Ibnu Abbas (r.a.) anlatıyor:
"Resulullah (s.a.v.) Hz. Muaz (r.a.)'i Yemen'e gonderdi. (Giderken) ona dedi ki:
-Sen EhI-i Kitap bir kavme gidiyorsun. Onlari davet edeceğin iIk şey Allah'a ibadet olsun. Allah'i tanidilar mi, kendilerine Allah'in zekati farz kilmis oldugunu, zenginlerinden alinip fakirlerine dagitilacagini onlara haber ver. Onlar buna da ittaat ederlerse kendilerinden zekatı aI. Zekat alirken halkin (nazarlarinda) kiymetli olan mallarindan sakin. Mazlumun bedduasini almaktan kork. Zira Allah'la bu beddua arasinda perde mevcut değildir.
Buhari, Zekat 1, 41, Sadaka 1, 63, Muslim, Iman 31, (19)
Hz. Ebu Hureyre ve Hz. Cabir (r.a.) anlatıyor:
"Resulullah (s.a.v) buyurdular ki:
-Deve, sığır veya davar sahibi olup da, bunlardaki Allah'in hakkini eda etmeyen herkese Kiyamet gunu, bu mallar, oldugundan daha cok ve mumkun oldugunca iri ve sisman olarak geleceklerdir. Adam, onlar icin, düz ve genis bir yere oturtulacak, hayvanlar bacaklari ve tabanlariyla onun uzerinden gececekler. Gecis sirasinda boynuzlariyla tosluyacaklar ve ayaklariyla ezecekler. Içlerinde boynuzsuz veya boynuzu kırık biri bulunmayacak. Bu sekilde sonuncusu da onun uzerinden gecince, birincisi ayni gecise tekrar baslayacak. Mahlukatin hesabi tamamlanip hukum verilinceye kadar bu haI devam edecek.
Keza "kenz'' (hazine) sahip olup da ondaki (Allah'ın) hakkini odemeyen herkese, Kiyamet gunu hazinesi, dazlak basli bir yilan olarak gelecek, agzini acip pesine dusecektir. Yilan yaklastikca adam ondan kacacak. Sonunda yilan ona:
"Gizledigin hazineni aI! Ben ondan mustagniyim!" diye bagirir. Adam, neticede yilandan kacma caresinin olmadigini anlayinca, elini agzina sokar. Yilan da onu, aygırın kemirmesi gibi kemiriverecek."
Buhari, Zekat 3, Tefsir, Al-i Imran 14, Beraet 6, Hiyel 3; Muslim, Zekat 26, (987)
Hz. Muaz (r.a.) anlatıyor:
"Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:
-Kim malinin zekatini sevab umarak verirse, ona sevap verilir. Kim de zekatini vermezse biz zekati ve malin yarisini (cezali olarak, zorla) aliriz. Bu, Rabbimizin kesin kararlarindan biridir. Al-i Muhammed'e ondan bir hak yoktur."
Rezin tahric etmistir. Ebu Davud, Zekat 4, (1575); Nesai, Zekat 4, (5,15,16).
Hz. Ebu Hureyre (r.a.) anlatiyor:
"Resulullah (s.a.v) vefat edince, ondan sonra Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) halife secildi. Bunun uzerine bedevilerden bir kismi "irtidat" etti. (Hz. Ebu Bekir halife olarak onlarla savasmaya karar verince)
Hz. Omer, "Resulullah (s.a.v.): "Insanlar lailaheillallah deyinceye kadar onlarla savasmaya emrolundum. Bunu soylediler mi, benden mallarini ve nefislerini korurlar. (Islam'in) hakki haric artik hesaplari da Allah'a kalmistir!" demis iken, sen nasil insanlarla savasirsin?" dedi.
Hz. Ebu Bekir: "Allah'ayemin olsun, namazla zekatin arasini ayiranlarla savasacagim. Zira zekat, malın hakkıdır. Vallahi, Resulullah (s.a.v.)'a vermekte olduklari bir oglagi vermekten vazgecseler, onu almak icin onlarla savasacagim" dedi. Hz. Omer sonradan demistir ki: "Allah'a yemin ederim, anladim ki, Hz. Ebu Bekir'in bu gorusu, Allah'in savas meselesinde ona ilhamindan baska bir sey degildi. Iyice anladim ki, bu karar hakmis."
Buhari, I'tisam 2, Zekati, Istitabe 3; Muslim, Iman 32, (20)
Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
- Sizi (ticari olmayan) atin ve kolenin zekatindan affettim. Oyle ise gumus paralarinizin zekatini verin. Bunun her kirk dirhemine bir dirhem vereceksiniz. Ancak yuz doksan dirheme zekat dusmez. Ikiyuz dirheme ulasti mi bes dirhem verilecektir.
Tirmizi, Zekat 3, (620); Ebu Davud, Zekat 4, (1574); Nesai, Zekat 18, (5, 37).