ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

SEVGILI PEYGAMBERIM 2-6

SEVGİLİ PEYGAMBERİM CİLD 2 SAYFA 6

Onunla Gelen Bereket
"ÜMMETİM" DEDİ SANA GÜN MUSTAFA
VER SELEVAT SEN DE O'NA BUL SAFA
Dar Mekke sokaklarında iki kişi. Ebu Talib, bir çocuğun elinden tutmuş olarak
evnrin yolunda..
Bu çocuk, önce babası, sonra annesi, sonra dedesi ölen; ve şimdi, amcası Ebu
Talib'e kalan kainatın varlık sebebi...
Amca, bir fakir adam.
Bütün serveti, üç beş deve olmasına mukabil, kalabalık sayıda çoluk çocuğu var.
Dürüst bir insan. Geçim sıkıntısında ama cömert. Cahiliyet zamanın çirkin
adeklerine bulaşmamış güzel huylu biri. O da babası gibi ağzına içki koymamış.
Yoksulluğuna rağmen de kavminin reisi Böyle bir şeye o güne kadar tesadüf
edilmiş değil. Bir insanın milletinin başına geçebilmesi zengin olma şartına
bağlı.
Ebu Talib, babasının vasiyetine tam tabi. Sözünün eri, Yeğenin gözü gibi
koruyor. O'nu öz çocuklarından dahi çok seviyor. Öyle bir sevgi ki, gıpta
etmemek mümkün değil.
O, elini uzatmadan yemeğe başlamıyor.
O, Gelmeden sofra kurulsa:
-Durun, iyor; oğlum gelsin! Sofraya uzanan eller, geri çekiliyor ve herkese
beklemeye başlıyor.
Onu yanına almadan uyumuyor:
Sevgili Peygamberimiz:
-Sen hayırlı ve mübareksin, diyerek iltifat ediyor.
Ne doğru... Hem hayırlı, hem mübarek. Eğer sofraya ilk el uzatan bu mübarek
çocuk olmamışsa, yemek kifayet etmiyor ve hane halkı aç kalkıyor. Ama ilk
başlayan o ise; yemek artıyor bile. Bir kase sütten mbiraz içse, kase, herkese
yetene kadar tükenmiyor.
Efendimiz, her yaşta edeb timsali; sofra kurulduğunda Ebu Talib'in çocukları,
hemen yemeğe başladıkları halde; O, vaktini bekleyerek sofra adabına dikket
ediyor. Bu sebeple Ebu Talib, yeğenine bazen de ayrı sofra kurduruyor.
İşte bu fakir evde O, sallallahü aleyhi ve sellem, geldikten sonra mala mülke
bereket düştü. Her şey artıyor, her şey çoğalıyor.
Ebu Talib'in evinde yokluk, yerini bolluğa terkederken; Mekke başka mbir hali
yaşıyor. Kuraklık ve kıtlık, bir salgın hastalık gibi hurmaları solduruyor,
derelerin suyunu çekiyor, yeşil tarlaları sarartıyor ve nihayet kilerleri,
mutffakları tamtakır ediyor. Dağlar ve ovalar, "su" diye inliyor gibi.
Bu arada her kafadan mbir ses geliyor. Her Mekkeli, aklının erdiği kadar bir
şeyler söylüyor:
-Hayır, Lat olur mu? Ancak Uzza, bu kuraklığa çare bulur.
-Hayır hayır! En iyisi Menat'ın önünde diz çökelim.
Konuşmaları dinleyen bir ihtiyar, kalabalığı titreten gür sesle:
-Yazıklar olsun! Aranızda İbrahim Peygamber evladları varken; siz hala nelerden
medet umuyorsunuz?
İhtiyarın hakim sesi ahaliyi toparladı.Ne demek istediği belliydi.Doğru Ebu
Talib'in kapısına geliyorlar:
-Ey Ebu Talip!Kıtlığı görüyorsun.Çöl bile yağmura hasret...Bir damla su
yok.Çocuklarımız ölmeye,hayvanlarımız kırılmaya yüz tuttu.Gel,yağmur duasına
gidelim.Neslinin bereketine belki yağmur yağar.,..
Ebu Talip,evden çıkıyor.Yanında güneş yüzlü yeğeni.Önde Ebu Talip ve Sevgili
Peygamberimiz,arkada kalabalık,Beytullah yolundalar.Hava müthiş sıcak.Gök
cilalanmış gibi dupduru.Bulut namına birşey yok.
Ebu Talib,sırtını Kabe duvarına dayadı.Mübarek çocuk da bir eliyle Kabe'nin
örtüsünü tutarken,öbür elinin şahadet parmağını cilalı mavi göğe doğru
uzatıyor...Hayret,hayret,hayret.
O süpürülmüş gibi bulutsuz olan göğü,bulutlar,yeme koşan kocaman kuşlar gibi bir
anda dolduruyor.Ve şimşekler,yıldırımlar.Peşinden de şakır,şakır,şakır yağan
yağmur.Öldüren hasret bitip,dağ-taş suya kavuşuyor.Her taraftan derecikler
koşturuyor.
...............
Ebu Talib'in çocukları,sabahları kalktığında,saçları dağınık,gözleri çapaklı
olduğu halde,Sevgili Peygamberimizin cennet kokan saçları taranmış,mübarek
gözleri sürmelenmiş olarak pırıl pırıl bir yüzle uyanıyor.
Ebu Talib'le aziz yeğeni bir sahradalar.Amca,bir ara susuzluktan mecalsiz
kalıyor ve dudaklarından gayri ihtiyari:
-Su,susadım diye kelimeler dökülüyor.
Bunu işiten merhamet sultanına bir mucize.
Ebu Talib,anlatıyor:
-Susadım,deyince yeğenim,hemen dizleri üstüne yere oturdu.Oturur
oturmaz,topuklarının,kumlara değdiği noktadan bir pınar kaynamaya
başladı.Cenab-ı kibriya kenara çekiliyor,Ebu Talib,kana kana içerek susuzluğunu
dindiriyor...
Devrin adetine göre,zaman zaman Mekke'ye "kaif" denen kimseler geliyor.Bu
kaifler,ensanların görünüşlerinden manalar çıkarıp istikballerine dair
tahminlerde bulunuyorlar.Her gelişlerinde fakir-zengin,bütün tabakalardan
halk,çocuklarını getirerek onların önündeki uzun zamanı bilmek,meçhul istikamet
perdesini aralamak istiyorlar.
Bakın yine şehrin meydanlık yerinde bir kalabalık var.Bir adamın başına
toplanmış olanlar,ondan çocuklarına dair sırları soruyorlar:
Bu adam,Ezd-i Şenue kabilesinden bir kaiftir.Oraya gelmiş bütün herkese cevaplar
veriyor.
Fakat kaif,birden değişiyor.Önündekilerin üstünden aşağı bakışları,dinleyenlerin
en dışında kendisini seyreden bir çocuğa takılıyor.
"Kaif"haberini duyan Ebu Talib de sair Mekke seçkinleri gibi,yeğenini alarak
adama gidiyor. Vardıklarında etrafı çevrilmiş; adam haratle anlatıyor.
Amca-yeğen kalabalığın dışından manzarayı seyrediyorlar. İşte tam bu sırada,
Sevgili Peygamberimizi görüyor.
Kaif, bir an baktığı noktayı dikkat ve nüfuzla süzdükten sonra hareketlerinde
değişikilik başladı. Telaşla başındakileri savıyor. Belliki bir heyecana
yapılmış. Durum, Ebu Talib'in nazarından kaçmıyor. Ve sebebi de anlıyor. Amca,
bir tedbirli adam; ne olur ne olmaz? Hiç kimseye belli etmeden yeğeni ile
usulcacık oradan ayrılıyorlar.
Biraz sonra önündekilerden başını kaldıran yabancı şaşırdı; Efendimizi soruyor.
Cevap menfidir. Sorduğu çocuk biraz önce gitmiştir.
Bunun üzerine kaif, konuşuyor; hazır olanlar şahid...
-Vallahi O çocuğun şanı yüce olacaktır.
.......................
Sevgili Peygamberimizin on yaşında iken, diğer baba bir amcaları Zübeyr ile
seferdeler.Kervan bir dere kıyısına geldiğinde azgın bir deve ile karşılaşırlar:
Hayvan, mümkün değil, dereden kimseyi geçirmiyor. Her teşebbüs neticesiz
kalınca, bazıları geri dönme fikrini ortaya attılar. Karşı kıyıya geçme
ümidlerinin yavaş yavaş kırılmaya başladığı bu anda efendimiz imdada
yetişiyorlar. Develerinden inerek yol kesici hırçın deveye biniyorlar.
Devecik, yumuşak, uysal, itaatli.
Peygamberimiz, deminki huysuz devenin üstünde oldukları halde önde, kervan
arkada suyu geçiyorlar. Çümle yaratılmışların Peygamberi, burada o deveden
inerek hayvanı serbest bırakıyor ve tekrar kendi devesine binip hep beraber yola
devam ediyorlar.
..................
Sevgili Peygamberimiz, sallallahü aleyhi ve sellem, on-onbir yaşlarında iken
şakkı sadr-göğüs yarılması olayını bir kere daha yaşadılar.
İki melek, Peygamberimize gelerek, O'nu incitmeden yere uzatıp mübarek
göğüzlerrini yardılar. Efendimiz, hiç bir ağrı ve sızı duymuyorlar.
Melekler, en makbul bedenden kin ve hasedi temizleyerek yerini rahmet ve
rahmetle doldurdular.
Kin ve hasetten sonra bir de siyah bir kan parçasını çıkaran melekller, bunun
yerini nurla doldurup, mübarek çocuğu ayağa kaldırdılar.
O anı şöyle tasvir buyuruyorlar:
-Baktım, kendimde küçük-büyük bütün mahlukata karşı şefkat ve rahmet buldum.
Şakkı sadrın üçüncüsü ise vahiy ineceği zaman Hira dağındaki mağarada vuku
bulacaktır.
....................
O'nun seçilmişlern seçilmişi, üstünlerin en üstünü olduğunu haber veren
vak'alardan birine yine Ümmü Eymen delalet ediyor.
....................
....Mekke'de bir koca put var. İsmi "Bevane". Müşkirler, senede bir gün, bu
putun karşısında sabahtan akşama kadar saygı ile dururlardı.
Ebu Talib, Peygamberimizi de bu ayine getirmek istiyor. Ama, daha küçük
yaşlarında böyle bir batıl ibadeti reddediyorlar. Amca va akraba ları,
inciniyor. Israrlılar. Israr ve ricalar yüzünden şöyle bir görünüp, kaybolmak
üzere Bevane'nin yanına kadar geliyorlar. Gelmeleri ile ortadan kaybolmaları bir
oluyor. Bir zaman sonra göründüğünde şaşkın halde soruyorlar:
-Ne oldun, nereye gittin?
Bütün putları yerle bir edecek dinin Peygamberi her zor ve tehlikeli anda olduğu
gibi yine korunmaktadır. Kendileri buyuruyorlar:
-Ben puta yaklaşınca uzun boylu biri geldi "Ya Muhammed, sakın bu puta elini
bile sürme ve bunların merasiminde bulunma"
Sevgili Peygamberimize o yetimlik günlerinde hizmetle şereflenenlerden biri de
Ebu Talib'in zevcesi Fatıma Hatun.
Yengesi, yetim ve öksüz inciye evlerine geldiği ilk andan itibaren, bir anne
şefkati iele sahip çıkmış ve onu o kırık kalbli günlerinde yalnız ve sahnipsiz
bırakmamıştır.
Yüce Peygamber, sonraki yıllarda bu asil ve müşfik kadını hiç unutmamış ve
yengesini ihtiyar yaşında daima arayıp sorarak gönlünü hoş tutmuştur.
Efendimiz bir gün yengesinin vefat haberini alınca üzüntülerini şu kısa fakat
derin muhabbet dolu kelimelerle dile getirdiler...
-Bugün annem öldü.
...bu sözler sana ne devlet ey Fatıma anne! Kainatın seyyidinin seni annelik
tahtına oturmalarından büyük şans ne olabilir ki...
Peygamberimiz, daha sonra gömleklerini çıkartarak yengelerine kefen olarak
sardılar.
Aziz kadın, kabristana getirildiğinde Peygamber efendimiz de orada hazırlar.
Ölü, kabre konmadan önce Resulullah mezara inerek yan tarafları üzerine biraz
uzandıktan sonrra dışarı çıktılar ve n'aş defnedildi.
Eshab, hayrette. Her hal ve davranışlarına dikkat ettikleri Peygamberimizde o
ana kadar böyle bir hareket görülmemiştir.
Ey Allah'ın Resulü! Şimdi gördüklerimizi bir başkası için yaptığına rastlamadık,
diye meraklarını arz ediyorlar.
-O, benim annemdi. Çocukları açken önce beni doyurur, saçlarımı tarardı. O,
benim annemdi.
...ve devam buyuruyorlar:
-Ebu Talib'den sonra bu kadıncağız kadar bana iyilik eden olmamıştır. Ahirette
cennet elbiselerinden elbise giymesi için gömleğime sardırdım. Kabre ısınması,
kendini yalnız zannetmemesi maksadıyla oraya uzandı, mahşer gününe kadar beni
hep yanında yatıyor görecek...
-----------------------------------------------------
Tamamı............................tutacak olan "Sevgili Peygamberim" ismindeki
bu eserin ilk cildinde Efendimizin dünyayı nurlandırmalarından doğumlarına kadar
haber ve işaret mahiyetinde olan hadiseler anlatılmıştı.
İkinci cildde doğumlarını, bebeklik ve ilk çocukluk devrelerini ve bu arada
anneleri; can annemiz Amine Hatun'un vefatını; dedeleri ve son olarak
kendilerine öz anne şefkati ile sahip çıkan ve Peygamber Efendimizin "annem"diye
iltifat buyurdukları Ebu Talib'in hanımı Fatıma Hatun'u kaybetmelerini okuyoruz.
Ramazan-I Şerif ayında kavuşacağımız üçüncü cildde ise ikinci çocukluk
dönemleri, gençlik zamanları; ve bu arada yaptıkları seyahetler ile evlenmeleri
, Cebrail Aleyhisselamın, Peygamber Efendimize gelmeye başladıkları günleri
bulacağız.
Her cildi ayrıca radyo tiyatrosu tekniği ile banda alınan bu eserin her iki
kitabı da teyb bandı haline getirilmiş olup bürolarımızdan temini mümkündür
AnaSayfa ................... Cilt-3
 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol