ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

ISIMLER VE ANLAMLARI S1
A | B | C | D | E | F | G | H | I | J | K | L | M | N | O | P | R | S | T | U | V | Y | Z
Ş


ŞABAN: (Ar.) Er. 1. Aralık, fasıla. 2. Hicri, Kameri ayların sekizincisi, üç ayların ikinci ayı.

ŞABEDDİN: (Ar.) Er. - Din topluluğu, cemaati. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

ŞÂDÂB: (Fars.) Er. - Suya kanmış, sulu, taze.

ŞÂDÂN: (Fars.) Ka. - Keyifli, neşeli, sevinçli.







ŞADİ: (Fars.) Er. - Sevinç, mutluluk.

ŞADİYE: (Ar.) Ka. 1. Memnunluk, sevinç, gönül ferahlığı. 2. Güzel sesle şarkı okuyan, şiir söyleyen.

ŞADKÂM: (Fars.) Ka. - Çok sevinçli.

ŞÂDNÂK: (Fars.) Ka. - Gönlü memnun.

ŞADUMAN: (Ar.) Ka. - Sevinçli, neşeli, memnun.

ŞAFAK: (Ar.) - Güneş doğmadan az önce ufukta beliren aydınlık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞAFAKGÜN: (a.t.i) Er. - Şafak renkli, kızıl.

ŞAFAKNUR: (Ar.) Ka. - Şafak aydınlığı.

ŞAFİ: (Ar.) Er. 1. Suçlunun bağışlanması için araya girip yalvaran kimse. 2. İyileştiren, şifa veren. 3. İnandırıcı, inandıran.

SAFİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şafi).

ŞAH: (Fars.) Er. 1. Hükümdar. - Birleşik isimlerde 1. ve 2. isim olarak da kullanılır: Şahbanu - Selimşah gibi.

ŞAHABEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin yıldızı. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

ŞAHADEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin tanıklığı. Dinin belirtisi, işareti. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

ŞAHADET: (Ar.). 1. Şahitlik etme, şahitlik, tanıklık, Kelime-i şehadet. 2. Açık, belirti. 3. Şehit olma, şehidlik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞAHAMET: (Ar.) Er. - Şişmanlık, topluluk.







ŞÂHÂN: (Fars.) Er. 1. Şahlar. 2. Oldukça büyük boylu, yırtıcı bir kuş. (bkz. Şahin).

ŞAHANDE: (Fars.) Ka. - Mutlu, memnun.

ŞAHANE: (Fars.) Ka. - Hükümdarlara yakışacak kadar güzel, eksiksiz olan.

ŞAHAP: (Ar.) Er. 1. Alev, ateş parçası. 2. Kayan yıldız, akan yıldız. 3. Cesur yürekli kimse.

ŞAHAT: (f.t.i.) Er. - Güçlü, güzel cins at, atların şahı.

ŞAHBANU: (Fars.) Ka. - Hükümdar eşi, şah hanımı.

ŞAHBAZ: (Fars.) Er. 1. Beyaz ve iri doğan. 2. Yakışıklı. Yiğit, serdengeçti. 3. Kabadayı. 4. Cömert. 5. Büyük, gösterişli, güzel mükemmel.

ŞAHBENDER: (Fars.) Ka. - Konsolos.

ŞAHBEY: (f.t.i.) Er. - Üstün nitelikli, saygın, yüce.

ŞAHDANE: (Fars.) Ka. - İri inci tanesi.

ŞAHDAR: (Fars.) Er. - Dallı, budaklı ağaç.

ŞAHESER: (Fars.) Ka. - Değerli, üstün nitelikli. Kalıcı, değerli, üstün yapıt.

ŞAHHANIM: (Fars.) Ka. - Hanım sultan. - Şah ve hanım kelimelerinden birleşik isim.

ŞAHİ: (Fars.) Er. - Şah'a hükümdara mensup, şah ile ilgili. Şahlık hüküm­darlık.

ŞAHİD: (Ar.) Er. 1. Bir yerde bulunan, bir şeyi gören ve gördüğü ve bildiği şeyler konusunda bilgi veren kimse, tanık. 2. Bir akdin yapılması sırasında taraflardan birinin yanında hazır bulunan. 3. Doğrulayan, isbat eden. 4. Hz. Muhammed'in sıfatlarından.

ŞAHİDÜDDİN: (Fars.) Er. - İslam'ı seçmiş olan ve İslam'ın hak din olduğuna şahidlik eden.

ŞAHIGÜL: (Fars.) Ka. - Gül dalı.

ŞAHİKA: (Ar.) Ka. - Zirve, doruk, dağ tepesi.

ŞAHİN: (f.t.i.) Er. - Büyük boylu, kanca gagalı, yırtıcı bir kuş.

ŞAHİNALP: (f.t.i.) Er. - Şahin gibi güçlü yiğit, cesur.

ŞAHİNER: (f.t.i.) Er. - Şahin gibi güçlü, yiğit er.

ŞAHİNHAN: (f.t.i.) Er. - Güçlü, yiğit kimse.

ŞAHİNKAN: (f.t.i.) Er. - Yiğit soydan gelen, güçlü, kahraman.

ŞAHİNTER: (Fars.) Er. - Çok yiğit, kahraman, şahin gibi.

ŞAHİSTAN: (Fars.) Er. - Şah ülkesi.

ŞAHKAR: (Fars.). - Baş eser, en güzel eser. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞAHMELEK: (f.a.i.) Ka. - Melekler kadar güzel, güzellikte lider.

ŞAHNAZ: (Fars.) Ka. - Çok nazlı.

ŞAHNİSA: (f.a.i.) Ka. 1. Hükümdar kadın, hükümdar karısı. 2. Kadınların şahı, üstün nitelikli, değerli kadın.

ŞAHNUR: (a.f.i.) Ka. 1. Kaynak, ışık kaynağı. 2. Münevver.

ŞAHRAH: (Fars.) Er. 1. Büyük işlek yol, ana yol, cadde. 2. Şaşırılması mümkün olmayan doğru ve açık yol.

ŞAHRUH: (f.a.i.) Er. - Yüce ruhlu, görkemli, üstün kişilikli kimse.

ŞAHSAR: (Fars.). - Dallık, ağaçlık, koruluk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞAHSINUR: (Ar.) Ka. - Nurlu kişi, aydınlık kimse.

ŞAHSUVAR: (Fars.) Er. - İyi ata binen yiğit kimse.

ŞAHVAR: (Fars.) Er. 1. Şaha, hükümdara yakışacak surette. 2. İri ve iyi cins inci.

ŞAHVELET: (f.a.i.) Er. - Hükümdar çocuğu.

ŞAHZAT: (f.a.i.) Er. - Saygıdeğer kimse. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

ŞÂHZÂDE: (Fars.) Er. - Şehzade, şah oğlu, hükümdar çocuğu.

ŞAİK: (Ar.) Er. - İstekli, hevesli.

SAİKA: (Ar.) Ka. - İstekli, hevesli, şevkli.

ŞAİR: (Ar.) Er. - Şiir yazan kimse, ozan.

ŞAİRE: (Ar.) Ka. - Kadın şair, daha çok unvan olarak kullanılır.

ŞAKAR: (Tür.) - Yiğit, cesur. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞAKAYIK: (Ar.) Ka. - Bahçelerde yetiştirilen, pembe, kırmızı alaca çiçekler açan, çok yıllık süs bitkisi.

ŞAKİR: (Ar.) Er. - Şükreden, durumundan memnun olan. Allah'a şükreden. Kur'an'da çok sık geçen kelimelerden biridir.

ŞAKİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şakir).

ŞAKRAK: (Ar.) Er. - San asma nevinden bülbül gibi öten bir kuş.

ŞAMİH: (Ar.) Er. - Yüksek, görkemli.

ŞAMİHA: (Ar.) Ka. 1. Yüksek, gösterişli. 2. Kibirli.

ŞAMİL: (Ar.) Er. - Şümulü bulunan, içine alan, kaplayan, havi. Ünlü Kafkas Türk liderlerinden Dağıstan aslanı Şeyh Şamil.

ŞAMİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şamil).

ŞANAL: (Tür.) - Ünün yayılsın, tanınmış şanlı bir insan ol. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞANALP: (Tür.) Er. - Ünlü, şanlı, tanınmış kimse.

ŞANER: (Tür.) Er. - Ünlü kimse.

ŞANLI: (Tür.) 1. Ün, şöhret. 2. Hal durum. 3. Debdebe, gösteriş, haşmet. 4. Yüksek makam rütbe. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞANLIBAY: (Tür.) Er. - Tanınmış, ünlü kimse.

ŞANVERİ: (Fars.) Ka. 1. İri ve iyi cins inci. 2. Hükümdara yakışan, hükümdara uygun.

ŞAPÛR: (Fars.) Er. - İran hükümdarlarından üç şahsın adıdır.

ŞARANİ: (Ar.) Er. - Gür ve uzun saçlı kimse. İslam tarihinde bu isimde birçok meşhur vardır.

ŞARBAY: (Tür.) Er. - Kentli, şehirli kimse.

ŞARIK: (Ar.) Er. - Doğup parlayan, parlak.

ŞÂTİ: (Ar.) Er. - Kıyı, kenar.

ŞATIR: (Ar.) Er. 1. Neşeli, şen. 2. Büyük bir kimsenin atı yanında gitmekle vazifeli ağa.

ŞAYAN: (Fars.) Ka. - Uygun, yakışır, münasip, layık.

ŞÂYESTE: (Fars.) Ka. - Layık uygun, münasip.

ŞÂYGÂN: (Fars.) Ka. 1. Layık, yakışır, münasip, yansır. 2. Ucuz, bol, çok.

ŞAYLAN: (Tür.). 1. Çok övünen, gururlu kimse. 2. Sevinçli, neşeli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞAZİ: (Fars.) Er. - (bkz. Şadi).

ŞAZİMET: (Ar.) Ka. - Kimseye benzemeyen, farklı, tek, eşsiz.

ŞAZİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şadiye).

ŞEBAB: (Ar.) Er. - Gençlik, tazelik. -Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

ŞEBEFRUZ: (Fars.) - Geceyi aydınlatan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEBİB: (Ar.) Er. - Gençlik, tazelik.

ŞEBHAN: (Fars.) Er. - Gece öten bir cins bülbül.

ŞEBNEM: (Fars.) Ka. - Havada buhar durumundayken gecenin serinliğiyle yerde ya da bitkilerin üzerinde toplanan su damlacıkları, çiğ.

ŞEBNUR: (a.f.i.) Ka. - Gecenin nuru, gecenin ışığı, aydınlığı.

ŞEBYELDA: (Fars.) Ka. - Yılın en uzun gecesi (22 Aralık).

ŞECAAT: (Ar.) Er. - Yiğitlik, cesurluk, korkusuzluk, kalb metinliği.

ŞECAADDİN: (a.b.i.) Er. - Dinin kahramanı, dinin yiğidi.

ŞECİ: (Ar.) Er. - Cesur, yürekli, yiğit.

ŞECİA: (Ar.) Ka. - (bkz. Şeci).

ŞEFAADDİN: (Ar.) Er. - Dinin, Allah ile kul arasınadaki aracılığı, dinin şefaati. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

ŞEFAAT: (Ar.) - Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle başkası arasında yapılan aracılık, dua. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEFAATİ: (Ar.) Er. - Şefaatle ilgili.

ŞEFAKAT: (Ar.) Ka. - Şefkat, acıyarak ve esirgeyerek sevme.

ŞEFİ: (Ar.) Er. - Şefaat eden. (bkz. Şafi).

ŞEFİK: (Ar.) Er. - Şefkatli, acıması olan, esirgeyici.

ŞEFİKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Şefik).

ŞEFKAT: (Ar.). - Sevecenlik, acıma ve sevgi duygusu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHADET: (Ar.). - (bkz. Şahadet).

ŞEHALEM: (f.a.i.) Er. - Evrenin hükümdarı.

ŞEHAMET: (Ar.) Er. - Zeka ve akılla birlikte olan yiğitlik, cesaret.

ŞEHBA: (Ar.) Er. 1. Kır, akçıl. 2. Haleb şehri.

ŞEHBAL: (Fars.) Ka. - Kuş kanadının en uzun tüyü.

ŞEHİD: (Ar.). 1. Allah yolunda canını feda eden müslüman, İslam uğruna ölen müslüman, şehadet mertebesine erişen kimse. 2. Fikri, inancı, ülkesi uğruna ölenler için de teşmilen kullanılmaktadır. Vatan şehidi. 3. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Ayrıca isimlerde ek yapılabilir. Şehidcan, Şehidnur, Şehidhan. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

ŞEHİM: (Ar.) Er. - Akıllı ve kurnaz yiğit.

ŞEHİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Şehim).

ŞEHİNŞAH: (Fars.) Er. 1. Şahların şahı, en büyük hükümdar. 1. Daha çok unvan olarak verilir.

ŞEHLÂ: (Ar.) Ka. 1. Koyu mavi ela göz. 2. Hafif, tatlı şaşı.

ŞEHLEVENT: (Fars.) Er. - Leventlerin şahı, boylu poslu, canlı, yakışıklı.

ŞEHMUZ: (Fars.) Er. - Şah, hükümdar soyundan gelen.

ŞEHNAZ: (Fars.) Ka. 1. Türk musikisinde mürekkep bir makam ve perde. 2. Çok nazlı.

ŞEHPER: (Fars.) Ka. - Kuş kanadının en uzun tüyü.

ŞEHRAR: (Fars.). - Şehri süsleyen, şehre süs veren. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHRAZAT: (Fars.) Ka. - Kendi kendine yaşayan, özgür.

ŞEHRİ: (Fars.). 1. Şehirli. 2. Nazik, terbiyeli. 3. Aya ait, aylık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHRİBAN: (Fars.) Er. - Şehrin büyüğü, ileri geleni.

ŞEHRİNAZ: (Fars.) Ka. - Türk müziğinin en eski makamlarından.

ŞEHRİYAR: (Fars.). - Padişah, hükümdar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEHRUD: (Fars.) Er. - Büyük çay, nehir.

ŞEHZAT: (Fars.) Er. - (bkz. Şahzat).

ŞEKİB: (Fars.) Er. - Sabır, tahammüllü, dayanıklı. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

ŞEKİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şekib).

SEKİME: (Ar.) Ka. - Dayanıklılık, dayanma, karşı koyma.

ŞEKÛR: (Ar.) Er. - Şükreden, şükredici. Allah'ın isimlerinden, (bkz. Abdüşşekûr).

ŞEKÛRE: (Ar.) Ka. - Çok şükreden, şükredici, değer bilen.

ŞELALE: (Ar.) Ka. - Büyük bir akarsuyun yüksekten düşmesiyle meydana gelen büyük çağlayan, çavlan.

ŞEMAİL: (Ar.) Er. 1. Huylar, davranışlar, alışkılar. 2. Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri.

ŞEMDİN: (Ar.) Er. - Dinin mumu, dinin aydınlığı.

ŞEMİ: (Ar.) Er. 1. Mumla, ışıkla ilgili, ışıklı. 2. Mum yapan ya da satan kimse.

ŞEMİM: (Ar.) Er. - Güzel kokan, güzel kokulu, güzel koku.

ŞEMİME: (Ar.) Ka. - Güzel kokulu şey.

ŞEMİNUR: (Ar.) Ka. - Mum ışığı, mum aydınlığı.

ŞEMS: (Ar.) Er. - Güneş.

ŞEMSEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır (Şemsettin).

ŞEMSİ: (Ar.) Er. - Güneşe ait, güneşle ilgili.

ŞEMSİFER: (a.f.i.) Güneşin aydınlığı, parlaklığı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEMSİNİSA: (f.a.i.) Ka. - Kadınların güneşi. Güneş gibi kadın.

ŞEMSİNUR: (Ar.) Ka. - Güneşin ışığı, nuru.

ŞEMSPARE: (a.f.i.)- - Güneş parçası. Çok parlak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEN: (Fars.) Ka. - Neşeli, sevinçli. -Daha çok iki isimlerde kullanılır. Şener, Şenol.

ŞENAL: (f.t.i.) Er. - (bkz. Şen).

ŞENALP: (f.t.i.) Er. - Neşeli, canlı yiğit.

ŞENALTAN: (f.t.i.) Er. - (bkz. Altan).

ŞENBAY: (f.t.i.) Er. - Neşeli, sevinçli, mutlu, varlıklı kimse.

ŞENCAN: (f.t.i) - Canlı, neşeli, hareketli yapısı olan kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENDOĞAN: (f.t.i.) - Sevinçli, neşeli ol. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENDUR: (f.t.i.) Er. - Neşeli, sevinçli olması devam etti, sürdü.

ŞENEL: (f.t.i.) Er. - Şen ve mutlu ev. Bölge, il.

ŞENER: (f.t.i.) - Mutlu, neşeli kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENGİL: (f.t.i.) Er. - İyi yürekli, hoş sohbet kimse.

ŞENGÜL: (f.t.i.) Ka. - Gülün en güzel hali.

ŞENGÜN: (f.t.i.) Ka. - Sevinçli, ferah gün.

ŞENAY: (f.t.i.) Ka. - Ayın parlaklığı, güzelliği.

ŞENİZ: (Fars.). - Sevinçli, mutlu iz, hatıra. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENKAL: (f.t.i.). - Her zaman neşeli kal. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENNUR: (f.a.i.) - Neşeli ve nurlu insan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞENOL: (f.t.i.) Ka. - Şen ve mutlu ol. - (bkz. Şenel).

ŞENSAL: (f.t.i.) Er. - Neşeni çevrene yay, herkes neşelensin.

ŞENSOY: (f.t.i.) Er. - Neşeli soydan gelen kimse.

ŞENTÜRK: (f.t.i.) Er. - Neşeli, canlı, mutlu türk.

ŞENYAŞAR: (f.t.i.) Er. - Yaşamı, neşeli mutlu geçen kimse.

ŞENYURT: (f.t.i.) Er. - Neşeli, mutlu insanların yurdu; ülkesinde yaşayan.

ŞERAFEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin şereflisi, büyüğü. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

ŞERAFET: (Ar.) Er. - Şerefli olma hali. Soydanlık, asalet. Hz. Muhammed (s.a.s)'in soyundan olma.

ŞERARE: (Ar.) Ka. - Kıvılcım.

ŞEREF: (Ar.) Er. 1. Yücelik, ululuk, izzet, seçkinlik. İyi ahlak ve faziletler sonucu meydana gelen manevi yücelik. 2. İyi ün. İftihar edilecek şey.

ŞEREFHAN: (a.t.i.) Er. - Büyük, yüce hükümdar.

ŞEREFNAZ: (a.f.i.) Ka. - Çok nazlı.

ŞEREN: (Tür.) Er. - Tezcanlı, çevik.

ŞERİF: (Ar.) Er. - Şerefli, kutsal. Soylu temiz.

ŞERİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şerif).

ŞERMENDE: (Fars.) Ka. - Utangaç, çok utanan, mahcup.

ŞERMİN: (Fars.) Ka. - Utangaç, mahcup.

ŞETARET: (Ar.) Ka. - Neşe, sevinç, şenlik.

ŞEVKET: (Ar.) Er. - Azamet, büyüklük, ululuk, debdebe, haşmet.

ŞEVKİ: (Ar.) Er. - Şevkle ilgili, şevke ait, neşeli.

ŞEVKİDİL: (a.f.i..) Ka. - Gönül neşesi, gönül sevinci.

ŞEVKİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şevki).

ŞEVVAL: (Ar.). - Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞEYBAN: (Ar.) Er. - Saçlarına ak düşmüş yaşlı kimse. Moğol hükümdarlarından birisi.

ŞEYBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Şeyban).

ŞEYDA: (Fars.) Ka. - Aşk çılgını, çok tutkun, aşık.

ŞEYDAGÜL: (Fars.) Ka. - (bkz. Şeyda).

ŞEYDANUR: (f.a.i.) Ka. - (bkz. Şeyda).

ŞEYH: (Ar.) Er. 1. Yaşlı adam, ihtiyar. 2. Kabile ve aşiret reisi. 3. Bir sahada üst seviyeye gelmiş, otorite. 4. Tekke ve zaviye reisi.

ŞEYMA: (Ar.) 1. Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. 2. Hz. Peygamber'in süt kardeşi.

ŞEZA: (Ar.) Ka. - Kokulu şeylerin kokusu.

ŞEZERÂT: (Ar.) Ka. - İşlenmeden maddenin içinde toplanan altın parçaları. Süs olarak kullanılan inci ve altın taneleri.

ŞEZRE: (Ar.) Er. - İşlenmemiş ham altın. Süs için asılan inci ve altın.

ŞİDE: (Fars.) Er. - Parlak, ışıklı, güneş.

ŞİFA: (Ar.) Ka. - İyi olma, kurtulma.

ŞİHAB: (Ar.) Er. 1. Kıvılcım. Akan yıldız. 2. Cesur, yürekli.

ŞİHBAN: (Ar.) Ka. 1. Kıvılcımlar. 2. Akan yıldızlar.

ŞİHABEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin parlak yıldızı.

ŞİMŞEK: (Tür.) Er. 1. Yağmurlu havada, buluttan buluta ya da yere elektrik boşalırken oluşan, geçici ve şiddetli elektrik akımı. 2. Canlı, hızlı, coşkulu, hareketli kimse.

ŞİMŞEKER: (Tür.) Er. - Çok hareketli, canlı, hızlı kimse.

ŞİMŞEKHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Şimşekkan).

ŞİMŞEKKAN: (Tür.) Er. - Hareketli, canlı soydan gelme.

ŞİNAS: (Fars.) Er. - Anlayan, tanıyan, bilen.

ŞİNASİ: (Fars.) Er. 1. Tanımaya, anlamaya özgü, tanımak, bilmekle ilgili. 2. Tanzimat döneminin ünlü şairi ve gazetecisi.

ŞİNAVER: (Fars.) Er. - Suda yüzen, yüzücü.

ŞİNİD: (Fars.) Er. - İşitme, semi.

ŞİRAZ: (Fars.) Er. - Türk müziğinde eski bir makam.

ŞİRAZE: (Fars.) Ka. 1. Kitap ciltlerinin iki ucunda bulunan ve yaprakları muntazam tutan, ibrişimden örülmüş ince şerit. 2. Pehlivan kispetinin parçası. 3. Esas, düzen, nizam.

ŞİRİN: (Fars.) Ka. - Sevimli, cana yakın.

ŞİRVAN: (Fars.) Er. 1. İran'da bir kent adı. 2. Aslan barınağı.

ŞİRZAT: (a.f.i.) Er. - Aslan gibi güçlü, kişilikli kimse.

ŞİVE: (Fars.) Ka. - Naz, eda.

ŞİVEKAR: (Fars.) Ka. - Nazlı, edalı, işveli.

ŞÖHRET: (Ar.) Ka. - Şöhretli, ünlü, şöhreti ağızlarda dolaşan.

ŞÖLEN: (Tür.). - En üst idareci tarafından bütün halka verilen, dini ve içtimai fonksiyonları olan yemek, ziyafet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞÜLE: (Ar.) Ka. - Alev, yalım. Alevli ateş.

ŞÜCA: (Ar.) Er. 1. Cesaretli, cesur, yiğit. 2. Aslan ve yengeç arasında yıldız kümesi.

ŞÜCEYNE: (Ar.) Ka. - Ağaçcık, nihal.

ŞÜKRAN: (Ar.). - İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ŞÜKRİYE: (Ar.) Ka. - İyilik bilme, minnettarlıkla ilgili, iyilik bilen.

ŞÜKRÜ: (Ar.) Er. - Şükretme, minnettarlıkla ilgili.

ŞÜKUFE: (Fars.) Ka. - Çiçek. Süslemede çiçek motiflerine dayanan bir tarz.



------------------------Sonu-----------------------


 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol