ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

KUR'AN-I TERCUME ETMEK

 KUR'AN-I  TERCÜME ETMEK

Sual: Kur’an-ı kerimi kelime kelime tercüme etmek mümkün mü?
CEVAP
Kur'an-ı kerimin tefsiri ve tevili ancak ehli olan âlimler tarafından yapılır. Fakat kelime kelime tercümesi mümkün olmaz. Tercüme ile murad-ı ilahi anlaşılamaz. Hadis-i şeriflerin de kelime kelime tercümesi çok zaman yanlış manalara gelir. Hatta bir dildeki deyim, terim ve atasözlerinin bile kelime kelime tercümesi çok yanlış olur.

Mesela Fransızca, De bonne guerre,kelime olarak, iyi savaştan demektir. Deyim olarak, kanunlara uygun demektir.

İngilizce, Rain cats and dogs = kedi köpek yağıyor demektir. Deyim olarak sağanak halinde yağmur yağıyor demektir. Bir Gazetenin İngilizce bilen muhabiri, bu ifadeyi okuyunca, Amerika’ya kedi köpek yağdı diye haber vermişti. İngilizce’de bu hatayı yapan, Kur’an-ı kerimdeki ifadelerde ne çamlar devirmez ki.

Selefilerin Allah gökte demesi bu yüzdendir. Allahü teâlâyı eli gözü kulağı olan bir insan gibi düşünmeleri bu sebepledir. Arapça’daki deyimlere geçmeden önce Türkçe’deki deyimlere bakarsak konunun önemi iyi anlaşılır.

Mesela Göz boyamak tabirini kelime kelime yabancı bir dile çevirirsek, gözün üstüne boya sürmek gibi bir mana çıkar. Halbuki, Türkçe’de göz boyamak, aldatmak demektir. Göze girmek gözün içine girmek değil, takdir toplamak, itibar kazanmak demektir. Gözden düşmek de itibarını kaybetmek demektir. Eli açık deyiminde de, el ve açık kelimelerini kullanmadan, cömert anlamına gelen kelimelerle tercüme etmek gerekir. Türkçe’de hırsızlık yapana eli uzun derler. Arapça’da ise cömert demektir. Hazret-i Zeyneb binti Cahş, cömert ve marifetli idi. Peygamber efendimiz onun hakkında, (Bana en önce kavuşacak olanı, eli uzun [cömert] olanıdır) buyurmuştur.

Dünya
kelimesi, Türkçe’de, yeryüzü manasından başka, fikir ve inanç bütünlüğü manasına İslam dünyası denir. Görüş manasına da gelir. Dünyaları ayrı iki insan gibi. Çok kalabalık manasına da, Dünyanın insanı gelmiş denir. Başka manaları da vardır. Bunlar dünya olarak başka dile nasıl tercüme edilir ki. Elbette açıklayarak çevrilir. Kur’an-ı kerimin böyle kelime kelime yapılan mealleri çok yanlıştır.

Dünya, Arapça’da alçak, mal gibi başka manalara da gelir. Üç örnek:
(Dünya [deni, alçak şeyler, haram ve mekruhlar] melundur.) [İbni Mace]

(Dünya
[dünya malı] bana yaklaşmak istedi. "Benden uzaklaş" dedim. Giderken, "Sen benden kurtuldun ama, senden sonrakiler benden kurtulamaz" dedi.) [Bezzar]

(Cennet anaların ayakları altındadır)
hadis-i şerifini, (Cennet, ananın rızası altındadır) şeklinde açıklamak gerekir. Ancak bu kadar bir açıklama da kâfi gelmez. Çünkü ana babanın gayrı meşru emirlerine de riayet edilmesi gerekeceği anlaşılır. Ayrıca bir çocuk, Müslüman olmasa; ama ana babasının rızasını alsa, Cennete gideceği de zannedilebilir. O halde hadis-i şerifi İslam âlimlerinin açıkladığı şekilde bildirmelidir. Yani, (Müslüman bir evlat, Müslüman ana babanın dine uygun emirlerine riayet edip rızalarını kazanırsa, Cenneti kazanır) demek gerekir.

(Eş-şeru tahtesseyf) ve (El Cennetü tahte zılalissüyuf) hadis-i şeriflerini kelime kelime tercüme edersek (İslam kılıç altındadır) ve (Cennet kılıçların gölgesi altındadır) demektir. İslam kılıcın altında ne demektir? Kılıç ile atom bombası, roket, radar, füze gibi her çeşit savaş araçları kastedilmektedir. Müslümanlar, ekonomide, teknolojide ileri seviyede olursa, dinlerini korumuş olurlar. Yani, İslamiyet, kılıç ve diğer araçların koruması altındadır. Amerika’nın, Rusya’nın tekniğini almak gerekir. O halde yukarıdaki hadis-i şeriflerin açıklaması şöyle olur:
(İslamiyet, kâfirlerdeki silahların hepsini yapmakla ve bunları iyi kullanmakla sağlam kalır.)

Kur’anı yanlış tercüme etmek
Birçok kelimenin bir hakiki manası, bir de, kinaye mecaz manası olur. Kinaye, bir şeyi, açık anlamı başka olan kelimelerle anlatmaktır. Kur’an-ı kerimde mecazi ifadelerden başka, Müteşabih âyetler vardır. Bunlara görünen manayı vermek çok yanlış olur. Bilhassa Allahü teâlâ ile ilgili mecazlar, müteşabih olanlar daha önemlidir. Allahü teâlâ hiçbir yaratığa benzemez. Çünkü, Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Leyse kemislihi şeyün [Onun benzeri hiçbir şey yoktur].) [Şura 11]

(Sübhanekellahümme [Allah’ım, Seni noksan sıfatlardan tenzih, kemal sıfatlarla tavsif ederim].) [Yunus 10]


Allahü teâlâ hiçbir şeye benzemezken benzediği sanılan âyetler de vardır. Birkaçı şöyledir:
(Kıyamet günü yeryüzü Allah’ın kabzasında olur, gökler de sağ eliyle dürülür.) [Zümer 67]

(Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır, dediler. Hayır, Allah’ın iki eli de açıktır.) [Maide 64]

(Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir.)
[Fetih 10]

(Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır.)
[Bekara115]

(Allah Arşa istiva edendir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.) [Hadid 4]

Bu âyetlerde bildirilen el, yüz ifadeleri, bir mahlukun eli veya yüzü gibi sanılabilir. Halbuki Allah hiçbir mahluka benzemez. Benzemediğini de birinci âyette bildirdik. İstiva kelimesi oturmak sanılırsa Allah mahluklara benzetilmiş olur ve yukarıdaki âyetlere aykırı olur. Nerede olursanız sizinle beraberdir ifadesi de mecazidir. Çünkü O mekandan münezzehtir. Selefiler bu âyeti tevil ettikleri halde, ötekileri tevil etmiyorlar. Selefilere değil, Ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamalarına itibar etmeli.

Açıklamasız tercümeler yanlış olur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kadınlara dokununca gusledin.) [Maide6] (Cima için lems [dokunmak] kelimesi kullanılmıştır. Bu haliyle yazılırsa kadına dokunanın gusletmesi gerektiği anlaşılır.)

(Kanadını müminler için indir.)
[Hicr 88] (Şefkat et, tevazu göster demektir. Sadece kanadını indir dememeli.)

(Ellerini boynuna bağlama, büsbütün de açma.)
[İsra 29] (Cimrilik etme, israfa da kaçma demektir. Açıklamasız yazmamalı.)

(İbil’in nasıl yaratıldığına bakmazlar mı?)
[Gasiye 17] (İbil deve demektir. İbil’in başka manalarını da düşünen bir Yahudi dönmesi, İbil’i yağmur yüklü bulut diye tercüme ederek Kur'anın manasını değiştirmeye çalışmıştır.)

Rahman suresinin baş taraflarında vezn, mizan kelimeleri geçiyor. Piyasadaki bazı meallerde vezn, tartı, terazi diye tercüme edilmiştir. Vezn kelimesinin tartı, terazi olarak tercüme edilmesi hatalı olur. Âyet-i kerimede güneş ve ayın bir hesap, bir muvazene, bir denge, bir sistem, bir nizam üzere hareket ettikleri bildirilmektedir.

Mümin, kâfir, fasık, salih, münafık gibi kelimeler aynen alınmalı, bundan sonra gerekli açıklamalar yapılabilir. Bunların yerine tercümesi diye uydurma bir kelime konursa manası bozulur. Mesela bir mezhepsiz, kâfirun suresindeki kâfir kelimesini nankör diye tercüme etmiştir. Bir başka mezhepsiz de salih kelimesini barışsever olarak tercüme etmiştir. Bir başka mezhepsiz de, Salat kelimesini dua diye tercüme etmiştir. Salat kelimesi dua anlamına da gelirse de, birçok yerde namaz yerine kullanılmaktadır. Salat, dua diye yazan mezhepsizin mealini esas alan ve kendilerine mealciler denen bir grup türemiştir. Bunlara göre namaz diye bir şey yoktur. Biraz dua etmekle namaz kılınmış olur.

Bu acı örnekler gösteriyor ki, Kur’an-ı kerimi kelime kelime tercüme etmek yanlış olduğu gibi, böyle yanlış tercümelerle amel etmeye kalkmak da çok yanlış olur.

Müslümanlar bâtıniliğe sapmamalı
Sual:
Âyetleri ve hadisleri kendi görüşüne göre yorumlamak, mesela (Kur’an-ı kerimde bildirilen dabbetülarz denilen hayvan, aids hastalığıdır) demek caiz midir? (Güneş batıdan doğacak demek, Avrupa müslüman olacak demektir) demek caiz midir?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Kur’anı kendi görüşüne göre açıklayan kâfir olur) buyuruluyor. Hadis-i şerifleri de kendi görüşüne göre açıklamak sapıklıktır. Hâşâ Peygamber efendimiz bilmece gibi hadis-i şerif mi söylüyor. Her dilde deyimler vardır. Bunlarda kelimelerin ifade ettiği anlam değil, cümlenin ifade ettiği anlam esas alınır. Bunu caiz olmayan tevil ve yorumla karıştırmamalıdır.

Mesela kaş yapayım derken göz çıkarmak deyimin de ne kaş ne de göz ile ilgisi vardır. Bir iş yapılırken daha büyük zarara uğramak kastediliyor.

Milel-nihâl kitabında diyor ki:
(Şiiler yirmi fırkadır. Onsekizinci fırkası, İsmaili fırkasıdır. Bu fırkaya, Bâtıniyye de denir. Bunlar, Kur'an-ı kerimin zahiri, yani anlaşılan manası olduğu gibi, bâtıni, yani gizli, iç manası da vardır. Bâtıni manası lazımdır, zahiri manası lazım değildir diyorlar. Bu ise küfürdür.)

Müslümanlar bâtıniliğe sapmamalıdır. İslam âlimleri âyetlere ne anlam vermişse, onu bildirmeli, kendiliğinden bir şey ilave etmemelidir.

Dabbetülarz denilen hayvan, aids hastalığı değildir. Veya bir sapığın dediği, falan ingiliz, yani insan değildir. Dabbetülarz hayvandır. Özellikleri ve yapacakları da bildirilmiştir. Güneş batıdan doğacak demek, Avrupa müslüman olacak demek değildir. Dünya kendi yörüngesinden çıkacak başka yörüngeye girecek, şimdikine göre ters dönecek, yani güneş batıdan doğacaktır. O zaman tevbe kapıları da kapanmış olacaktır.

Meallerde hatalar olur
Sual:
Yunus suresinin 88. âyetinde piyasadaki bütün mealler şöyle diyor:
Musa Allah’a dedi ki: Ya rabbi, Firavuna bu kadar malı insanları senin yolundan saptırması için mi verdin? Onları ve mallarını yok et.
Musa aleyhisselam Allahü teâlâya böyle der mi, onu böyle suçlar mı? Bu mealler yanlış değil mi?
CEVAP
Evet yanlıştır. Biz de piyasadaki çok meale baktık, hepsi de aşağı yukarı aynı şekilde yazıyor. Bu bakımdan açıklamasız olan meallere itimat edilmez. Tefsirlere bakmak gerekir. Biz de tefsirlere baktık.
O şekildeki meal uygun değil. Kurtubi tefsirinde diyor ki:
Liyudıllu kelimesinde ki lam harfinin çeşitli manaları vardır. Buradaki lam, sonucu, bildirir. Nitekim haberde geldi ki:
(Bir melek her gün şöyle seslenir: Sonunda ölmek üzere doğuyorsunuz, işlerinizi de sonunda harap olmak üzere bina ediyorsunuz.)

Âyette, Firavun ve adamlarının işlerinin sonu sapıklığa varacağı için, sanki verilen mallar, sapıtmaları için verilmiş gibi oluyor. (Senden yüz çevirdikleri halde onlara bu kadar mal mülk verdin, senin onlardan yüz çevirmenden de korkmadılar. Senin onlardan razı olmadığını anlayamadılar. Sapıklıklarına devam ettiler. Malı sapıtmamaları için verdin ama onlar sapıttılar, öyle ise sapıtmalarına sebep olan malları onların ellerinden al. Verdiğin mallarla onları bu yolda imtihan eyle) denmek isteniyor. Netice olarak âyetin meali şöyle oluyor:
(Musa aleyhisselam dedi ki: Ya Rabbi, Sen Firavun ve kavmine dünya hayatında göz kamaştıran zenginlik ve bol servet verdin. Bu kadar malı sanki sen, insanları senin yolundan saptırmaları için vermişsin gibi kötü yollarda kullanıyorlar. Onları ve mallarını yok et, kalblerini de şiddetle sık, elemli azabı görmedikçe [vahiyle bana bildirdiğin gibi]
onlar iman etmezler.)

Bu mu benim rabbim?
Sual:
Birçok mealde İbrahim aleyhisselamın ay ve güneş için (Bu benim rabbim) dediği bildiriliyor. Bir Peygamber nasıl böyle söyler? Bu mealler yanlış değil mi?
CEVAP
Evet yanlıştır. Tefsirlerde, (Bu mu benim rabbim, bunlardan rab olamaz) anlamında söylediği bildiriliyor.

Hazret-i Ömer’in de buna benzer sözleri vardır. İbni Sebe bu sözleri istismar ediyor. (Ömer Hudeybiye’de, Resulullahın peygamberliğinden şüphe etmişti) diyor. Hazret-i İbrahim, (Bu mu benim rabbim) dediği gibi, Hazret-i Ömer de, Allah ve Resulüne olan teslimiyetini bildirmek için, (Ya Resulallah sen Allah’ın Peygamberi değil misin? Biz hak, kâfirler bâtıl yolda değil mi?) mealindeki sözlerinden dolayı İbni Sebe, Hazret-i Ömer’e saldırıyor. Hazret-i Ömer, (Ya Resulallah, sen elbette Allah’ın resulüsün, bizim yolumuz elbette hak, kâfirler elbette bâtıl yoldadır. Zahiren aleyhimize görünen bu anlaşmada asla dinden taviz verilmedi) demek istediğini bütün Ehl-i sünnet âlimleri bildirmektedir. (Kurret-ül-ayneyn)

 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol