ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

MUBAREK GECELERLE ILGILI CESITLI SORULAR

Mübarek gecelerle ilgili çeşitli sorular
Sual: Peygamberin doğumunu yani Mevlid kandilini kutlamak, mübarek geceler ihdas etmek bid’attir. Hatta bazı İslam ülkelerinde de böyle bilinir. Çoğunluğa uymak lazım.
CEVAP
İfade tarzınız bir mezhepsizden ziyade bir misyonerin ifade tarzına çok benziyor. Yoksa mezhepsizler bilmeden misyonerlerin kuklaları mı oldu? Bir müslüman böyle soramaz. Peygamber efendimizin... der. Böyle diyorlar, doğrusu nasıldır, gibi sorular sorar. Siz ise Peygamber, Peygamberin... diyorsunuz. İfadelerinizden o yüce Peygambere inanmadığınız şüphesi hasıl oluyor. Biz yine sizin müslüman olduğunuza inanarak, buna göre cevap verelim.

Vehhabiler ve onlara uyan diğer mezhepsiz ülkeler elbette Peygamber efendimize olan düşmanlıklarından dolayı mevlide hücum ederler. Allahü teâlânın o mübarek günlere kıymet verdiği hadis-i şeriflerle sabit. İnsanlar hiç kıymet vermese ne önemi var? Dünyada müslümanlar çok azınlıktadır. Müslümanların içinde tesettürlü olanlar da azınlıktadır. Az olduğu için, insanlar değer vermediği için kapanmaya Allah da değer vermiyor mu demektir? Çoğunluğa uymak lazım sözü cahillerin uydurmasıdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnsanların çoğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar.) [Enam 116]

Sual:
Mübarek gecelerde özel ibadetler yapmak Kur’anın emrine aykırıdır, bid’attir. Hatta küfür ve şirktir.
CEVAP
Mevlid geceleri Kur’anın emrine aykırı olarak ne yapılıyor ki? Kur’an okunuyor, Resulullah övülüyor, salevat-ı şerife getiriliyor. Bunlar Kur’anın hangi âyetine aykırıdır?

Her gece mevlid okunsa yine mahzuru olmaz. Çünkü ibadet etmek, mevlid okumak, salevat getirmek yasak edilmiş değil ki. Bid’at, dinin emretmediği şeyi ibadet olarak yapmaktır. Dinimiz, Kur’an okumayı, mevlid gibi ilahileri okumayı bid’at mı kabul ediyor da bid’at damgasını basabiliyorsunuz?

Mevlide bid’at diyen sadece vehhabiler ve onların izinden giden mezhepsizlerdir. Hiçbir ehl-i sünnet âlimi mübarek gecelerde ibadet etmeye bid’at dememiştir. Bir tane bile gösterilemez. Peygamber efendimiz de zaten bu gecelerde ibadet etmeyi övmüştür. Peygamberimize uymayı da Allahü teâlâ bildirmiştir. Resulüme uyun buyurmuştur. Resulünün emrine uymaya küfür ve şirk demek vehhabilikten başka bir şey değildir.

Sual:
Peygamber Din’e eklenen her şey merduddur demiyor mu?
CEVAP
Siz hadis-i şeriflere de mi inanıyordunuz? Yoksa işinize gelen hadislere evet, işinize gelmeyene hayır mı diyorsunuz?

Elbette dine eklenen her şey bid’attir. Bid’at aleyhine yazdığımız yazılar birkaç cilt olacak kadar çoktur. Çünkü hadis-i şerifte (Her bid’at dalalettir, sapıklıktır) buyuruluyor. Biz de sapıkların, mezhepsizlerin vehhabilerin işledikleri bid’atleri açıklıyoruz. Dine aykırı olmayan şeye bid’at denmez. Dinin haram kılmadığı şeye haram denmez. Din bir şeye haram dememişse o mubahtır. Mübarek gecelerde ibadet etmeyi hangi âyet, hangi hadis yasaklamıştır? O geceler çok ibadet edilse ne olur ki?

Sual:
Allah, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş diyorsunuz. Allah acımaz (acı, elem duymaktır yani bir nevi zaaftır. Allah ise zaaftan münezzehtir. Niye böyle söylüyorsunuz?
CEVAP
Demek siz dinden tamamen habersizsiniz. Bismillahirrahmanirrahim bir âyettir. Bu âyetteki Rahman ve Rahim kelimeleri esma-i hüsnadandır.
Rahman, dünyadaki her mahluka acıyan,
Rahim, ahirette yalnız müminlere acıyan demektir. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Merhamet etmeyene Allahü teâlâ merhamet etmez, acımayana acımaz.) [Buhari]

Kur’anda mealen buyuruluyor ki:
(Acıyıp tevbeleri kabul eden ancak Odur. (Allah’tır) [Bekara 54]
Yine esma-i hüsnadan olan, Rauf ismi, çok merhamet eden, çok acıyan demektir. Hâşâ siz Allahü teâlâyı merhametsiz acımasız mı sanıyorsunuz, o ne biçim inanış ki öyle?

Sual:
Allah neyi kabul edip etmeyeceğini bize Kur’anda bildirmiş. Kadir gecesi hariç hangi gece Kur’anda var? Biz müslümanlar için her gece dua, ibadet, tevbe, istiğfar var. Öyle değil mi?
CEVAP
Allahü teâlâ neyi kabul edip etmeyeceğini elbette Kur’anda bildiriyor.
İşte âyet-i kerime mealleri:
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!)
[Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.)
[Ahzab 36]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan
[Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]

(Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.)
[Nur 51]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.)
[Enfal 13]

(Allah’a ve Resulüne itaat edin!
[uymayıp] yüz çeviren [kâfirdir] Allah da kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32]

(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.)
[Nisa 150,151]

Kur’anda, (yalnız Kur’ana uyun) denmiyor, (Allah’a ve Resulüne uyun) deniyor. Resulünü devreden çıkaran, Kur’anın açıklaması olan hadisleri delil saymayan, Kur’anın ifadesi ile kâfir olur.

(Her gece dua, ibadet, tevbe, istiğfar var, öyle değil mi?) diyorsunuz. Öyle ise hâşâ Allahü teâlâ, Kadir gecesini niye faziletli kılmıştır, niye bin aydan daha faziletli demiştir? Demek ki müminlere ikram olsun diye bunu yapmıştır. Onu yapan Allahü teâlâ, Ramazan gecelerine de Cuma gecelerine de değer vermiştir, Berat gecesine de bayram gecelerine de değer vermiştir. Resulün getirdiklerini alın, yasak ettiklerinden sakının buyurmuştur. Ona itaat bana itaattir buyurmuştur. Peygamber efendimiz de mübarek gecelerin faziletlerini hadis-i şerifleriyle açıklamıştır. Kur’anı al, Peygamberi devre dışı bırak. Bu nasıl Müslümanlık?

Sual:
Şu anki güya müslümanlar bütün yıl İslam’dan bihaber olup böyle gecelerde camileri doldurur. Hocalar da efsaneler üfürüp onları hoooop Cennete bilet satar değil mi?
CEVAP
Bütün yıl dua etsin kim karışıyor ki? Allahü teâlâ hangi gece daha çok ibadet etmeyi yasaklıyor ki? Cuma, bayram geceleri çok ibadet etmeyin mi diyor da mübarek gecelerde fazla ibadet etmek bid’at olsun?

Hocalara niye hücum ediyorsunuz? Hangi hoca efsane üfürüyor? Bu hocalara iftira değil mi? Hocalar dini bilmiyorsa siz nereden biliyorsunuz? Cennete bilet satmak ateist tabiridir, hiçbir hoca Cennete bilet satmaz.

Sual:
Allah’ın o mübarek günlere kıymet verdiği hadis-i şeriflerle sabit diyorsunuz. Kur’anın ruhuna aykırı hadis de olsa kabul etmem.
CEVAP
Bu nasıl Müslümanlık? Buna Kur’anın ifadesiyle kâfirlik denir. Dinimizde kudsi hadis diye bir şey var. Söz Allah’ın, kelimeler Resulünün. Siz hadis-i kudsileri de mi inkâr ediyorsunuz? Resulullah namazı Allah’ın vahyettiği şekilde mi kıldı, yoksa kendi mi uydurdu? Namaz nasıl kılınır, rekat sayıları nedir, vacipleri nedir, sünnetleri nedir, mekruhları nedir, namazı bozanlar nedir? Bunlar açıkça Kur’anda bildirilmedi. Allahü teâlâ bunların hepsini Resulüne bildirdi. O da bize açıkladı. Eğer Kur’anı herkes anlasa idi, Peygambere lüzum kalmazdı, Allah bir kitap gönderir alın bununla amel edin derdi.

İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
Nahl suresinin 44. âyetinde, (İnsanlara indirdiğimi onlara beyan eyle) buyuruldu. Beyan etmek, açıklamak demektir. Âlimler açıklayabilselerdi ve Kur'an-ı kerimden ahkam çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ Resulüne, sana vahiy olunanları tebliğ et der, beyan etmesini emretmezdi. (Mizan-ül kübra)

Kur’anda yemin kefareti bildirilmiş, fakat oruç kefareti bildirilmemiştir, onu Resulullah bildirmiştir. Resulünün bildirdiği her şeyi inkâr mı edeceğiz?

Mübarek gecelerden Kadir gecesinin fazileti Kur’anda bildirilmiş, diğer geceleri ise Resulü bildirmiştir. Resulünün bildirdiklerini böyle inkâr ederseniz ortada din mi kalır?

Namazı nasıl kılacağız, orucu nasıl tutacağız, zekatı kaçta kaç vereceğiz? Bunları Resulü, Nahl suresinin 44. âyetindeki emir gereği açıklamıştır. Siz Allah’ın bu âyetine inanmazsanız ve Resulünün açıklamasını kabul etmezseniz, Kadir gecesinden başka mübarek gece yok derseniz, Resulullahı ve Onun vârisleri olan İslam âlimlerinin hepsini yalanlarsanız o zaman sizinle nasıl konuşabiliriz ki?

Siz Allah Resulünü ölçü almıyor musunuz? Sizin âlimlere itimadınız yok mu? Sizin inandığınız bir mezhep veya bir âlim var mı? Açıkça konuşun. Biz istisnasız ehl-i sünnet âlimlerinin hepsini kabul ediyoruz. Dört mezhebi de hak biliyoruz. Siz neye inanıyorsunuz? Ölçünüz ne?

Kur’andan sizin anladığınız ölçü oluyorsa, niye İmam-ı a’zam hazretlerinin anladığı ölçü olmasın?

Sizin anladığınız din oluyor da, dört mezhep imamının anladığı niye din olmuyor?
Siz kimsiniz?

Reşat Halife denilen ve peygamber olduğunu açıklayan bir zındık, bir 19 hurafesi buluyor ve 19 un katına uydurabilmek için Tevbe suresinin son iki âyetini inkâr etme cüretini gösteriyor.

Bir ateist ve bir misyoner, Kur’an Allah kelamı değildir ve Kur’anı Allah korumamıştır, Kur’an değişmiştir dedi. Sonradan (Biz Kur’anı indirdik onu koruyacak olan da biziz) diye bir âyet uydurmuşlardır dedi. Sahabeler Kur’anı değiştirdi dedi.

Aslında siz de bunlar gibi demek istiyorsunuz. Çünkü eshab-ı kiramın ittifakla bildirdikleri hadisleri inkâr edince, onlara itimat etmeyince, onların ittifakla topladığı Kur’ana nasıl inanırsınız ki? Misyonerin bana sorduğu soruyu soruyorum: Sahabenin Kur’anı tam olarak topladığını bana nasıl ispat edersiniz?

Eshaba itimat etmezseniz hadisleri de inkâr etmeniz doğaldır. Hadis-i kudsi diye bir şey yok diyebilirsiniz. O zaman Kur’ana da otomatikman şüphe ile bakmanız gerekir. Aynı insanların topladığı Kur’ana inanıyorsunuz da hadislere niye inanmıyorsunuz? Onlar Kur’anı bildirdikleri gibi, hadisleri de bildirdiler. Kur’anı inkâr, tevatürü inkâr olacağı için küfürdür, hadislerin de tevatür olanlarını inkâr küfür olur.

Benim size sorum:
Siz niye Resulullaha ve Onun sahabesinin bildirdiklerine inanmıyorsunuz da yalnız Kur’an diyorsunuz? Resulullah, (Allah böyle buyurdu) diye birçok hadis bildiriyor, (bu âyet) diyor (bu da kudsi hadis) diyor. Biz onun kudsi hadis dediklerine inanmazsak, âyet dediklerine niye inanacağız ki? Hâşâ kudsi hadis konusunda yalan söylerse, âyette de söyler.

Siz bu zihniyet ile 1400 seneden beri gelen âlimleri bir kalemde sıfırlıyorsunuz. Milyonlarca hadisten inandığınız tek hadis var mı? Resulullah size göre 23 sene hiç konuşmadı mı? Hep sustu mu? Allah’ın emri olan Kur’anı açıkla âyetine rağmen emrini dinlemedi mi? Açıkladı ise nerede bu açıklamalar? Siz niye bu açıklamalara inanmıyorsunuz? Ve O açıklıyor ki mübarek geceler şunlardır diyor. Bunu inkâr etmekle elinize ne geçecek? Resulullaha düşmanlık yapmakla ne kazanacaksınız, siz bir misyoner misiniz, ateist misiniz? Yoksa Kur’ana inanan insan böyle şeyler konuşamaz. Çünkü Kur’anın birçok âyetinde Resulüme uyun, O kendiliğinden konuşmaz, Onun her sözü vahye dayanır buyuruluyor. Sizin Kur’ana inanmadığınız pek açık, inansanız Resulünkilere de inanmanız gerekir.

Sual:
Allah, kullarına bildirdiğini sadece Kur’an ile bildirir. Kur’an dışılıklarla uğraşmamak gerekir. Öyle değil mi?
CEVAP
Gördünüz işte, bakın, Allah (açıkla) diye emrediyor, Peygamberi açıklıyor, siz buna Kur’an dışı diyorsunuz, açıkça Allah’ın açıkla âyetini inkâr ediyorsunuz. (Resulüme uyun) âyetini inkâr ediyorsunuz. Sizin gibi münkirlere cevap vermek yersizdir. Ancak bu mailler sitelere konacağı için yazıyoruz. Yoksa Ebu Cehilin mucizeleri inkâr ettiği gibi siz de, Kütüb-i sitteyi bir kalemde Kur’an dışılıkla suçluyorsunuz. Bizim size sözümüz yoktur, bizim sözümüz Kur’ana ve ona inanan insanlaradır.

Sual: Peygamberi inkâr veya aşağılama tehlikeli olduğu gibi aşırı derecede yüceltme, olduğundan öte ulaşılamayacak bir varlık gibi göstermek de o kadar tehlikeli değil mi?
CEVAP
Hangi müslüman Onu olduğundan daha daha fazla göstermiştir ki? Onda görülen mucizeleri anlatmak küfür müdür? Elbette mucizeye hiç kimse erişemez, o erişilemez insan idi, Peygamber idi. Peygambere erişilir mi? Siz Onu sıradan bir insan gibi görüyorsunuz. Allah’ın izni ile bir anda yedi kat semaya gidip geldi, buna kim ulaşabilir? Allahü teâlâ Ona öyle ulaşılamayacak vasıflar vermiş ki bütün Peygamberler bile gıpta ediyor ve sizin gibiler de Onu o kadar yüceltmeyin kâfir olursunuz diyor.

Sual:
Ben hadisi inkâr edebilirim ama bu benim dinden çıkmamı gerektirmez. Çünkü Peygamberin gerçekten dediğini nerden biliyoruz?
CEVAP
O zaman hiçbir hadis-i şerife inanmayın. Peki Kur'ana ilave veya çıkarma yapılmadığını nereden biliyorsunuz? Allah’ın dediğini gerçekten bilmiyorsunuz. Sahabeler ittifak etti diye kabul ediyorsunuz. Ama kimi de sizin hadis mantığını ölçü alarak biz Kur'anın tamamının yazıldığını nereden bilelim, keçi yemiştir, yanmıştır, yırtılmıştır diyorlar. Tevbe suresinde de eksiklik var diyorlar. Peygamberin söylediğini bilmiyorsunuz da Allah’ın söylediğini nereden biliyorsunuz? Sahabeler derseniz hadisi de sahabeler bildirdi. Birine inanıp ötekine inanmamak akıl işi değildir.

Sual:
Kur’an varken mezhebe de lüzum yok. Hadislere değil, Kur'ana uymak gerekir. Böyle değilse aksini ispat edin bakalım?
CEVAP
Hadisler, Kur’andan ayrı değildir. Kuran-ı kerimin açıklamasıdır. Allahü teâlâ buyurdu ki:

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Peygamberin emrine uyun, yasak ettiklerinden sakının!) [Haşr 7]

(İndirdiğimi insanlara açıkla!) [Nahl 44]

Âlimler de, âyetleri açıklayıp Kur'an-ı kerimden hüküm çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, (Sadece sana vahiy olunanları tebliğ et) derdi. Ayrıca açıklamasını emretmezdi. Resulullah, Kur'an-ı kerimde, kısa ve kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, Kur'an-ı kerim kapalı kalırdı. Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu, nasıl kılınacağı, rüku ve secdede okunacak tesbihler, cenaze ve bayram namazlarının kılınış şekli, zekat nisabı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinmezdi. Yani hiçbir âlim, bunları Kur'an-ı kerimden bulup çıkaramazdı. Bunları Peygamber efendimiz açıklamıştır. Mezhep imamları, hadis-i şerifleri açıklamasaydı, sünnet kapalı kalırdı. Sünneti, müctehid âlimler açıklamış, böylece mezhepler meydana çıkmıştır.

Mezhep nedir? Bir müctehidin edille-i şeriyyeden elde ettiği bilgilere, o müctehidin mezhebi denir. Sahabelerin tamamı müctehid idi. Hepsinin de mezhebi vardı. Bu mezheplerden yalnız dördü kitaplara geçip, dünyanın her yerine yayıldı. Dört mezhep arasında amelle ilgili farklı ictihadlar, işlerimizi kolaylaştırmaktadır. Her Müslüman, durumuna göre, kendisine kolay gelen mezhebi seçer.

Allahü teâlâ dileseydi, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, her şey açıkça bildirilirdi. Böylece, mezhepler hasıl olmazdı. Kıyamete kadar, dünyanın her yerinde, her iklim ve şartta, her müslüman için tek bir nizam olurdu. Müslümanların halleri, yaşamaları güç olurdu.

Allahü teâlâ ve Resulü, müminlere merhamet ettikleri için, bazı işlerin nasıl yapılacağı, Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmedi. Açıkça bildirilse idi, öylece yapmak farz ve sünnet olurdu. Farzı yapmayanlar günaha girer, kıymet vermeyenler de kâfir olurdu.

Bugün dört mezhepten birine uymak gerekir. Çünkü, Eshab-ı kiramın ve diğer müctehidlerin mezhepleri tam olarak bilinmiyor. Dört mezhep, tam bilindiği ve kitapları her yere yayılmış olduğu için, dört mezhepten birine uymak şarttır. Mezhepler rahmettir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Âlimlerin farklı ictihadları, [mezheplere ayrılmaları] rahmettir.) [Beyheki]

(Âlimlere tabi olun!)
[Deylemi]

(Âlimler, Peygamberlerin vârisidir.) [Tirmizi]

Bir Müslüman, kendi mezhebine göre ibadet yaparken, bir meşakkat hasıl olursa, başka bir mezhebe uyarak, bu işi kolayca yapar. Mesela Şafiiler, hacda kadına dokununca abdestleri bozulur. Bunun için Hanefi’yi taklit ederek haclarını yapıyorlar. Bu apaçık bir rahmettir.

Bazıları da, (Mezhep gereksizdir, Peygamber ve Sahabenin mezhebi mi vardı?) diyor. Bu söz, (Kuvvet komutanı, hangi bölüğün eridir?) veya (Fizik öğretmeni, hangi sınıfın talebesidir?) demeye benzer. Çünkü Sahabenin her biri, mezhep imamı idi. Resulullah efendimiz ise, kâinatın hocası idi.

Mezhepsizler kendisini Resulullah gibi zannedip, o sünni veya şii değildi biz de öyleyiz diyorlar. Temsilde hata olmasın, Resulullah genel kurmay başkanıdır, ondan başka ordunun başı yoktur. O hangi ordunun subayıdır denmez. Kuvvet komutanı da denmez. O onlardan da üstündür. Mezhep imamları kuvvet komutanları gibidir. Mezhebe tâbi olanlar da diğer askerler gibidir. Bir askerin kendisini kuvvet komutanı gibi görmesi yani İmam-ı a’zam gibi görmesi çok anormal bir şeydir. Yahut daha ileri giderek genel kurmay başkanı gibi görmesi deliliktir. Mezhepsizler de Peygamber sünni veya şii değildi biz de öyleyiz demeleri Onunla boy ölçüşmeye kalkmak olur. Bu dünya işlerinde bile böyle iken, yani bir er, genel kurmay başkanı ile mukayese bile edilmezken, nasıl olur da özel peygamberlik verilen bir kişi ile mezhepsiz insan mukayese kabul eder?

Bir de bir subay general oluncaya kadar hangi sınıfta ise onun adı ile söylenir. Mesela Topçu albay, piyade yüzbaşı gibi. General olunca artık sınıfı olmaz. Sınıflar üstüdür. Bir er veya astsubay veya subay çıkıp da, generalin sınıfı yok o da insan benim niye sınıfım var diyemez. Bunun gibi bir kimse de eshab-ı kiramın mezhebi yoktu, imam-ı Evzainin mezhebi ne idi diyemez. Onlar müctehiddir, müctehidin mezhebi kendi mezhebidir. Nasıl generallerin sınıfı yoksa mutlak müctehidlerin de mezhebi kendi mezhepleridir. Sen kalkıyor İmam-ı a’zam ile falan değil bizzat Resulullah ile kendini mukayese etmeye kalkıyorsun o sünni şii değil de ben de öyle olacağım diyorsun, o bize örnek diyorsun. Örnek alınacak kısmı var, örnek alınamayacak kısmı var. Sen hâlâ genel kurmay başkanı olmaya Resulullah ile kendini mukayese devam ediyor musun? Yoksa bir mezhebi kabul ediyor musun?

(Mezhebe, hadislere uymam, sadece Kur'ana uyarım) demek, (Kanunlara, tüzüklere uymam, Anayasaya uyarım) demek gibi yanlıştır. Çünkü Anayasada her hüküm, her ceza bildirilmemiştir. Anayasa, kanunlara havale eder. Kanunlardan da tüzükler, yönetmelikler çıkmıştır. (Anayasa varken, kanuna lüzum yok) demek yanlış ise, (Kur'an varken, mezhebe lüzum yok) demek, daha çok yanlıştır.

Kanunlar, Anayasaya uygunsa, mezhepler de, Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uygundur. Hiç kimse, (Madem, mezhep, Kur'an ve sünnetin açıklamasıdır. Ben de açıklar bir mezhep kurarım) diyemez. Çünkü bir kimsenin, (Doktor olmak, tıp kitabı, kimyager olmak için de kimya kitabı okumak yeter) diyerek eline aldığı bir tıp ve kimya kitabı ile doktorluk yapmaya, ilaç imal etmeye kalkışması ne kadar yanlış ise, (Ben de Kur'andan, hadisten hüküm çıkarırım) demek daha yanlıştır.

Evet, mezhepsizseniz açıkça söyleyin. Siz generalliğe değil genel kurmay başkanlığına hatta ondan da ileri gitmeye çalışıyorsunuz. Peygamberin sünnetini bilemeyiz diyerek ona bile uymayı kabul etmiyorsunuz. 1400 senedir gelen icmaya karşısınız. Âlimler dört mezhepte icma etmedi mi? Ben icmaya inanırım diyorsunuz arkasından ben onun icma olduğunu nereden bileyim diyorsunuz. Hadise inanırım fakat Buhari’deki hadislerin sahih olduğunu nereden bileyim diyorsunuz. Kur’anın da Allah’ın kelamı olduğunu nereden bileyim diyeceksiniz bu gidişle. Çünkü âlimler mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür buyuruyor.

Toplu tebrik göndermek
Sual:
Bayramlarda, Kandillerde, Cuma günlerinde, mail grubunuzun üyelerine, toplu olarak tebrik gönderiyorsunuz. Bizim de, herkesin mail adresini yazıp, arkadaşlarımıza, büyüklerimize, toplu olarak tebrik göndermemiz uygun olmaz mı?
CEVAP
Bunun iki sebebi vardır:
Birincisi, genelde mailleri gizlemeyi bilmeyenler böyle toplu mail gönderiyorlar.

İkincisi mail adresleri gizli yere yazılsa da, mail adresleri görülmese de, topluca gönderildiği belli oluyor.

Bir öğretmen talebeleri toplayıp, (Hepinizin bayramını kutluyorum) dese, orada diğer öğretmenler ve müdür de olsa, onlarınkini de böylece kutlamış olsa, uygun olmaz. Müdüre, odasına gidip kutlamak gerekir. Diğer birkaç öğretmenle de özel olarak tebrikleşmek gerekir.

Büyük küçük, âmir memur, ast üst farkı gözetmeden, herkese topluca tebrik göndermek uygun değildir. Bilhassa, büyüklerimize, özel olarak tebrik göndermek gerekir. Bazen görüyoruz, üç kişiye tebrik gönderiliyor, üçü bir arada yapılıyor.

Mail yazmak, o kadar zor değildir. Üçüne de ayrı gönderilebilir. Özel mail gönderilince, muhatabımız, kendisine özel bir değer verildiğini anlar.

Biz, (Dinimiz İslam) mail grubumuzdaki üyelere, toplu olarak tebrik gönderiyoruz; ama bunda bir zaruret vardır. On binlerce üyenin hepsine teker teker yazmak, elbette imkânsız denecek kadar zordur. Buna rağmen, bize özel tebrik yazan her okuyucuya istisnasız, biz de özel cevap veriyoruz.

Sual:
Bayramlar, kandil geceleri, Cuma günleri zaten mübarek değil mi, niye (Mübarek olsun) deniyor?
CEVAP
Evet mübarektir. Bayramın, kandilin veya Cuman mübarek olsun demek, bu günler, senin için hayırlara vesile olsun, yaptığın ibadetler makbul olsun, günahların affolsun anlamında çok güzel bir duadır.
 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol