soralım; Acaba Kur'an anlaşılabilir mi? Kur'an'ın içeriği hakkında düşünebilir miyiz? Yoksa Kur'an okunup üzerinde düşünülsün diye değil de, sadece yüzünden okunmak, sevap kazanmak ve uğur olsun diye mi indirilmiştir? Bir kısım okuyucunun hemen "Bu ne biçim soru, Kur'an'ın anlaşılacağından şüphen mi var?" dediklerini duyar gibiyiz. Fakat unutulmamalıdır ki, Müslümanlar arasında bu konuda birçok tutarsız anlayış ortaya çıkmıştır. Bu anlayışlar Müslümanların Kur'an'ı Allah'ın istediği şekilde anlayamamalarına ve kafalarında değişik bir Kur'an biçimlendirmelerine neden olmuştu. Üzülerek belirtelim ki, bu anlayışların kökleri, çoğu Müslümanlarda hala etkinliğini sürdürmektedir.

İslam toplumunda dinamizmin kaybolup durağanlığın başlamasıyla birlikte Kur'an'a yaklaşılmaması yönünde akımlar oluşmaya başlamıştır. Kur'an hakkında dedikleri de şudur; Kur'an'ı anlamak ve üzerinde düşünmek bizim gibi aciz ve bilgisiz (cahil) insanların gücünün çok üstünde bir iştir.

Bazı gruplar da Kur'an'ı zahiri ve batini diye ayırıp, kimisi zahiri yönünü  
kimisi de batini yönünü ele almış, İslamın ve Kur'an'ın yanlış  
anlaşılmasında etkin bir rol oynamışlardır. Bunlar Batıniyye ve Sufiyye  
ekolleridir. Bu iki ekol işlerine gelen her yerde ayetleri tevil ederek,  
Kur'an'ın bahsetmediği birçok problemleri de ona bağlamaktadırlar.  
Kendilerine yöneltilen itirazlar karşısında ise "Biz sadece Kur'an'ın  
batınını bildiğimiz için, ifade ettiğimiz bu manaları ve ayetlerin batınını  
araştırarak çıkarıyoruz" diyorlardı.

Kur'an'ı Kerim, bu ekollerin yanlış anlayışları karşısında esas olarak  
mutedil olanı; Kur'an üzerinde düşünüp gereği gibi anlamayı emrediyor.  
Üstelik Kur'an sadece mü'minleri değil, kendisine karşı olanları da ayetleri üzerinde düşünmeye davet ediyor.

"Kur'an üzerinde düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde kilitler mi var?  (47/24)"

Zübeyir Bulut / Kalem Dergisi KUR'AN'IN OKUNMASINA DAİR

Kur'an'ı Kerim; Allah Katından, insanları hidayete ulaştırmak için,  
güvenilir bir elçi vasıtasıyla, Hz. Muhammed'e (s) vahiy yoluyla, apaçık  
Arapça olarak indirilmiş, son ilahi mesajdır. Kur'an'ın indirilmesinde Hz.  
Muhammed de dâhil, hiçbir yaratığın herhangi bir etkisi ve katkısı  
bulunmamaktadır.

"Rabb'inin kitabı'ndan sana vahyedileni oku; O'nun kelimelerini  
değiştirecek kimse yoktur. Ondan başka sığınılacak bir kimse de bulamazsın (18/27)".

"Eğer o bazı sözler uydurup bize iftira etseydi, elbette onun gücünü yok  
eder sonra da can damarını keserdik (69/44-46).

"Biz onu Arabça bir Kur'an olarak indirdik ki, düşünesiniz (12/2)"

Kur'an'ı tanımak ve anlamak onu Allah’ın istediği anlamda anlamaya ve  
tanımaya bağlıdır. Kur'an'ı detaylı bir şekilde anlayıp hayata geçirebilmek  
için, Kur'an dili olan Arapçayı onun iniş dönemindeki şekliyle bilmek de  
önemlidir. Bu gereklilik kelime anlamlarının tarihi seyri içerisinde  
geçirdiği anlam değişimleriyle yakından ilgilidir. Çünkü bu süreç zarfında  
siyasi ve fikri akımların bir takım etkileri olmuştur. Buna misal olarak  
"israf" kavramı Kur'an'da Allanın koyduğu sınırların çiğnenmesi ve  
tanımaması anlamında kullanıldığı halde daha sonraları bu kavram sadece yeme, içme ve giyimde saçıp savurma anlamlarında kullanılarak manası daraltılmıştır. (20/ 127 ve 7/31). Ayrıca, Kur'an'ın iniş dönemini, toplum yapısını, iniş seyrini bilmek de gerekir. Çünkü: Kur'an, topluca halka sunulan bir kitap değil, Resulullahın bi'setinden vefatına kadar süren 23 yıllık uzun bir dönemde nazil olmuştur. Bu sebeple Kur'an'ın ayetlerinin genelde nüzul sebebi" vardır. Bir ayetin nüzul sebebini bilmek ayetin manasını sınırlamaz. Ancak, ayetlerin manasının alıklığa kavuşmasında Büyük ölçüde yardımcı olur. Hz. Peygamberin (s.) hadislerini de bu çerçevede düşünmek ve değerlendirmek gerekir.

Kur'an'ı okuyacak kişi okumaya başlamadan önce, O'nun diğer kitaplardan farklı ve eşsiz bir kitap olduğunu bilmeli, O'na önyargısız olarak yaklaşmaya çalışmalıdır. Kendi önyargıları ile Kur'an'a yaklaşan kimseler, Kur'an'ın satırları arasında ancak kendi düşüncelerini bulur ve bu nedenle Kur'an'ın iletmek istediği mesajı kavrayamazlar. Diğer kitaplar için de geçerli olan bu durum Kur'an söz konusu olunca daha da belirginleşecektir.

Kur'anı okuyacak kimse onun içeriği hakkında yüzeysel bir bilgiye sahip  
olmak istiyorsa, onu bir kez okuması yeterlidir. Fakat o kimse Kur'an'ı  
derinlemesine anlamak ve yaşamak istiyorsa ki, mü'minlerin görevi budur, o zaman bir çok kez ve her seferinde farklı bir bakış açısıyla okumalıdır. Kur'an'ın yaşam tarzını tanımak için bu gereklidir. İlk okuyuş sırasında okuyucunun kafasında belirecek sorular daha sonraki okuyuşlar sırasında giderek azalacaktır. Belki de bir müddet sonra cevaplandırılmamış soru kalmayacaktır.

Mü'min kişi, okuması sırasında aldığı mesajı mutlaka pratiğe geçirmelidir.  
Çünkü Kur'an, basit bir teori ve fikir kitabı değildir. Ve O, araştırmacılar elinde incelenecek anlaşılmaz bir kitap da değildir. Kur'an insanları hidayete ulaştırmak ve hidayete eren bu insanların etkinliklerini, hidayet üzere devam etmelerini kontrol altına almak ve yönlendirmek için  
indirilmiş bir kitaptır. Bunun için Kur'an'ı gerçek manada kavramak isteyen kişi onu yaşamalıdır. Hz. Muhammed (s) gibi (risalet öncesi) inzivaya çekilmiş birinin, Rabb'inin "KALK, UYAR" emrini alınca inzivadan çıkıp İslam davasını başlatmasının ve bu davaya karşı çıkanlarla hayatı boyunca mücadele etmesinin nedeni budur.  

Kur'an'ı diğer insanlara tebliği sonucunda, kendisine uyan temiz ve seçkin insanlarla birlikte 23 küsur sene mücadele ederek, islami yaşam tarzını kurmasında ona Kur'an rehberlik etmiştir. Kur'an okuyucusu, onu okurken bu zorlu mücadeleyi bizzat! Kur'an'dan safha safha tanıyacak, çok fazla gramer ve belagat ilmine sahip olmasa bile, mücadelenin akışında onu anlayacak ve Kur'an'ın mesajını kavrayacaktır.

Kur'an'ın ele aldığı başlıca konu, yeryüzünde "Halife" kıldığı "insan"ı  
felaha ve helaka götüren, hayat tarzlarını anlatmaktır. Bütün olarak Kur'an baştan sona Hakk'ın açıklanması ve buna dayanan doğru yola daveti ana fikir olarak vurgulamaktadır.  Kur'an insanı doğru yola çağırmak ve kendi hatası sonucunda kaybettiği hidayeti ona vermeyi gaye edinmiştir. Okuyucu Kur'an okurken bütün bunları göz önünde bulundurmalıdır.

Bu açıklamalardan sonra, şöyle bir soru soralım; Acaba Kur'an anlaşılabilir mi? Kur'an'ın içeriği hakkında düşünebilir miyiz? Yoksa Kur'an okunup üzerinde düşünülsün diye değil de, sadece yüzünden okunmak, sevap kazanmak ve uğur olsun diye mi indirilmiştir? Bir kısım okuyucunun hemen "Bu ne biçim soru, Kur'an'ın anlaşılacağından şüphen mi var?" dediklerini duyar gibiyiz. Fakat unutulmamalıdır ki, Müslümanlar arasında bu konuda birçok tutarsız anlayış ortaya çıkmıştır. Bu anlayışlar Müslümanların Kur'an'ı Allah'ın istediği şekilde anlayamamalarına ve kafalarında değişik bir Kur'an biçimlendirmelerine neden olmuştu. Üzülerek belirtelim ki, bu anlayışların kökleri, çoğu Müslümanlarda hala etkinliğini sürdürmektedir.

İslam toplumunda dinamizmin kaybolup durağanlığın başlamasıyla birlikte Kur'an'a yaklaşılmaması yönünde akımlar oluşmaya başlamıştır. Kur'an hakkında dedikleri de şudur; Kur'an'ı anlamak ve üzerinde düşünmek bizim gibi aciz ve bilgisiz (cahil) insanların gücünün çok üstünde bir iştir.

Bazı gruplar da Kur'an'ı zahiri ve batini diye ayırıp, kimisi zahiri yönünü  
kimisi de batini yönünü ele almış, İslamın ve Kur'an'ın yanlış  
anlaşılmasında etkin bir rol oynamışlardır. Bunlar Batıniyye ve Sufiyye  
ekolleridir. Bu iki ekol işlerine gelen her yerde ayetleri tevil ederek,  
Kur'an'ın bahsetmediği birçok problemleri de ona bağlamaktadırlar.  
Kendilerine yöneltilen itirazlar karşısında ise "Biz sadece Kur'an'ın  
batınını bildiğimiz için, ifade ettiğimiz bu manaları ve ayetlerin batınını  
araştırarak çıkarıyoruz" diyorlardı.

Kur'an'ı Kerim, bu ekollerin yanlış anlayışları karşısında esas olarak  
mutedil olanı; Kur'an üzerinde düşünüp gereği gibi anlamayı emrediyor.  
Üstelik Kur'an sadece mü'minleri değil, kendisine karşı olanları da ayetleri üzerinde düşünmeye davet ediyor.

"Kur'an üzerinde düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde kilitler mi var?  (47/24)"

Zübeyir Bulut / Kalem Dergisi

 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol