ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

ISIMLER VE ANLAMLARI E
A | B | C | D | E | F | G | H | I | J | K | L | M | N | O | P | R | S | T | U | V | Y | Z
E


EBAN: (Ar.) Er. - Eban b. Osman b. Affan: Hz. Osman'ın üçüncü oğlu olup valilik etmiştir. Cemel vakasında Hz, Aişe'ye refakat etmiştir.

EBBEDULLAH: (Ar.) Er. - Allah ebedi eylesin, daim eylesin.

EBECEN: (Tür.) Er. - Akıllı çocuk.

EBED: (Ar.). - Sonu olmayan gelecek. - İsim olarak kullanılmaz.

EBER: (Ar.). - Hayırlı, şerefli, faziletli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EBHER: (Ar.) Er. - En parlak.

EBRA: (Ar.) Er. 1. Ürkme, kaçma. 2. Birden bire ölme.

EBRAR: (Ar.) Er. 1. Hayır sahipleri. 2. İyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar. Şeş Ebrar: Altı hayır sahibi, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin.

EBRU: (Fars.) Ka. 1. Kaş. 2. Bulut renginde, buluta benzer, bulut gibi dalgalı, bulutlu. 3. Kağıt üzerine kendine has usulle yapılan, mermer, damarları gibi dalgalı şekilli süsleme. Ciltçilikte ve hüsn-ü hat'ta kullanılır.

EBU: (Ar.) Er. - Baba, ata. (bkz. Ebi, peder).

EBU ALİ SİNA: (İbn Sina). Ali Sina'nın babası anlamında. Ünlü Türk bilgini.

EBUBEKİR: (Ar.) Er. - Deve yavrusunun babası. - Hulefa-i Raşidin'in ilkidir. Hz. Ebubekir'in lakabı. Rasûlullah (s.a.s)'ın nübüvvetinden önce de sonra da en yakın arkadaşı olmuştur.

EBU CEHİL: (Ar.) Er. - (Ebu'l-Hakem Amr b. Hişam b. el-Muğire) İs­lam'ın doğuşunda müslümanların en büyük düşmanlarından. Mekkeli müşrik. Müslümanlara en büyük işkeneler onun tarafından yapıldı. Cehalet ve bilgisizliğin babası anlamında Ebu Cehil denildi. Hakkında ayetler indi. Bedir savaşında İslam mücahidi İbn Mes'ud tarafından öldürüldü.

EBU DAVUD: (Ar.) Er. - Süleyman b. el-Eşas es-Sicistani. Kütüb-i Sitte'den birisi olan Sünen-i Ebu Davud'un müellifi. Büyük hadis bilgini. 500.000 hadis arasından seçtiği 4800 hadisten oluşan Sünen'i, ahlak, tarih ve fıkıhla ilgili meseleleri içerir.

EBU EYYUB EL-ENSARİ: (Ar.) Er. - Asıl adı Halid b. Seyd'dir. Sahabedendir. Rasûlullah Medine'ye geldiğinde ilk önce onun evinde misafir oldu. İstanbul'a kadar gelip Bizanslılarla savaştı.

EBU HANİFE: (Ar.). (Nu'man b. Sabit). Hanefi mezhebinin kurucusu. Müetehid, alim. (Küfe 699-Bağdat 787). Kabil'den gelen büyük babası Kufe'ye yerleşti. İslami ilimler sahasında mükemmel bir eğitim gören İmam-ı Azam ictihad edebilecek seviyeye geldi. Devrinin en meşhur bilginidir. Küfe kadılığı teklifini reddedince Halife Mansur onu hapse attırdı. Hapishanede iken vefat etli.

EBU HUREYRE: (Ar.) Er. - Suffe ashabındandır. Birçok hadis rivayet etmiştir.

EBU UBEYDE B. EL-CERRAH: (Ar.) Er. - (571-639) (Amr b. Abdullah). İslami ilk kabul eden sahabelerden biri. Cennetle müjdelenmiştir. Çeşitli cephelerde ordu komutanlığı yaptı. Suriye'de vefat elti.

EBU ZER: (Ar.) Er. - Altın sahibi, servet ve zenginlik sahibi.

EBU ZER EL-GIFARİ: (Ar.) Er. -Sahabedendir.

EBYAR: (Ar.) Er. - Pek ak, pek beyaz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.







ECE: (Tür.) Ka. 1. Baş reis. 2. Kraliçe. 3. Ana. 4. Yaşlı kadın.

ECEGÜL: (Tür.) Ka. - (bkz. Ece).

ECEHAN: (Tür.). - (bkz. Ece).

ECEMİŞ: (Tür.) Er. - Çok bilmiş.

ECER: (Tür.) Er. - Yeni, güzel, iyi.

ECHER: (Ar.) Ka. 1. Son derece güzel kadın. 2. Gündüz iyi görmeyen karmaşık gözlü.

ECİR: (Ar.) Er. 1. Bir iş ya da emek karşılığı verilen şey. 2. Sevap. 3. Aziz sevgili.

ECMEL: (Ar.). - En güzel, en yakışıklı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ECVED: (Ar.) Er. 1. En iyi olan. 2. Eli açık cömert. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak okunur.

EDA: (Ar.) Ka. - 1. Naz, cilve. 2. Kurum, caka. 3. Alınan şeyi geri ödeme. 4. Bir vazifeyi yerine getirmek.

EDAGÜL: (Tür.) Ka. - (bkz. Eda).

EDEBALİ: (Tür.) Er. - (Öl: 1325). Osman Gazi'nin kayınpederi ve hocası. Osmanlı imparatorluğunun kuruluşunda önemli bir rolü oldu.

EDGÜ: (Tür.) Er. - İyi.

EDGÜALP: (Tür.) Er. - İyi yiğit.

EDGÜER: (Tür.) Er. - (bkz. Edgü).

EDGÜKAN: (Tür.) Er. - (bkz. Edgü).

EDHEM: (Ar.) Er. Karayağız at. -Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. İbrahim Edhem: İslam tarihinde meşhur sofi

EDİB: (Ar.) Er. 1. Edepli, terbiyeli, zarif, nazik. 2. Edebiyatla uğraşan kimse. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. Edip Ahmet Yükneki: (XII. yy.) Türk şair yazar. Tek ve önemli yapıtı Süleymaniye kütüphaneside mevcut olan Atabetul Hakayık isimli eserdir.

EDİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Edip).

EDİM: (Ar.) Er. - Fiil, amel.

EDİZ: (Tür.) Er. 1. Yüksek, yüksek yer. 2. Ulu, yüce, değerli.

EDRİS: (Ar.) Er. - (bkz. İdris).

EDVİYE: (Ar.) Ka. - Devalar, ilaçlar, çareler.







EFADİL: (Ar.) Er. - Pek mümtaz olanlar, çok bilgililer.

EFAHİM: (Ar.) Er. - En ulu, pek büyük ve saygıya layık kimseler.

EFAZIL: (Ar.) Er. - (bkz. Efadıl).

EFDAL: (Ar.). 1. Çok faziletli, yüksek derecede. 2. Tercihe şayan, müreccah. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EFE: (Tür.) Er. 1. Ağabey, büyük kardeş. 2. Yiğit, cesur. 3. Kabadayı.

EFEKAN: (Tür.) Er. - Efe soyundan gelen.

EFGAN: (Fars.) Er. - Figan, ağlayıp inleme, feryat.

EFGEN: (Fars.) Er. 1. Düşüren, yıkan, yere atan. 2. Alıcı, yakıcı, düşürücü. - (bkz. Figen).

EFHEM: (Ar.) Ka. 1. Çabuk anlayan. 2. Zihni açık olan. 3. Daha ulu, çok büyük şeref sahibi fehametli. - (bkz. Fehamet).

EFİDE: (Ar.) Ka. - Yürekler, kalpler, gönüller.

EFİL: (Tür.) - Rüzgar, dalgalanma. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EFKAR: (Ar.) Er. 1. Düşünceler. 2. İç sıkıntısı, kaygı.

EFKEN: (Fars.) Er. - Düşkün.

EFLAK: (Ar.) Er. 1. Semalar, felekler, yükler, küreler, zamanlar. 2. Bahtlar, talihler, kaderler.

EFLAKİ: (Ar.) Er. - Gökte oturan melek. - Eflaki Şemseddin Ahmet Dede: (1360). Osmanlı sufi ve yazar. Mevlana'ya dair Menakıbü'l-Arifin adlı eserin müellifi.

EFLATUN: (Yun.) Er. 1. Açık mor. 2. Aristo'nun hocası, Sokrat'ın talebesi, ünlü Yunan filozofu.

EFRAHİM: (İbr.) Er. - Hz. Yusuf un ikinci oğlu. Orta Filistin'de yerleşen İsrail kabilesine adını verdiği söylenir. Bu kabile Hz. Süleyman'ın ölümünden sonra asıl İsrail topluluğunun 12 kola ayrılmasında etken oldu.

EFRAS: (Ar.) Er. - Atlar, beygirler, kısraklar.

EFRASİYAP: (Fars.) Er. - Turan Türkleri büyük kahraman kağanının Farsça adı. Alp er Tonga asıl adıdır. Büyük İskender'den evvel yaşamıştır. Kaşgar'daki ilk müslüman Türk sülalesi Karahanlıların Afrasiyab neslinden geldiği söylenmektedir. Alper Tonga Hüsrev tarafıandan öldürülmüştür.

EFRAZ: (Fars.) Ka. - Kaldıran, yükselten. - Firar. Yükselten, mümtaz, büyük, meşhur, maruf.

EFRİDUN: (Fars.). - Cemşid soyundan anlayış ve zekasıyla meşhur bir İran hükümdarı.

EFRUG: (Fars.). 1. Parıltı, ışık. 2. Nur. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EFRUZ: (Fars.) Ka. 1. Şule, parıltı. 2. Aydınlatan, parlatan. 3. Tutuşturan, yakan. Gösterişli güzel.

EFSANE: (Fars.) Ka. 1. Asılsız hikaye. 2. Masal, boş söz, saçma sapan lakırdı. - Dillere düşmüş, maşhur olmuş hadise.

EFSER: (Fars.). 1. Taç. 2. Subay. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır, (bkz. İklil).

EFSUN: (Fars.) Ka. 1. Efsun, büyü, sihir, gözbağcılık, (bkz. Füsun).

EFŞAN: (Fars.) Ka. - Eklendiği kelimelere "saçan, dağıtan, serpen, silken" manası verir.. - Gülefşan: Gül saçan.

EFZA: (Fars.). - Artmak, çoğalmak. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EGE: (Tür.) Ka. 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her halinden sorumlu olan. 2. Yaşça büyük, ulu. 3. Sahip.

EGEMEN: (Tür.) Er. - Hakim, hüküm süren karşılığı olarak kullanılan bu kelime, hem kök, hem de ek olarak yanlıştır. Türkçe'de ne "eğe" kökü, ne de "man-men" şeklinde isim yapım eki vardır.

EGENUR: (Tür.) Ka. - (bkz. Ege).

EGESEL: (Tür.) Er. - (bkz. Ege).

EĞİLMEZ: (Tür.) Er. - Başkalarının baskısını ve üstünlüğünü kabul etmeyen, baş eğmeyen.

EĞİN: (Tür.) Er. - sırt, arka.

EHAD: (Ar.). 1. Bir, tek. 2. İlk sayı. 3. Allah'ın isimlerinden, bir ve tek olan Allah. - İsim olarak kullanılmaz.

EHİL: (Ar.) Er. 1. Sahip, malik. 2. Becerikli, yetenekli. 3. Karı-kocadan her biri.

EHLİMEN: (Ar.) Er. - inançlı inanan kimse.

EHLİYET: (Ar.) Ka. 1. İşe yarar halde bulunuş, bir işi hakedebilecek durumda bulunuş, selahiyet, yetki. 2. Mahirlik, iktidar, liyakat, kabiliyet, kifayet, mensubiyet. 3.İktidar, kabiliyet ve liyakat vesikası.

EHLULLAH: (Ar.) Er. 1. Allah'ın adamı, veli, evliya. 2. Allah'a teveccüh etmiş, kulluğunu yanlız ona yöneltmiş. Küfür ehlinden, ve şirkten kaçınan.

EKABİR: (Ar.) Er. - Rütbece, görgü ve faziletçe büyük olanlar, devlet ricali.

EKBER: (Ar.) Er. - Daha büyük, çok büyük, en büyük, pek büyük, azam. -Allah'ın sıfatlanndandır. Kur'an-ı Kerim'de 23 yerde geçer. İsim olarak kullanılması iyi değildir. Hindistan'a hakim olan Türk hükümdarı.

EKE: (Tür.) Er. 1. Bilgili, deneyli, olgun. 2. Kurnaz, açıkgöz. 3. Bilmiş çocuk. 4. Dahi.

EKEMEN: (Tür.) Er. - (bkz. Eke).

EKER: (Tür.) Er. - Toprakla uğraşan.

EKİM: (Tür.) Ka. 1. Toprağa ürün ekme işi. 2. Yılın onuncu ayı.

EKİN: (Tür.) Ka. 1. Ekilmiş tahılın sürmüşü, tarlada bitmiş tahıl. 2. - Kültür.

EKİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Ekin).

EKMEL: (Ar.) Er. l. Daha, pek kamil, mükemmel ve kusursuz olan. 2. En uygun, en eksiksiz. 3. Ekmel-i Enbiya: Hz. Rasûlullah (s.a.s). 4. Dinin tamamlanması. Maide suresi ayet, 3.

EKMELEDDİN: (Ar.) Er. 1. Dinin en olgunu, en olgunlaştırdığı isim. 2. Dinin tamamı. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. - (bkz. Ekmelettin).

EKREM: (Ar.) Er. 1. Daha, en kerim. 2. Çok şeref sahibi, pek cömert, çok eli açık. Ekremü'l-Ekremin: Cenab-ı Hak. (Alak suresi: 3 ).

EKVAN: (Ar.) Er. - Varlıklar, alemler, dünyalar. - (bkz. Evren).

ELA: (Ar.) Ka. - Sarıya çalan kestane rengi, göz rengi.

ELANUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Ela).

ELBURZ: (Fars.). - 1. Kafkaslarda en yüksek dağ. 2. Uzun boylu yakışıklı kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ELÇİ: (Tür.) Er. 1. Başka bir devlet nezdinde devletini temsil eden kişi. 2. Sefir. 3. Allah'ın gönderdiği rasul ve nebiler.

ELDEMİR: (Tür.) Er. - Demir gibi güçlü el.

ELFAZ: (Ar.) Er. - Sözler, sözcükler.

ELFİDA: (Ar.) Ka. - Feda etme, gözden çıkarma, verme.

ELFİYE: (Ar.) Ka. l- 1000 mısralık manzume. 2. Manzum risaleler.

ELGİN: (Tür.) Er. - Garip, yurdundan ayrılmış.

ELHAN: (Ar.). - Nağmeler, ezgiler. -erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ELİF: (Ar.) Ka. 1. İslami alfabenin ilk harfi. Ebccd hesabında değeri birdir. 2. Musikide "la" notasını ifade için kullanılır. 3. Ülfet eden, dost, tanıdık. 4. Alışmış, alışkın, alışık. - İki kelimeli isimler yapılabilir (Elif Beyza, Elif Nur v.s.).

ELİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Elif).

ELMAS: (Yun.i.) Ka. 1. Bilinen kıymetli taş. 2. Pek sevgili ve kıymetli. 3. Billurlaşmış saf ve şeffaf karbon. 4. Ucunda sivri bir elmas parçası bulunan ve cam kesmekte kullanılan alet.

ELVAN: (Ar.) - Levnler, renkler, çok renkli, polikrom. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ELVİDA: (Ar.) - Allah'a ısmarladık. Allah'a emanet olun yollu ayrılık hitabı, (bkz. el-Firak, el-Veda). - Erkek ve kadın ismi olarak kullanılır.

ELYESA: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bir peygamber.

EMAN: (Ar.) Er. 1. Emniyet. 2. Himaye, masuniyet. Güvence. - Müslüman her ferde eman verebilir.

EMANET: (Ar.) Ka. 1. Emniyet edilen kimseye bırakılan şey, eşya veya kimse. 2. Osmanlı devletinde bazı devlet dairelerine verilen isim.

EMANETULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın emaneti.

EMANULLAH: (Ar.) Er. 1. Allah'ın emaneti. Devletin tebası, halk, millet.

EMEÇ: (Tür.) Er. 1. Hedef. 2. Yamaç. 3. Henüz memeden kesilmemiş buzağı.

EMEK: (Tür.) Er. 1. Uzun, yorucu ve özenli çalışma. 2. Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü.

EMEL: (Ar.) Ka. 1. Ümit. 2. Şiddetli arzu, hırs, tamah. 3. Uzun zamanda gerçekleşebilecek arzu. 4. İnsan ömrünün yetmeyeceği hülyalar, kuruntular.

EMİN: (Ar.) Er. 1. Korkusuz kimse. 2. Emniyette olan. 3. İnanan, güvenen. 4. İnanılır, güvenilir. 5. Şüpheye düşmeyen, kati olarak bilen. 6. Emanet olarak idare edilen dairelerin başı. - 7. (Hz. Muhammed (s.a.s) ve Cebrail'in adı.

EMİNE: (Ar.) Ka. - 1. Arapça'daki Amine kelimesinin Türkçeleştirilmiş şeklidir. 2. Peygamberimizin annesi.

EMİR: (Ar.) Er. 1. Bir kavmin, bir şehrin başı. 2. Büyük bir hanedana mensup kimse. 3. Peygamberimizin soyundan gelen. 4. Kumandan. 5. Abbasi devletinde başkomutan. 6. Osmanlı devletinde beylerbeyi ve Tanzimat'tan sonra sivil paşalığın ilk derecesi.

EMİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Emir).

EMİRHAN: (a.t.i.) Er. - (bkz. Emir). - "Emir" kelimesine "han" eki getirilerek iki isimden meydana gelmiştir.

EMİR SULTAN: (Ar.) Er. I. Beyazıd zamanında Buhara'dan Bursa'ya hicret eden mutasavvıf.

EMRAH: (Tür.) Er. - Anadolu saz şairlerinden.

EMRAN: (Ar.) Er. - Kürkler, hayvan derileri.

EMRE: (Tür.) Er. - Aşık. Mübtela. Vurgun.

EMREDDİN: (Ar.) Er. - Dinin emrettiği. - Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır.

EMRİ: (Ar.) Er. - Emirle ilgili.

EMRİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Emri).

EMRULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın emri.

EMSAL: (Ar.) Er. 1. Kıssalar, hikayeler, destanlar. 2. Numuneler, örnekler. 3. Eş benzer. 4. Yatış denk. 5. Katsayı.

ENAM: (Ar.) Er. 1. Bütün mahlukat, yaratılmış her şey. 2. Halk, insanlar. Seyyidü'l-Enam: Halkın ulusu Rasûlullah (s.a.s). 3. Kur'an-ı Kerim'in 6. Suresinin adı. 4.Bazı ayet ve duaları içeren dua kitabı.

ENBİYA: (Ar.) Er. - Peygamberler.

ENDER: (Ar.) Er. - çok az, çok seyrek, çok az bulunur, pek nadir.

ENER: (Tür.) Er. - En yiğit, en kahraman kişi.

ENERGİN: (Tür.) Er. - En olgun, çok olgun.

ENES: (Ar.) Er. 1. İnsan. 2. Enes b. Malik: (Basra 709). Rasûlullah (s.a.s)'den çok hadis nakleden sahabelerdendir. Hicretten sonra annesi onu, 10 yaşındayken Rasûlullah (s.a.s)'ın hizmetine vermiştir. Rasûlullah (s.a.s)'ın vefatına kadar yanında kalmıştır. 97-107 yaşına kadar yaşadığı rivayet edilmektedir.

ENFA: (Ar.) - Çok yararlı, daha çok faydalı, (bkz. Nafi). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ENFAL: (Ar.) Er. 1. Ganimet. 2. Kur'an-ı Kerim'in 8 suresinin adı.

ENFES: (Ar.) Ka. - Çok güzel, en güzel.

ENGİN: (Tür.) Er. 1. Ucu, bucağı görünmeyecek kadar çok geniş. 2. Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü, açık deniz. 3. Değer ve fiyatı düşük olan. 4. Yüksekte olmayan, alçak yer.

ENGİNALP: (Tür.) Er. - Değerli yiğit.

ENGİ A Y: (Tür.) Er. - (bkz. Engin).

ENGİNER: (Tür.) Er. - İyi, güzel, değerli insan.

ENGİNİZ: (Tür.) Er. - İz bırakacak kadar değerli insan.

ENGİNSOY: (Tür.) Er. - Geniş soydan gelen.

ENGİNSU: (Tür.) Er. - Açık deniz.

ENGİNTALAY: (Tür.) Er. - Büyük deniz, okyanus.

ENGÜR: (Tür.) Er. 1. Çok gür. 2. Bereketli.

ENHAR: (Ar.) - Irmaklar, çaylar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Enhar. Kur'an-ı Kerim'de cennetlerin altlarından akan ırmaklar.

ENİS: (Ar.) Er. 1. Dost arkadaş. 2. Yar, sevgili.

ENİSE: (Ar.) Ka. - (bkz. Enis).

ENSAR: (Ar.) Er. 1. Yardımcılar, muavinler, müdafiler, koruyucular. 2. Medine'ye hicretle Mekkeli muhacirlere yardım eden, Medineli müslümanlara verilen ad. Kur'an-ı Kerim'de çok geçen kelimelerden birisidir.

ENSARULLAH: (Ar.) Er. - Allah yolunda Rasûlullah (s.a.s)'a yardım edenler.

ENVAR: (Ar.) Er. - Ziyalar, aydınlıklar, ışıklar, parlaklıklar. - (bkz. Ziya).

ENVER: (Ar.) Er. - Daha nurlu, en nurlu, çok parlak.

ERACAR: (Tür.) Er. - Becerikli erkek.

ERAKALIN: (Tür.) Er. - Alnı ak, dürüst erkek.

ERAKINCI: (Tür.) Er. - Yiğit akıncı.

ERAKSAN: (Tür.) Er. - Temiz adlı yiğit.

ERALKAN: (Tür.) Er. - Al kanlı yiğit.

ERALP: (Tür.) Er. - Yiğit erkek.

ERALTAY: (Tür.) Er. - (bkz. Eralp).

ERANDAÇ: (Tür.) Er. - (bkz. Eraltay).

ERANIL: (Tür.) Er. – Yiğitliğinle anıl, tanın.

ERASLAN: (Tür.) Er. - Aslan gibi, güçlü kuvvetli erkek.

ERAVEND: (Fars.) Er. 1. Şevk, arzu, istek. 2. Şan, şeref.

ERAY: (Tür.) Er. - Erken ay, ilk ay, ayın ilk günlerinde doğan. - (bkz. İlkay).

ERBAŞAT: (Tür.) Er. - (bkz. Eralp).

ERBATUR: (Tür.) Er. - Cesur, yiğit.

ERBAY: (Tür.) Er. - Soylu, ünlü aileye mensup erkek.

ERBELGİN: (Tür.) Er. - Açık yürekli erkek.

ERBEN: (Tür.) Er. - (bkz. Eralp).

ERBERK: (Tür.) Er. - Şimşek gibi yiğit.

ERBOĞA: (Tür.) Er. - Boğa gibi güçlü erkek.

ERBOY: (Tür.) Er. - Yiğit soydan gelen.

ERCAN: (Tür.) Er. - Canlı, diri, sıhhatli erkek.

ERCİHAN: (t.f.i.) Er. - Cihanın tanıdığı erkek.

ERCİVAN: (t.f.i.) Er. - Genç erkek.

ERCÜMENT: (Fars.) Er. - Muhterem, şerefli, itibarlı, haysiyetli, seçkin, saygın, değerli.

ERCÜVAN: (f.a.i.) 1. Erguvan çiçeği. 2. Kızıl şey. 3. Kırmızı kadife. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ERÇELİK: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü erkek.

ERÇETİN: (Tür.) Er. - Sert, güçlü erkek.

ERÇEVİK: (Tür.) Er. - Çevik, hızlı erkek.

ERÇİN: (Fars.) - Merdiven, basamak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ERDA: (Ar.) Ka. - Beyaz karınca.

ERDAL: (Tür.) Er. - Tek erkek, dal gibi uzun erkek.

ERDEM: (Tür.) Er. 1. Fazilet. 2. Maharet, hüner. 3. Liyakat. 4. Usta gemici. 5. İnsanın ruhsal yetkinliği.

ERDEMALP: (Tür.) Er. – Erdemli yiğit.

ERDEMAY: (Tür.) Ka. - (bkz. Erdem).

ERDEMER: (Tür.) Er. – Erdemli kimse.

ERDEMİR: (Tür.) Er. - Demir gibi güçlü erkek.

ERDEMLİ: (Tür.) Er. - Erdemli, faziletli.

ERDENİZ: (Tür.) Er. - (bkz. Deniz).

ERDEŞİR: (Tür.) Er. - Cesur, kahraman, aslan yürekli.

ERDİ: (Tür.) Er. 1. Amacına ulaşan, erişen. 2. Olgunlaşmış erkek. 3. Ermiş veli.

ERDİBİKE: (Tür.) Ka. - Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadın.

ERDİM: (Tür.) Er. - (bkz. Erdem).

ERDİN: (Tür.) Er. - (bkz. Erdi).

ERDİNÇ: (Tür.) Er. - Duru, güçlü kuvvetli erkek.

ERDOĞAN: (Tür.) Er. - Yiğit doğan.

ERDÖNMEZ: (Tür.) Er. - Sözünden dönmeyen, doğru sözlü.

ERDURAN: (Tür.) Er. - (bkz. Erdönmez).

ERDURMUŞ: (Tür.) Er. - (bkz. Erduran).

ERDURSUN: (Tür.) Er. - (bkz. Erdurmuş).

EREK: (Tür.) Er. - Gerçekleştirilmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, hedef.

EREKEN: (Tür.) Er. - (bkz. Erek).

EREL: (Tür.) Er. - Erkek eli, güçlü el.

EREN: (Tür.) Er. 1. Yetişen, ulaşan, vasıl olan. 2. İyi yetişmiş kişi. 3. Cesur, yiğit adam. 4. Ermiş. 5. Koca, zevc. 6. Kişi, şahıs.

ERENALP: (Tür.) Er. - (bkz. Eren).

ERENAY: (Tür.) Er. - (bkz Eren).

ERENCAN: (Tür.) Er. - (bkz. Eren).

ERENDİZ: (Tür.) Er. - Gezegenlerin en büyüğü ve güneşe yakınlık bakımından beşincisi Jüpiter.

ERENGÜÇ: (Tür.) Er. - (bkz. Eren).

ERENGÜL: (Tür.) Ka. - (bkz. Eren). - Eren ve gül isimlerinden birleşik.

ERENÖZ: (Tür.) Er. - (bkz. Eren).

ERENSOY: (Tür.) Er. - (bkz. Eren).

ERENSU: (Tür.) Er. - (bkz. Eren).

ERENTÜRK: (Tür.) Er. - Eren-türk.

ERER: (Tür.) Er. - Ulaşır, kavuşur.

ERETNA: (Tür.) Er. - XIV. yy. Orta Anadolu'da Sivas ve Kayseri'de beylik kuran bir zat. Aslen Uygur Türkleri'nden olup Küçük Asya'da Anadolu Selçuklularına ait yerleri idarelerine almış olan İlhanlıların emirlerinden biri. Adil yönelimi sayesinde halkın övgüsünü almış ve kendisine "köse peygamber" lakabı verilmiştir.

EREZ: (Ar.) Er. - Acıbadem ağacı.

ERGALİP: (t.a.i.) Er. - Üstün, yenen kimse.

ERGAZİ: (t.a.i.) Er. - (bkz. Ergalip).

ERGE: (Tür.) Ka. - Şımarık, nazlı.

ERGENÇ: (Tür.) Er. - Genç erkek.

ERGENER: (Tür.) Er. - (bkz. Ergenç).

ERGİ: (Tür.) Er. - İyi, güzel bir şeye erişme.

ERGİN: (Tür.) Er. 1. Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş. 2. Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan kimse ( bkz. Reşid).

ERGİNAY: (Tür.) Er. - (bkz. Ergin).

ERGİNCAN: (Tür.) Er. - Olgun ruhlu kimse.

ERG İNER: (Tür.) Er. - Olgun erkek.

ERGİNSOY: (Tür.) Er. - Olgun kişilerin soyundan gelen.

ERGİNTUĞ: (Tür.) Er. - (bkz. Ergin).

ERGİNALP: (Tür.) Er. - (bkz. Ergin).

ERGÖK: (Tür.) Er. - (bkz. Ergin).

ERGÖKMEN: (Tür.) Er. - Mavi gözlü, sanşın kimse.

ERGÖNÜL: (Tür.) Er. - Gönül eri, iyi insan.

ERGUN: (Fars.) Er. - Sert başlı, oynak ve hızlı giden at. Ergun Celaleddin Çelebi: Türk sufı. Mevlananın soyundandır. Kütahya mevlevi hanesine de şeyhlik yapmıştır.

ERGUNALP: (f.t.i.) Er. - Hızlı, çevik, yiğit.

ERGUNER: (f.t.i.) Er. - Hızlı, çevik erkek.

ERGUVAN: (Fars.) Er. - Kırmızımtrak bir çiçek.

ERGÜÇ: (Tür.) Er. - Erkek gücü.

ERGÜDEN: (Tür.) Er. 1. Yiğitlik eden erkek. 2. Sevk ve idare kabiliyeti olan, lider.

ERGÜDER: (Tür.) Er. - (bkz. Ergüden).

ERGÜL: (Tür.) - Nadide gül, tek gül. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ERGÜLEÇ: (Tür.) Er. - Güleryüzlü erkek.

ERGÜMEN: (Tür.) Er. - Amacına, isteğine kavuşan.

ERGÜN: (Tür.) Er. 1. Yumuşak uysal kimse. 2. Sulu kar, sulu saf kar.

ERGÜNAY: (Tür.) Er. - (bkz. Ergün).

ERGÜNER: (Tür.) Er. - Yumuşak huylu, uysal erkek.

ERGÜVEN: (Tür.) Er. - Kendine güvenen.

ERGÜVENÇ: (Tür.) Er. - Güven duyulan kimse.

ERHAN: (Tür.) Er. - İyi, adaletli hükümdar.

ERİB: (Ar.) Er. - Akıllı, zeki kimse.

ERİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Erib).

ERİKE: (Ar.) Ka. - Taht.

ERİKER: (Tür.) Er. - Becerikli, yürekli adam.

ERİM: (Tür.) Er. 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. Vakıf olmak, yetmek.

ERİMEL: (Tür.) Er. - (bkz. Erim).

ERİMŞAH: (Tür.) Er. - (bkz. Erim).

ERİNÇ: (Tür.) Er. - Rahat, huzur.

ERİNÇER: (Tür.) Er. - Huzur veren kimse.

ERİPEK: (Tür.) Er. - Yumuşak, uysal erkek.

ERİS: (Fars.) Er. - Zeki, uyanık, azılı.

ERKAL: (Tür.) Er. - Erkek kal, adam olarak kal.

ERKAN: (Ar.) Er. 1. Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler. 2. General ya da amiral aşamasındaki askerler. 3. Yol, yöntem, adet, usûl. 4. Temel esaslar. Rükünler, direkler.

ERKAM: (Ar.) Er. - Rakamlar, sayılar, yazılar. Erkam b. Erkam: İlk müslüman olan sahabilerden birinin adı. Peygamberimiz ve müslümanlar Mekke döneminde bir müddet çalışmalarını gizlice Erkam'ın evinden yürüttükleri için, evi İslâm tarihinde meşhur olmuş ve günümüze Daru'l-Erkam olarak ulaşmıştır.

ERKE: (Tür.) 1. İş başarma gücü. 2. Nazlı serbest büyütülmüş çocuk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ERKEL: (Tür.) Er. - Güçlü, kudretli el.

ERKILIÇ: (Tür.) Er. - Kılıç gibi keskin güçlü yiğit.

ERKINAY: (Tür.) Er. - Çalışan erkek.

ERKİN: (Tür.) Er. - Serbest, hür.

ERKİNER: (Tür.) Er. - Bağımsız, özgür insan.

ERKMAN: (Tür.) Er. - Güçlü, etkili, sözü geçen kimse.

ERKOÇ: (Tür.) Er. - Güçlü, iriyan erkek.

ERKOÇAK: (Tür.) Er. - bkz. Koçak.

ERKSAN: (Tür.) Er. - Güçlü, etkili san, tanınmış ad.

ERKSOY: (Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen.

ERKSUN: (Tür.) Er. - Gücünü, kudretini göster.

ERKUL: (Tür.) Er. - Erkek kul, güçlü kuvvetli adam, kul.

ERKUT: (Tür.) Er. 1. Güçlü, dayanıklı erkek. 2. Mübarek insan, kutlu insan.

ERKUTAY: (Tür.) Er. - Uğurlu ayda doğan erkek.

ERMA: (Ar.) Ka. - Çok güzel ve cilveli olan.

ERMAN: (Fars.) Er. 1. Arzu, istek. 2. Yerinme, pişman olma.

ERMİN: (Fars.) Er. - Keykubat'm dördüncü oğlu.

ERMİŞ: (Tür.) Er. 1. Allah'a yönelmiş ve bu yolda merhale katetmiş kimse. 2. Veli, aziz.

ERMİYE: (Ar.) Er. - Dolu yağdıran kasırga.

ERNOYAN: (Tür.) Er. - Yiğit başkomutan.

EROĞUZ: (Tür.) Er. - Yiğit kimse.

EROKAY: (Tür.) Er. - Seçkin, beğenilen erkek.

EROL: (Tür.) Er. - Erkek ol. - "Er" ve "ol" kelimelerinden birleşik isim.

ERONAT: (Tür.) Er. - Dürüst, güvenilir, iyi erkek.

EROZAN: (Tür.) Er. - Erkek ozan, şair.

ERÖZ: (Tür.) Er. - Özü erkek, yiğit olan.

ERSAL: (Tür.) Er. - Yiğitliğinle tanın.

ERSALMIŞ: (Tür.) Er. - (bkz. Ersal).

ERSAN: (Tür.) Er. l. Adıyla, sanıyla ünlenmiş erkek. 2. Güzel, güçlü san bırakmak.

ERSAVAŞ: (Tür.) Er. - (bkz. Ersal).

ERSAYIN: (Tür.) Er. - Saygı değer kimse.

ERSEÇ: (Tür.) Er. - Seçkin ol.

ERSEN: (Fars.) Er. - Meclis, kurultay, kongre.

ERSERİM: (Tür.) Er. - (bkz. Serim).

ERSEVEN: (Tür.) Er. - Seven erkek.

ERSEVER: (Tür.) Er. - (bkz. Erseven).

ERSEVİM: (Tür.) Ka. - Sevimli, sempatik erkek.

ERSEZEN: (Tür.) Er. - (bkz. Ersezer).

ERSEZER: (Tür.) Er. - Kavrayışı güçlü erkek.

ERSÖZ: (Tür.) Er. - Yiğit sözlü.

ERSU: (Tür.) Er. - (bkz. Ersöz).

ERSUNAL: (Tür.) Er. - (bkz. Ersu).

ERŞAD: (t.f.i.) Er. - Sevinçli, mutlu erkek.

ERŞAHAN: (Tür.) Er. - Şahin gibi güçlü yiğit.

ERŞAHİN: (Tür.) Er. - Erkek şahin, kuş.

ERŞAN: (Tür.) Er. - Yiğitliğiyle tanınmış, ünlenmiş erkek.

ERŞED: (Ar.) Er. - Er reşid, ergin olan, doğru yola daha yakın, hareket hattı daha iyi olan. (bkz. Reşid).

ERSEN: (Tür.) Er. - Mutlu, neşeli erkek.

ERTAN: (Ar.) Er. - Dericilerin,, yaprağıyla sahtiyan (deri) boyadıkları bir nevi ağaç.

ERTAŞ: (Tür.) Er. - Taş gibi erkek. -Er ve taş kelimelerinden birleşik isim.

ERTAYLAR: (Tür.) Er. - Uzun boylu, yakışıklı erkek.

ERTE: (Tür.) Er. 1. Gelecek şafak, şafak sökme zamanı. 2. Yarın. 3. Herhangi bir işte ilk başarı.

ERTEK: (Tür.) Er. - Tek, eşsiz yiğit.

ERTEKİN: (Tür.) Er. - Soylu erkek. - Er ve tekin kelimelerinden birleşik isim.

ERTEN: (Tür.) Er. 1. Sabah güneşin doğduğu zaman. 2. Gün.

ERTİNGÜ: (Tür.) Er. - Olağanüstü görülmemiş.

ERTOK: (Tür.) Er. - Gözü, gönlü tok yiğit.

ERTÖRE: (Tür.) Er. - Töreleri olan yiğit.

ERTUĞ: (Tür.) Er. - Sorguç tutan erkek.

ERTUĞRUL: (Tür.) Er. - Dürüst, doğru, yiğit. - Ertuğrul Gazi: Osmanlı hanedanının kurucusu. Osman Bey'in babası.

ERTUNA: (Tür.) Er. - (bkz.Tuna).

ERTUNÇ: (Tür.) Er. l. Tunç renkli erkek. -2. Tunç madeni gibi güçlü kuvvetli erkek. - Er ve tunç kelimelerinden birleşik isim.

ERTUNGA: (Tür.) Er. 1. Yiğit hakan. 2. Uygur yazıtlarında geçen Türk adı.

ERTÜZE: (Tür.) Er. - (bkz. Tüze).

ERÜSTÜN: (Tür.) Er. - Üstün erkek.

ERVA: (Ar.) Er. 1. Çok güzel genç. 2. Son derece cesur ve yiğit adam.

ERVİN: (Fars.) Ka. 1. Tecrübe, sınama, deneme. 2. Şeref ve itibar.

ERYALÇIN: (Tür.) Er. - Sert, güçlü, boyun eğmez yiğit.

ERYAMAN: (Tür.) Er. - Güçlü, becerikli.

ERYAVUZ: (Tür.) Er. - Yürekli, korkusuz.

ERYETİŞ: (Tür.) Er. - Erken gel.

ERYILDIZ: (Tür.) Er. - Yıldız gibi parlak yiğit.

ERYILMAZ: (Tür.) Er. - (bkz. Yılmaz).

ERZADE: (t.f.i.) Er. - Yiğit oğlu.

ERZAN: (Fars.) Er. 1. Ucuz, bol. 2. Uygun, münasip, layık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ESAD: (Ar.) Er. 1. Oldukça mutlu, daha saadetli. 2. Çok hayırlı. – Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kullanılır. Esad b. Zürare: Sahabedendir. Künyesi Ebu Umame'dir. Akabe bey'atmdan önce müslüman oldu. 1.2. ve 3. Akabe bey'atlarında hazır bulundu. Medine'ye İslamı ilk tebliğ eden sahabidir. Hicretin II. yılında Şevval ayında (Bedir öncesi) vefat elti.

ESED: (Ar.) Er. - Arslan. Gazanfer. Haydar. Cesur ve kahraman kişi anlamında kullanılmıştır.

ESEDÜ'D-DİN: (Ar.) Er. - Dinin arslara. - Şeref lakabıdır.

ESEDULLAH: (Ar.) Er. - (Allah'ın arslanı) Hz. Ali, Hayber'in fethinde gösterdiği kahramanlıktan dolayı Rasûlullah (s.a.s), Hz. Ali'ye bu ismi vermiştir. Astronomi'de: Güneşin rumi, temmuzun 9'unda ve Efrenci temmuzun 23'ünde içine girdiği ve semanın kuzey yarımküresi eteğinde bulunan birçok parlak yıldızdan müteşekkil 5. burç.

ESEN: (Tür.) Er. - Sağ, salim, sağlıklı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ESENBOĞA: (Tür.) Er. - (bkz. Esen).

ESENDAĞ: (Tür.) Er. - Dağ gibi güven verici ve sağlam yaptı.

ESENER: (Tür.) Er. - Sağlıklı, rahat kimse.

ESENGÜL: (Tür.) Ka. - Canlı, dipdiri, renkleriyle yeni açan güzel gül.

ESENTÜRK: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli, sağlıklı Türk.

ESER: (Ar.) Er. 1. Nişan, alamet, iz. 2. Etki, tesir. 3. Yok olmuş bir nesneden kalma parça. 4. Bir kişinin ortaya koyduğu mahsul, telif. 5. Hadis, hadis ilmi. 6. İmal, icat. 7. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ESİN: (Tür.) Ka. -1. Rüzgar, sabah rüzgarı. 2. İlham, çağrışım.

ESLEK: (Tür.) Er. 1. Çalışkan, gayretli. 2. Yumuşak başlı, uysal. 3. Atik, çevik.

EŞLEM: (Ar.) Er. 1. En selamatli, en emin, en doğru yol. 2. Kendisini bütünüyle Allah'ın dinine adamış, Silm'e girmiş mü'min. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.

ESMA: (Ar.) Ka. 1. Adlar. 2. Kulaklar, işitme. - Esmaü'l-Hüsna: Allah'ın güzel isimleri. - Hz. Esma: Hz. Ebu Bekir'in kızı, Hz. Aişe'nin ablasıdır.

ESMAHAN: - (bkz. Esma).

ESMAN: (Ar.) Ka. - Bedeller, kıymetler, değerler.

ESME: (Tür.) Ka. - Esmek fiili.

ESMER: (Ar.) Ka. - (bkz. Esved).

ESMERAY: (a.t.i.) Ka. - Siyah ay, buğday renkli, karayağız.

ESRA: (Ar.) Ka. - Daha hızlı, daha çabuk, en çabuk.

ESVED: (Ar.) Ka. - Siyah, kara.

EŞ'ARİ: (Ar.) Er. - Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'ari (Öl. 935). Ünlü kelam alimi, Eş'ari mezhebinin, kurucusudur. 40 yaşına kadar Mutezile görüşü benimsemiş, daha sonra Basra camiinden de herkese ilan ederek Mutezile'yi bıraktığını açıklamıştır.

EŞAY: (Tür.) Er. - Ay kadar güzel.

EŞCA: (Ar.) Er. - En cesur, en yiğit kişi.

EŞFAK: (Ar.) Er. - Daha şefkatli, çok merhametli.

EŞİR: (Ar.) Er. - Çok sevinçli.

EŞRAF: (Ar.) Er. 1. Şerefli, saygın kimseler. 2. Bir yerin zenginleri, sözü geçenler.

EŞREF: (Ar.) Er. - Daha şerefli, çok onurlu, çok aziz, pek muhterem. Eşrefi: Akkoyunlular devrinde kullanılan bir çeşit gümüş para. Yavuz Sultan Selim'in Mısırı fethettikten sonra burada bastırdığı para. Eşrefoğlu Rumi: Kadiri tarikatının bir kolu olan Eşrefîyye adlı ekolün kurucusu.

ETEM: (Ar.) Er. - Daha tam daha noksansız, mükemmel. - (bkz. Ekmel).

ETHEM: (Ar.) Er. - (bkz. Edhem).

EVCAN: (Tür.) Er. - Evdeki insan evcimen.

EVCİMEN: (Tür.) Er. - Evine, ailesine bağlı. Ev işlerinde becerikli.

EVDEGÜL: (Tür.) Ka. - Güzel kız.

EVFA: (Ar.) Er. Daha vefalı, cana yakın, sözünde duran.

EVİN: (Tür.) Ka. - Tohum, tane, öz cevher.

EVİRGEN: (Tür.) Er. - İşini bilen, tedbirli kimse.

EVLA: (Ar.) Ka. - Daha uygun, daha layık, daha iyi üstün. Hayırlı amel.

EVLİYA: (Ar.) 1. Veliler. 2. Allah'ın dostları. 3. İman edip salih amel işleyenler. 4. Allah yolunda mallan ve canlarıyla cihad edenler. 5. Allah'ın emaneti olan dinini ve hükümlerini yeryüzünde tevelli ederek korumaya çalışanlar.

EVNUR: (Tür.) Ka. - (bkz. Evdegül)

EVRA: (Fars.) Ka. - Hisar.

EVREN: (Tür.) Er. 1. Büyük yılan, ejderha. 2. Felek, zaman. 3. Kainat, dünya. 4. Yaşanılan vasat.

EVRENSEL: (Tür.) Er. - "Alemşümül" karşılığı olarak. - Fransızca "Universal'e benzetilerek kullanılır.

EVSAN: (Ar.) - Pullar, harçlar (bkz. Esnam). - İsim olarak kullanılmaz.

EVVAH: (Ar.) Er. 1. Çok ah eden. 2. Çok dua eden. 3. Merhametli. 4. İmanı sağlam. 5. Din bilgisi çok geniş olan kimse. 6. Kur'an-ı Kerimde bu isimle Hz.İbrahim vasıflandırılmıştır.

EVVEL: (Ar.) 1. İlk başlangıç, ilkin. 2. Allah'ın 99 isiminden biri.

EYGÜL: (Tür.) - İyi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EYLÜL: (Ar.) Ka. - Sonbahar'ın ilk ayı.

EYMEN: (Ar.) Er. 1. Daha uğurlu, çok talihli, hayırlı, kutlu. 2. Sağ taraftaki. Eymen b. Hureym:. Sahabedendir. Mekke'nin alınışı sırasında müslüman oldu. Babası ve amcası Bedir şehitlerindendir. Hadis rivayctiylc ün kazandı.

EYÜB: (Ar.) Er. 1. Sabırlı. 2. Dönen, pişman olan, günahlarına tevbe eden demektir. Kur'an'da adı geçen peygamberlerden. Güzel sabır sahibi. Allah'ın imtihanına güzellikle sabredip mükafat ve ihsana ulaşmıştır. -Türk dil kuralı açısından "b/p" olarak okunur.

EZAMET: (Ar.) Ka. - (bkz. Azamet). 1. Büyüklük, ululuk. 2. Çalım, kıvrım.

EZELHAN: (a.t.i.) Er. - (bkz. Ezel).

EZFER: (Ar.) Ka. - Güzel kokulu.

EZGİ: (Tür.) Ka. 1. Belli bir kurala göre yaratılan ve kulakta haz uyandıran şeşname. 2. Makamla söylenen manzum söz. 3. Beste (bkz. Beste).

EZGÜ: (Tür.) - Makam, hava. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EZHAN: (Ar.) - İnsanda akıl, fikir, zeka, hafıza anlayış, kavrayış, kudretleri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EZHERAN: (Ar.) - Ay ve güneş. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EZNEV: (Fars.) - Yeni baştan, yeniden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

EZRA: (Ar.) Ka. 1. Pek fasih, sözü düzgün adam. 2. Beyaz kulaklı siyah at.

EZRAK: (Ar.) - Mavi gözlü. Gök rengi saf ve temiz su. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.



-----------------Sonu-------------------

 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol