ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

ISIMLER VE ANLAMLARI T
A | B | C | D | E | F | G | H | I | J | K | L | M | N | O | P | R | S | T | U | V | Y | Z
T


TABDAN: (Fars.) Ka. -Işıklı, parlak.

TABENDE: (Fars.) Ka. - Parlayan, ışık veren

TABERİ: (Ar.) Er. - Büyük İslâm tarihçilerinden biri.







TABİSTAN: (Fars.) Ka. - Yaz.

TABİYE: (Ar.) Ka. - Yerli yerine koyup hazırlama, düzenleme.

TABNAK: (Fars.) Ka. - Parlak.

TACAL: (Tür.) Er. - Üstün ol, baş ol.

TACAVER: (Fars.) Er. - Padişah, hükümdar.

TACEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin tacı. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

TACISER: (Ar.) Ka. - Baş tacı, en çok sevilen, sayılan.

TACİ: (Ar.) Er. - Taçla ilgili.

TACİK: (Fars.) Er. - İran ve Türkistan'da yaşayan İran asıllı, Farsça konuşan halktan olan kimse.

TACİM: (Ar.) Er. - Noktalama, noktalatma.

TACİR: (Ar.) Er. - Ticareti meslek edinmiş olan,

TACİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tacir).

TAÇKIN: (Tür.) Er. - Gurur.

TAÇNUR: (Ar.) Ka. - Işıktan nurdan taç.

TAFDİL: (Fars.) - Birini diğerinden üstün tutma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFLAN: (Tür.) - Gülgillerden kışın yaprağını dökmeyen bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFRA: (Ar.) Er. 1. Yukarıya sıçrama, atlama. 2. Yukarıdan atıp tutma, gururlu davranış. 3. İlmiyyede rütbe, derece alma.

TAFTE: (Fars.) 1. Bükülmüş, katlanmış. 2. Yanmış, yanık. 3. Aydınlık, parlak. 4. Üzgün, ciğeri yanmış, aşık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFTİN: (Ar.) Er. - Akıl erdirme, anlama, tefhim.

TAĞALAP: (Tür.) Er. - Dağ alp. Dağ gibi güçlü, gösterişli, heybetli yiğit.

TAĞAR: (Tür.) Er. - Kapı, çanak, çömlek.

TAĞMAN: (Tür.) Er. - Dağ gibi iriyarı, gösterişli.

TAHA: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'in 20. suresi. - Hz. Ömer'e müslüman olmadan önce okunan ilk sure. Hz. Ömer bu sureden etkilenmiş ve müslüman olmuştur.

TAHİR: (Ar.) Er. 1. Temiz, pak. 2. Türk musikisinde basit bir makam. 3. Her türlü günah ve ayıptan arı olduğundan Rasulullah (s.a.s)'a bu isim verilmiştir.

TAHİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahir).

TAHİYYE: (Ar.) Ka. 1. "Allah ömür versin" demek. Selam verme, hayır dua etmek. 2. Mülk, malikiyyet.

TAHRİM: (Ar.) Er. 1. Haram kılma, kılınma. 2. Kur'an-ı Kerim'in 66. sûresi.

TAHRİME: (Ar.) Ka. - Namaza başlarken "Allahu ekber" deme.

TAHSİN: (Ar.) Er. - Güzel bulma, beğenme. Aferin deme alkışlama.

TAKSİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahsin).

TAHSİR: (Ar.) Er. - Hasret bırakma, bırakılma. Hasret etme, edilme.

TAHUR: (Ar.) Er. - Pek temiz, temizleyici.

TAHZİR: (Ar.) Er. - Yeşil renk verme.

TAHZİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahzir).

TAİB: (Ar.) Er. - Tevbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allah'tan af dileyen, müslüman.- Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

TAİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Taib).

TAİF: (Ar.) Er. - Tavaf eden. Dönen, dolaşan.

TAİFE: (Ar.) Ka. - Bölük, takım, güruh, fırka. Kavim, kabile. Tayfa.

TAİL: (Ar.) Er. - Fayda, yarar.

TAİR: (Ar.) Er. - Uçan, uçucu.

TAİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tair).

TAKAT: (Ar.) Er. - Güç, kuvvet.

TAKDİR: (Ar.) Er. 1. Beğenme, değer verme. 2. Allah'ın isteği, Allah'ın yazdığı. İnsan için tesbit edilen hayat çizgisi.

TAKDİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Takdir).

TAKİ: (Ar.) Er. - Günahtan haramdan kaçınan, dinine bağlı.

TAKİYYUDDİN: (Ar.) Er. - Dinde muttaki, Allah'tan hakkıyla korkan kişi.

TAKRİN: (Ar.) Er. - Beraber bulundurma, yaklaştırma.

TAKRİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Takrin).

TAKVA: (Ar.). - Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden çekinme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALAC: (Fars.) Er. 1. Ses, seda, çığlık. 2. Meşale. 3. Kavga.

TALAŞ: (Tür.) Er. 1. Yelin kaldırdığı toz. Fırtına, kasırga. 2. Can sıkıntısı. 3. Köşe. 4. Oğuzların 24 boyundan biri.

TALAT: (Ar.) - Yüz, çehre. Yüz güzelliği. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALAY: (Tür.) Er. 1. Deniz, büyük nehir, taloy. 2. Çok fazla.

TALAYER: (Tür.) Er. - Deniz eri, denizci.

TALAYHAN: (Tür.) Er. – Denizlerin hakanı, hükümdarı.

TALAYKAN: (Tür.) Er. - Denizci kanı taşıyan.

TALAYKUT: (Tür.) Er. - Kutsal deniz.

TALAYMAN: (Tür.) Er. – Deniz adamı, denizci.

TALAZ: (Tür.) Er. - Kasırga, fırtına.

TALHA: (Ar.) Er. 1. Zamk ağacı. 2. Talha b. Ubeydullah. İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle müjdelenmiştir.

TALİA: (Ar.) Ka. 1. Tulu eden, öncü. 2. Talih, şans, kısmet.

TALİB: (Ar.) Er. 1. Talep eden arayan, isteyen; istekli. 2. Alıcı müşteri. 3. Medrese talebesi, talebe. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

TALİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Talib).

TALİH: (Ar.) Er. - Şans, talih, kader.

TALİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Talih).

TALİK: (Ar.) Er. 1. Güleryüzlü. 2. Düzgün söz söyleyen.

TALİYE: (Ar.) Ka. 1. Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. İkinci derecede olan. 2. Kur'an okuyan.

TALU: (Tür.). 1. Seçkin, seçilmiş, güzel. 2. İki kürek kemiği arası. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALUY: (Tür.) Er. - Deniz, okyanus, talay.

TALUT: (İbr.) Er. - Bakara suresinde İsrailoğulları hükümdarlığına Allah tarafından tayin edilen ve az bir askerle Calut'un ordularını yok eden komutan.

TAMAY: (Tür.). - Dolunay, ayın ondördü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAMER: (Tür.) Er. - Nitelikli, saygın kişi.

TAMERK: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli kimse.

TAMERKİN: (Tür.) Er. - (bkz. Tamerk).

TAMKOÇ: (Tür.) Er. - Koç gibi güçlü.

TAMKUT: (Tür.) Er. - Çok mutlu, talihli kimse.

TAN: (Tür.) 1. Güneş doğmadan önceki alacakaranlık, şafak vakti. 2. Sabah, akşam esen serin esinti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANAÇAN: (Tür.) Er. - Sabah alacakaranlık.

TANAK: (Tür.) Er. - Garip, tuhaf, şaşırtıcı.

TANALP: (Tür.) Er. - Aydın, bilge yiğit.

TANALTAN: (Tür.) Er. - Tan - altan.

TANALTAY: (Tür.) Er. - Tan - altay.

TANAY: (Tür.) - Şafak ve ay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANAYDIN: (Tür.) Er. - Aydınlık şafak.

TANBAY: (Tür.) Er. - Tan - bay.

TANBEK: (Tür.) Er. - Aydın bey.

TANBERK: (Tür.) Er. - 1. Şafak çizgisi. 2. Parlayan şimşek..

TANBEY: (Tür.) Er. - Şafak gibi aydınlık kimse.

TANBOLAT: (Tür.) Er. - Tan renginde çelik.

TANCAN: (Tür.) Er. - Önü aydınlık kimse.

TANDAN: (Tür.) - Tan vaktinde doğan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANDOĞAN: (Tür.) Er. - Ağaran şafak.

TANDOĞDU: (Tür.) Er. - Tan vakti doğan kimseye verilen isim.

TANDORUK: (Tür.) Er. - Dorukların ilk ışıklarla aydınlanması.

TANEGÜL: (Tür.) Ka. - Biricik gül.

TANER: (Tür.) Er. - (bkz. Tan).

TANFER: (t.f.i.) Er. - Tan vaktinin yan aydınlığı.

TANGÜN: (Tür.) Er. - Şafakla başlayan aydınlık gün.

TANIN: (Tür.) Er. - Herkesçe adın duyulsun, ünlen.

TANIR: (Tür.) Er. - Anımsar, bilir. Bilip ayıran, seçen.







TANIRCAN: (Tür.) Er. - Cana yakın. Çabuk tanışıp yaklaşan.

TANIRER: (Tür.) Er. - (bkz. Tanır-can).

TANJU: (Tür.) Er. - Türk hükümdarlarına Çinliler tarafından verilen unvan.

TANKAN: (Tür.) Er. - Şafak gibi aydınlık, temiz soydan gelen.

TANKOÇ: (Tür.) Er. - Tan koç.

TANKUT: (Tür.) Er. - Kutlu, uğurlu sabah.

TANÖREN: (Tür.) Er. - Şafakta çalışan.

TANPINAR: (Tür.) Er. - Tan pınar.

TANSAN: (Tür.) Er. - Tan gibi aydınlık, temiz adı olan. .

TANSEL: (Tür.) Ka. - Tan sel.

TANSELİ: (Tür.) Ka. - Tan seli.

TANSIK: (Tür.) Er. 1. İnsanın aklnının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olayı mucize. 2. Özlem, hasret. 3. Değerli, kıymetli. 4. Tatlı, nefis.

TANSOY: (Tür.) Er. - Şafak gibi aydınlık soyu olan.

TANSU: (Tür.) - Şafağın aydınlattığı su. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANUĞUR: (Tür.) Er. - Uğurlu, mübarek sabah vakti.

TANVER: (Tür.) Er. - Şafak gibi ışık saç, aydınlat.

TANYEL: (Tür.) - Şafak vakti esen rüzgar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYELİ: (Tür.) - Tan vakti esen yel. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYERİ: (Tür.) - Güneş doğmak üzereyken, ufukta hafifçe aydınlanan yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYILDIZ: (Tür.) - Çoban yıldızı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYOL: (Tür.) Er. - Şafak yolu, aydınlık yol.

TANYOLAÇ: (Tür.) Er. - Aydınlığa götüren, yol açan.

TANZER: (Tür.) - San, altın renginde tanyeri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAPGAÇ: (Tür.) Er. - Ünlü. Aziz.

TAPIK: (Tür.) Er. 1. Saygı, hürmet. 2. İkram, hizmet.

TARA: (Fars.) - Yıldız, necim. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARAB: (Ar.) - Sevinç, şenlik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARABENGİZ: (Fars.) Ka. - Sevindirici, coşturucu.

TARAİF: (Ar.) Ka. - Az bulunur, ince şeyler.

TARAN: (Tür.) Er. 1. Geniş alan. 2. İn. 3. Kuş ya da balık kümeleri.

TARANCI: (Tür.) Er. - Rençper, çiftçi.

TARAVET: (Ar.) Ka. - Güzellik, tazelik, genç.

TARDU: (Tür.) - Armağan, hediye. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARHAN: (Tür.) 1. Oğuzlarda demirci ve zanaatçı ustaları. 2. Esnaf temsilcileri. 3. Büyük toprak sahipleri, büyük tüccarlar. 4. Han ve komutan unvanı.

TARHUN: (Ar.) - Hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÂRIK: (Ar.) Er. - Sabah yıldızı, zühre, venüs, yol. Tarık b. Ziyad (Öl. Şam 720): Berberi asıllı İslam komutanı. Cebeli Tarık'ı geçip İspanya'yı fethetti. İslam egemenliğini sağlayıp Endülüs İslam Devleti'nin kurulmasını sağladı.

TARIM: (Tür.) 1. Göllere, kumluklara dökülen çay kollan. 2. Verim almak için toprak üzerinde yapılan çalışmaların tümü. 3. (Uygurca'da) kadınlara verilen bir unvan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARIMER: (Tür.) Er. - Tarımla uğ­raşan kimse.

TARKAN: (Tür.) Er. 1. İslam'dan önce Türklerin kullandığı, vekil, vezir, bey gibi unvan. 2. Ayrıcalıklı, saygın kişi.

TARİM: (Fars.) Ka. 1. Çardak. Kubbe. 2. Gökyüzü.

TASVİR: (Ar.) Ka. 1. Betimleme. 2. Resim.

TAŞAN: (Tür.) - Coşkulu, taşkın. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞBOĞA: (Tür.) Er. - Taş gibi sert, boğa gibi güçlü kimse.

TAŞCAN: (Tür.) Er. - Taş gibi sağlam kimse.

TAŞDEMİR: (Tür.) Er. - Taş ve demir gibi güçlü, sağlıklı.

TAŞEL: (Tür.) Er. - Sağlam güçlü el.

TAŞER: (Tür.) Er. - Sağlam güçlü kimse.

TAŞGAN: (Tür.) - Pınar, kaynak. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞKAN: (Tür.) Er. - Sağlam, güçlü soydan gelen.

TAŞKIN: (Tür.) Er. 1. Taşmış halde bulunan. Coşkun. Aşırı. 2. Akarsuların yatağa sığmayacak miktarda su taşıması sırasında meydana gelen su yayılması olayı.

TAŞKINAY: (Tür.) - (bkz. Taşkın). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞKINER: (Tür.) Er. - Coşkulu, coşkun kimse.

TAŞTEKİN: (Tür.) Er. - Emin, dayanılır, sağlam kişi.

TATAR: (Tür.) 1. Bir Türk kavmi. 2. Posta sürücüsü. 3. Gül zambak gibi çiçeklerin açılmamış goncaları. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TATU: (Tür.) - Barış, sulh. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAVGAÇ: (Tür.) Er. - Çekicilik, cazibe.

TAVİL: (Ar.) Er. 1. Uzun. Çok süren. 2. Aruzda bir ölçek.

TAYBARS: (Tür.) Er. - Pars gibi güçlü tay (çocuk).

TAYBE: (Ar.) - Medine-i Münevvere. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYCAN: (Tür.) Er. - Genç ve güçlü kimse.

TAYF: (Ar.) 1. Görüntü. 2. Bileşik bir ışık demetinin bir pirizmadan geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYFUN: (Tür.) Er. - Büyük okyanus ve Çin Denizi'nde görülen şiddetli fırtına.

TAYFUR: (Ar.) Er. 1. Küçük bir kuş türü. 2. Tayfuriye tarikatını kuran Beyazıd Bestami Ebu Zeyd Tayfur'un adı.

TAYGAR: (Ar.) Er. - Uçan uçucu. Gaza dönüşen.

TAYGUN: (Tür.) Er. - Çocuk, torun.

TAYGUNER: (Tür.) Er. - Erkek torun

TAYI: (Ar.) Er. - Bir işi kendi isteğiyle yapan.

TAYKARA: (Tür.) Er. - Esmer, ka-rayağız çocuk.

TAYKOÇ: (Tür.) Er. - Tay - koç.

TAYKURT: (Tür.) Er. - Tay - kurt.

TAYKUT: (Tür.) Er. - Kutlu uğurlu çocuk.

TAYLAK: (Tür.) Er. 1. Yeni doğmuş at yavrusu. Biniye gelmiş iki yaşında at yavrusu. Deve yavrusu. 2. Yaramaz çocuk.

TAYLAN: (Tür.) 1. İnce, kibar, güzel, boylu boslu kimse. 2. Çok yağmur yağdığı halde işlenebilir toprak. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYMAN: (Tür.) Er. - Genç, taze, toy kimse.

TAYMAZ: (Tür.) Er. - Düşmeyen, kaymayan, dengeli kimse.

TAYUK: (Tür.) Er. - İnce, kibar genç.

TAYYİB: (Ar.) Er. 1. İyi, hoş, güzel ala. 2. Helal, çok temiz. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

TAYYİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tayyib).

TAZE: (Fars.) Ka. - Körpe, genç.

TAZEGÜL: (Fars.) Ka. - Yeni açan gül.

TAZİM: (Ar.) Er. - Ululama, büyük sayma. Saygı gösterme, ikram etme.

TAZİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Tazim).

TEALİ: (Ar.) Er. - Yükselme, ululanma.

TEBAR: (Fars.) Er. - Soy.

TEBER: (Fars.) Er. - Küçük balta. Dervişlerin kullandıkları uzun saplı küçük balta. Meşin kesmek için kullanılan araç.

TEBERHUN: (Fars.) Er. - Kızıl söğüt, tarhun.

TEBESSÜM: (Ar.) Ka. - Gülümseme.

TEBŞİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tebşir).

TECELLA: (Ar.) Ka. - (bkz. Tecelli).

TECELLİ: (Ar.) Er. 1. Görünme, belirme. 2. Kader, talih. 3. Allah'ın lütfuna erişme.

TECEN: (Tür.) - Mağrur, gururlu. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TECER: (Tür.) 1. Becerikli. 2. İç Anadolu'da sıradağ. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TECİK: (Tür.) Er. - Tutumlu, idareli tasarruflu.

TECİMEN: (Tür.) Er. - Ticaret adamı, tüccar. 2. Tutumlu, idareli.

TECİMER: (Tür.) Er. - Tüccar.

TECMİL: (Ar.) Er. - Süs, tezyin.

TEDÜ: (Tür.) - Bilge, zeki, anlayışlı kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEFHİM: (Ar.) Er. - Anlatma, bildirme.

TEHEMTEN: (Fars.) Er. - İri yan, boylu boslu yiğit. Eski İran kahramanı Zaloğlu Rüstem'in lakabı.

TEHİYYE: (Ar.) Ka. 1. Selam. Selam verme. 2. Hayır dua etme. 3.. Beka. 4. Mülk, malikiyyet.

TEKALP: (Tür.) Er. - Eşsiz, benzersiz yiğit.

TEKAY: (Tür.) Er. - Eşsiz ay.

TEKCAN: (Tür.) Er. - Çok değerli, eşsiz kimse.

TEKDOĞAN: (Tür.) Er. - Eşsiz, benzersiz doğmuş olan.

TEKECAN: (Tür.) Er. 1. Mert, sözünde duran. Özü sağlam kimse. 2. Çayırlarda biten bir bitki.

TEKGÜL: (Tür.) Ka. - Gül ailesi içinde benzeri olmayan güzellikte. Yalnız gül.

TEKİN: (Tür.) Er. 1. Boş, ıssız. 2. Sakin, rahat, uslu. İçinde kötülük bulunmayan. 3. Tek, eşsiz. 4. Uyanık, tetikte. 5. Şehzade, prens. 6. Uğurlu.

TEKİNALP: (Tür.) Er. - Tek ve eşsiz yiğit.

TEKİNAY: (Tür.) Er. - Biricik ve hayırlı ay.

TEKİNDAĞ: (Tür.) Er. – Uğurlu dağ.

TEKİNEL: (Tür.) Er. - Hayırlı el.

TEKİNER: (Tür.) Er. - Tek, eşsiz ve hayırlı kimse.

TEKİNSOY: (Tür.) Er. - İyi soydan gelen kimse.

TEKMİL: (Ar.) Er. - Kemale erdirme. Bitirme, bitirilme, tamamlanma, tamamlama. Tam, eksiksizce, bütün, hep.

TEKMİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tekmil).

TEKRİM: (Ar.) Er. - Ululama, saygı gösterme.

TEKRİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Tekrim).

TEKSEN: (Tür.) - Sen teksin, eşsizsin anlamında. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEKSOY: (Tür.) Er. - Eşsiz bir soydan gelen.

TELMİYE: (Ar.) Ka. 1. Parıldatma, renk renk yapma. 2. Dizeleri başka başka dillerde olan koşuk, manzume yapma.

TELVİN: (Ar.) Ka. - Renk verme, boyama.

TEMAŞA: (Ar.) Ka. 1. Hoşlanarak bakma, seyretme. 2. Gezme, gezi.

TEMCİT: (Ar.) Er. 1. Ululama, ağırlama. 2. Sabah ezanından sonra okunan, Allah'ın ululuğunu anlatan dua.

TEMDİH: (Ar.) Er. - Çok övme.

TEMDİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Tem-dih).

TEMEL: (Yun.) Er. 1. Yapılardan toprak içinde kalan ve yapıya dayanak teşkil eden duvar ve taban kısımları, koyuk. Bu kısımların yapılması için açılan çukur. 2. Asıl, esas. 3. Dayanak. 4. Belli, başlı en mühim.

TEMENNA: (Ar.) Ka. - El ile selam verme. - (bkz. Temenni).

TEMENNİ: (Ar.) Ka. - Dileme, istek, dilek.

TEMİM: (Ar.) Er. 1. Nazar boncuğu, nazarlık. 2. Beşinci Fatımî halifesi el-Aziz'in kardeşinin adı.

TEMİME: (Ar.) Ka. - Nazar boncuğu, nazarlık.

TEMİRCAN: (Tür.) Er. - Demir gibi sağlam kimse.

TEMİRHAN: (Tür.) Er. - Demir gibi sağlam güçlü hükümdar. - Timur han.

TEMİRKUT: (Tür.) Er. - Demir gibi güçlü ve uğurlu.

TEMİZALP: (Tür.) Er. 1. İyi ahlaklı kimse. 2. Temiz yapılı ve yiğit.

TEMİZCAN: (Tür.) Er. - İçi temiz olan kimse.

TEMİZEL: (Tür.) Er. - Dürüst kimse.

TEMİZER: (Tür.) Er. - Dürüst kimse.

TEMİZHAN: (Tür.) Er. - İyi vasıflı lider.

TEMİZKAL: (Tür.) Er. - Her zaman doğru ve dürüst kal.

TEMİZKAN: (Tür.) Er. - Temiz soydan gelen.

TEMİZÖZ: (Tür.) Er. - Özü temiz, dürüst olan.

TEMİZSAN: (Tür.) Er. - Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.

TEMİZSOY: (Tür.) Er. - Temiz ve dürüst soydan gelen.

TEMRE: (Ar.) Ka. - Hurma.

TEMREN: (Tür.) Er. - Ok, kargı gibi delici silahların ucundaki sivri demir.

TEMÜR: (Tür.) Er. - Demir.

TENAY: (Tür.) Ka. - Ay gibi beyaz, parlak tenli.

TENDUBAY: (Tür.) Er. - Yiğit, cesur erkek.

TENDÜ: (Moğ.i). - Yiğit, cesur. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TENGİZ: (Tür.) Er. - Deniz.

TENGİZALP: (Tür.) Er. - Denizci yiğit.

TENNUR: (Tür.) Ka. - Teni nur gibi aydınlık, berrak olan güzel.

TENŞİT: (Ar.) Er. - Şenlendirme, keyiflendirme.

TENVİR: (Ar.) Er. - Aydınlatma, ışıklandırma.

TENZİL: (Ar.) Er. - İndirme, aşağı düşürme. Azar azar indirme (Kur'an'ın).

TENZİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tenzil).

TEOMAN: (Tür.) Er. - Hun imparatoru Mete'nin babası.

TERAKKİ: (Ar.) Er. - İlerleme, yükselme, gelişme.

TERCAN: (Tür.) 1. Genç, taze, delikanlı. 2. Kırmızı buğday. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEREN: (Fars.) Ka. - Nesteren denen gül.

TERİM: (Tür.) - Bilim ve sanat kavramlarından birini anlatan sözcük. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TERLAN: (Tür.) Er. - San renkli, büyük pençeli, kartala benzeyen bir kuş.

TESLİYE: (Ar.) Ka. - Teselli verme, avutma.

TESMİ: (Ar.) Er. - İşittirme, işittirilme, duyurma.

TESMİN: (Ar.) Er. 1. Sekizleme, sekize çıkarma. 2. Paha biçme, biçtirme.

TESNİM: (Ar.) Ka. - Cennet suyu, cennetteki ırmaklardan birinin adı.

TESRİR: (Ar.) - Sevindirme, sevindirilme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TESRİYE: (Ar.) Ka. - Sıkıntıyı, gamı, kederi yok etme.

TEŞCİ: (Ar.) Er. - Yüreklendirme.

TEŞERRU: (Ar.) - Şeriata göre davranma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEŞERRÜF: (Ar.). - Şereflenme, şeref bulma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEŞNE: (Fars.) Er. - Susamış. Çok istekli.

TEŞNEDİL: (Fars.) Ka. - Can ve gönülden istekli.

TEŞRİFE: (Ar.) Ka. - Şereflendirme, onurlandırma.

TETİKER: (Tür.) Er. - Uyanık, çevik, becerikli kimse.

TEOMAN: (Tür.) Er. - Oğuz Han'ın babası.

TEVEKKÜL: (Ar.) Er. - Her şeyi Allah'a bırakarak, yargıya boyun eğme.

TEVFİK: (Ar.) Er. 1. Uydurma, uygun düşürme. 2. Başarıya ulaştırma. 3. Allah'ın yardımına kavuşma.

TEVFİKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Tevfik).

TEVHİD: (Ar.) Er. 1. Birkaç şeyi bir araya getirme. 2. Allah'ın birliğine inanma. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

TEVHİDDİN: (Ar.) Er. - Dinin birliği, birleştiriciliği. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

TEVHİDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tevhid).

TEVİL: (Ar.) Er. - Durum, biçim. Süs.

TEVİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tevil).

TEYMİN: (Ar.) Er. - "Uğurlu olsun" demek.

TEYMULLAH: (Ar.) Er. - Allah'a hizmet eden, itaat eden.

TEZAL: (Tür.) Er. - Çabuk ol.

TEZALP: (Tür.) Er. - Çabuk, hızlı yiğit.

TEZAY: (Tür.) - (bkz. Tezal). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEZCAN: (Tür.) - Telaşlı, heyecanlı, beklemeye dayanamayan, sabırsız. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEZEHHÜR: (Ar.) Ka. - Çiçeklenme.

TEZEL: (Tür.) - Çabuk iş gören, becerikli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TEZER: (Tür.) Er. - Çabuk hızlı, çevik kimse.

TEZEREN: (Tür.) Er. - Çabuk ulaşan, erişen.

TEZKAN: (Tür.) Er. - Kanı kaynayan, heyecanlı kimse.

TEZVEREN: (Tür.) Er. - Duyarlı, reaksiyoner.

TINAL: (Tür.) Er. - Soluk al, yaşamını sürdür.

TINAZ: (Tür.) Er. - Ot ya da saman yığını.

TIRAZ: (Ar.) 1. İpek ve sırma ile işleme. Elbiselere nakışla yapılan süs. 2. Üslup, tutulan yol. 3. Döviz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TİBET: (Tür.) Er. - Çin'in batısında bağımsız bir bölge.

TİCAN: (Ar.) Ka. - Taçlar.

TİGİN: (Tür.) Er. - (bkz. Tekin).

TİHAME: (Ar.) - Mekke-i Mükerreme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TİLAL: (Ar.) Er. - Tepeler.

TİLMAÇ: (Tür.) Er. - Dilmaç, çevirmen.

TİMUÇİN: (Tür.) Er. 1. Moğol imparatorluğunun kurucusu Cengiz'in asıl adı. 2. Katı, sağlam demir.

TİMUR: (Tür.) Er. 1. Demir. 2. Türk- Moğol imparatoru.

TİMURCAN: (Tür.) Er. - Demir gibi sağlam ve güçlü.

TİMURHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Timur).

TİMURKAN: (Tür.) Er. - Demir gibi güçlü soydan gelen.

TİMURÖZ: (Tür.) Er. - Özü demir gibi güçlü ve sağlam olan.

TİMURTAŞ: (Tür.) Er. 1. Demir ve taş gibi güçlü ve sert olan. 2. Mardin Artuklular'ın 2. Emiri.

TİNER: (Tür.) Er. - Sağlam, güçlü, canlı kimse.

TİNKUT: (Tür.) Er. - Özü uğurlu, kutlu, şanslı kimse.

TİTİZ: (Tür.) 1. Çok dikkatli ve özenli davranan. 2. Prensiplerine aşın düşkün. 3. Huysuz, öfkeli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOĞAN: (Tür.) Er. - Doğan, şahin.

TOĞAY: (Tür.) - Fundalık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOHUM: (Tür.) - Kendisinden bitki üreyen tane. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOKAL: (Tür.) Er. - Erişkin, olgun.

TOKALAN: (Tür.) Er. - Olgunlaşmış, erginleşmiş.

TOKALP: (Tür.) Er. 1. Doymuş aç olmayan kimse. 2. Kalın ve gür sese sahip. 3. Kibirli.

TOKCAN: (Tür.) Er. - Gönlü tok olan. -

TOKDEMİR: (Tür.) Er. – Sağlam demir.

TOKER: (Tür.) Er. - Tok er.

TOKGÖZ: (Tür.) Er. - Aç gözlü olmayan.

TOKHAN: (Tür.) Er. - Tok han.

TOKKAN: (Tür.) Er. - Cömert soylu.

TOKÖZ: (Tür.) Er. - Cömert ve kerem sahibi.

TOKTAHAN: (Tür.) Er. - Yerleşik yaşayan han.

TOKTAMIŞ: (Tür.) Er. - Bir yere yerleşmiş, oturmuş (kimse). Dinmiş, sakinleşmiş.

TOKTAŞ: (Tür.) Er. - Tok taş.

TOKTİMUR: (Tür.) Er. - Tok timur.

TOKTUĞ: (Tür.) Er. - Tok tuğ.

TOKUR: (Tür.) Er. - Eski Türk erkek adlarından.

TOKUŞ: (Tür.) Er. - Savaş.

TOKUŞHAN: (Tür.) Er. - Savaşçı lider, hakan.

TOKUZ: (Tür.) Er. 1. Dokuz. 2. Kalın ve sık dokunmuş kumaş.

TOKUZER: (Tür.) Er. - Dokuz er. Dayanışmacı, tutkun yiğit.

TOKUZTUĞ: (Tür.) Er. – Dokuz tuğ.

TOKYAY: (Tür.) Er. - Tok yay.

TOKYÜREK: (Tür.) Er. - Yürekli, cesur.

TOKYÜZ: (Tür.) Er. - Tok yüz.

TOLA: (Tür.) 1. Dolu, boş olmayan. 2. Keyif, neşe. 3. Güçlü korkusuz. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOLAY: (Tür.) - Topluluk, cemiyet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOLGA: (Tür.) Er. - Demir harp başlığı. Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık. Miğfer.

TOLGAHAN: (Tür.) Er. - Güçlü ve çevreli lider, han.

TOLGAN: (Tür.) Er. - Dolanma, dolaşma.

TOLGAY: (Tür.) Er. - Çevre, dolay.

TOLGUNAY: (Tür.) Er. - Dolunay.

TOLUN: (Tür.) Er. - Dolun, bedir, ayın ondördü.

TOLUNAY: (Tür.) - Ayın ondördü, mehtap, dolunay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOLUNBAY: (Tür.) Er. - Birikimli, kişiliği gelişmiş.

TOMRİS: (Yun.) Ka. 1. Tarihte, Pers kralı II. Keyhüsrev'le savaşmış olan Massagetlerin ünlü kraliçesi. 2. Demir.

TOMURCUK: (Tür.) Ka. - Bitkinin üzerinde bulunan, çiçek ya da yaprak verecek olan filiz.

TONGAL: (Tür.) Er. 1. Zengin kimse. 2. Yaşlı erkek.

TONGAR: (Tür.) Er. 1. Büyük, güçlü. 2. Yaşlı.

TONGUÇ: (Tür.) Er. 1. En büyük çocuk. 2. Bir tür kuş, baykuş.

TOPAY: (Tür.) - Dolunay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOPÇAM: (Tür.) Er. - Top çam.

TOPÇAY: (Tür.) - Topçay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOPDEMİR: (Tür.) Er. - Top demir.

TOPEL: (Tür.) Er. - Top el.

TOPER: (Tür.) Er. - Top er.

TOPRAK: (Tür.) 1. Yerkabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TOPUZ: (Tür.) Er. 1. Bir ucu top gibi olan silah. 2. Kısa boylu kimse. 3. Balyoz.

TOR: (Tür.) Er. 1. Toy, deneyimsiz. 2. Ürkek, çekingen, utangaç. 3. Mağrur, gururlu. 4. Fidan. 5. Toksöz. 6. Balık ağı.

TORALP: (Tür.) Er. - Gururlu, yiğit.

TORAMAN: (Tür.) Er. - Güçlü kuvvetli.

TORAN: (Tür.) Er. 1. Güçlü, kuvvetli, iri yan kimse. 2. Yiğit, kahraman.

TORCAN: (Tür.) Er. - Çekingen, utangaç.

TORGAY: (Tür.) Er. - Serçe, tarla kuşu.

TORHAN: (Tür.) Er. - Gururlu hükümdar.

TORKAL: (Tür.) Er. - Hep utangaç ve çekingen ol.

TORKAN: (Tür.) Er. - Gururlu ve tok sözlü soydan gelen.

TORLAK: (Tür.) Er. 1. Güzel, genç, yakışıklı. 2. İyi gelişmiş ağaç fidanı.

TORUMTAY: (Tür.) Er. - Yırtıcı bir kuş türü.

TOTUK: (Tür.) Er. - Eski Türkler'de askeri vali.

TOYBOĞA: (Tür.) Er. - Genç boğa.

TOYCAN: (Tür.) Er. - Çok genç ve tecrübesiz.

TOYDEMİR: (Tür.) Er. - Toy - demir.

TOYDENİZ: (Tür.) Er. - Toy - deniz.

TOYGAR: (Tür.) Er. - Tarla kuşu, turgay.

TOYGUN: (Tür.) Er. 1. Genç, delikanlı. 2. Çakırdoğan.

TOYKA: (Tür.) Er. - Büyük, kalın sopa.

TOZAN: (Tür.) Er. 1. İnce toz tanesi. 2. Tozu çok olan yer. 3. Kar fırtınası.

TOZUN: (Tür.) Er. - Soylu, asil.

TÖKEL: (Tür.) Er. - Çok.

TÖRE: (Tür.) 1. Eğitim, görgü, gelenek. 2. Soyluluk, asalet. 3. Eksiksiz, mükemmel. 4. Geline verilen armağan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÖREGÜN: (Tür.) Er. - Geleneksel, geleneğe uygun, gündemde.

TÖREHAN: (Tür.) Er. - Görgülü er.

TÖREL: (Tür.) Er. - Töreye uygun olan, töre ile ilgili.

TORUM: (Tür.) - Yaratılış. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÖZ: (Tür.) - Kök, asıl, cevher. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÖZÜM: (Tür.) - Sabırlı, alçak gönüllü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TRAJE: (Fars.) Ka. - Gökkuşağı.

TUBA: (Ar.) Ka. 1. Kökü yukarıda, dallan aşağıda cennet ağacı. 2. En güzel, en iyi, hoş. 3. Baht, mutluluk, müjde. 4. Efdal olan. Kur'an'da Ra'd suresi 29. ayette zikredilmiştir.

TUFAN: (Ar.) Er. 1. Hz. Nuh zamanında Allah'ın kötülüğe sapmış insanları cezalandırmak için gönderdiği bütün dünyayı su ile kaplayan yağmur. 2. Şiddetli yağmur ve sel.

TUFEYL: (Ar.) Er. - Asalak, parazit. - Sığıntı. İsim olarak kullanılmaz.

TUGAY: (Tür.) Er. - İki alaydan oluşan askeri birlik, liva.

TUĞ: (Tür.) Er. - Eskiden paşalara verilen at kılından yapılmış sorguç.

TUĞAL: (Tür.) Er. - Sancaktar. Tuğ taşıyan.

TUĞALP: (Tür.) Er. - Milli lider.

TUĞALTAN: (Tür.) Er. - Tuğ - altan.

TUĞALTAY: (Tür.) Er. - Altay'a özgü, Altay simgesi.

TUĞBAY: (Tür.) Er. - Eskiden tugay komutanlığı yapan albay.

TUĞCU: (Tür.) Er. - At kılından yapılmış tuğlaları taşıyan kimse.

TUĞKAN: (Tür.) Er. - Tuğ kan.

TUĞKUN: (Tür.) Er. - İzinsiz yanına varılmayan varlıklı, saygın.

TUĞLU: (Tür.) Er. 1. Bayraklı, sancaklı. 2. Şımarık.

TUĞRA: (Tür.) Er. - Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları özel biçimi olan simge. Mühür.

TUĞRUL: (Tür.) Er. 1. Ak doğan, çakırdoğan, yırtıcı kuşlardan bir kuş (Bin kez öldürür, bir tanesini yer). 2. Selçuklu Devleti'nin kurucusu, Tuğrul Bey.

TUĞSAN: (Tür.) Er. - Tuğ san.

TUĞSAV: (Tür.) Er. - Tuğ sav.

TUĞSAVAN: (Tür.) Er. - Tuğ savan.

TUĞSAVAŞ: (Tür.) Er. - Tuğ savaş.

TUĞSEL: (Tür.) Er. - Tuğ sel.

TUĞSER: (Tür.) Er. - Baştuğ.

TUĞTAŞI: (Tür.) Er. - Tuğ taş.

TUĞTEKİN: (Tür.) Er. - 1. Biricik, uğurlu tuğ. 2. Büyük Selçuklu'ya bağlı Börüler Hanedanı'nın kurucusu.

TUĞYAN: (Ar.) 1. Coşma, taşma. İsyan. 2. Kur'an'da, Allah'a asi olanların yaptıkları eylemin adı. Tuğyancıların vasfedilişi de tağut kelimesiyledir. İsim olarak kullanmak uygun değildir.

TUHFE: (Ar.) - Armağan, hediye. Hoşa giden, güzel şey. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TULÜ: (Ar.) - Doğma, doğuş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TULÜN: (Tür.) Er. - Dolun.

TUNA: (Tür.) 1. Çok bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli. 4. Karaor-manlardan doğan, Karadeniz'e dökülen, Avrupa'nın Volga'dan sonra en uzun ırmağı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TUNCA: (Tür.) - Balkan Yarımada-sı'nda Meriç ırmağının kolu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TUNCAL: (Tür.) Er. - Al renginde tunç.

TUNCALP: (Tür.) Er. - Tunç gibi güçlü, kuvvetli yiğit.

TUNCAY: (Tür.) - Tunç renginde ay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TUNCEL: (Tür.) Er. - Tunç gibi güçlü el.

TUNCER: (Tür.) Er. - Tunç gibi güçlü kimse.

TUNÇ: (Tür.) Er. - Bakır, çinko, kalay karışımı.

TUNÇAL: (Tür.) Er. - Tunç al.

TUNÇALP: (Tür.) Er. - Güçlü yiğit.

TUNÇARAL: (Tür.) Er. - Tunç aral.

TUNÇASLAN: (Tür.) Er. - Tunçaslan.

TUNCAY: (Tür.) Er. - Tunç ay.

TUNÇBAY: (Tür.) Er. - Tunç bay.

TUNÇBİLEK: (Tür.) Er. - Tunç bilek.

TUNÇBOĞA: (Tür.) Er. - Tunç gibi sağlam, boğa kadar güçlü.

TUNÇBÖRÜ: (Tür.) Er. - Tunç gibi sağlam, kurt kadar güçlü.

TUNÇÇAĞ: (Tür.) Er. - Tunç dönemi.

TUNÇDAĞ: (Tür.) Er. - Tunçtan oluşan, dağ gibi güçlü.

TUNÇEL: (Tür.) Er. - Tunç gibi güçlü el.

TUNÇER: (Tür.) Er. - Tunç gibi güçlü kimse.

TUNÇHAN: (Tür.) Er. - Tunç han.

TUNÇKAN: (Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen. Tunç kanından.

TUNÇKAYA: (Tür.) Er. - Tunç kaya.

TUNÇKILIÇ: (Tür.) Er. - Tunç kılıç.

TUNÇKOL: (Tür.) Er. - Güçlü kuvvetli kimse.

TUNÇKURT: (Tür.) Er. - Tunç kurt.

TUNÇÖVEN: (Tür.) Er. - Tunç öven.

TUNÇSOY: (Tür.) Er. - Kökü güçlü soydan gelen kimse.

TUNÇTÜRK: (Tür.) Er. - Sağlam ve güçlü Türk.

TUR: (Ar.) Er. 1. Dağ. 2. Delikanlı genç. 3. Gelir, kazanç, verim. 4. Devir, dolaşma.

TURA: (Tür.) Er. 1. Tuğra. 2. Kalkan, siper. Turahan: Osmanlı komutanlarından.

TURAÇ: (Tür.) - Keklik cinsinden eti yenir bir av kuşu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TURALP: (Tür.) Er. - Genç, delikanlı yiğit.

TURAN: (Tür.) Er. - Eski İranlılara göre Türk ülkesi. Bütün Türkler'in ve Turan kavimlerinin birleşmesiyle meydana gelecek devlet.

TURATEKİN: (Tür.) Er. - Emin, zararsız ve koruyucu yiğit.

TURAY: (Tür.) Er. - Tur ay.

TURBAY: (Tür.) Er. - Tur bay.

TURCAN: (Tür.) Er. - Genç, delikanlı.

TURFA: (Tür.) Ka. - Az bulunur, nadir.

TURGAY: (Tür.) Er. - Boz renkli, küçük ötücü, tarlalarda yuva yapan bir tür serçe, torgay.

TURGUT: (Tür.) Er. 1. Konut, oturulacak yer. 2. Ünlü Türk denizcisi Turgut Reis'in adı.

TURHAN: (Tür.) Er. Soylu ve seçkin kimse. Eski Türklerde vergi ödemeyen, hükümdar huzuruna izinsiz girebilen, saygın kimse. Turahan.

TÜRKAN: (Tür.) Er. - Koruyucu, muhafız.

TURRE: (Ar.) Ka. - Alın saçı, kıvırcık, saç lülesi.

TUTİ: (Fars.) Ka. l. Papağan türünden bir kuş. 2. Konuşmayı seven, konuşkan.

TUTKU: (Tür.) - Güçlü istek ve coşku. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TUTKUN: (Tür.) 1. Bir şey ya da birine düşkün bağlı. 2. Bol, verimli. 3. Esir, tutsak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TUTUN: (Tür.) Er. - Ev, aile.

TUTUŞ: (Tür.) Er. - Çekişme, tartışma. Savaş, mücadele.

TUYAN: (Tür.) Er. 1. Semiz, şişman. 2. Zengin. 3. Kibirli, gururlu.

TUYGUN: (Tür.) Er. 1. Genç, güçlü. 2. Çılgın, şımarık. 3. Duygulu, hassas.

TUYUĞ: (Tür.) - Şiir, şarkı, türkü. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TUZ: (Tür.) Er. - Güzellik, şirinlik.

TUZER: (Tür.) Er. - Şirin delikanlı.

TÜBLEK: (Tür.) - Soylu, asil. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜKEL: (Tür.) Er. - Tam, bütün, mükemmel.

TÜKELALP: (Tür.) Er. – Kusursuz yiğit.

TÜKELAY: (Tür.) - Dolunay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜLAY: (Tür.) Ka. - İncelikle, düşle ilgili.

TÜLEK: (Tür.) Er. 1. Kurnaz, açıkgöz, düzenci. 2. Efe. 3. Çok genç, delikanlı. 4. Zengin. 5. Saygın kimse. 6. Sakin, gururlu.

TÜLİN: (Tür.) Ka. 1. Ayın çevresinde oluşan dairesel hale. 2. Ayna.

TÜLÜN: (Tür.) Ka. - Ay ağıl, hale. (bkz. Tülin).

TÜMAY: (Tür.) - Dolunay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜMBAY: (Tür.) Er. - Tüm bay.

TÜMCAN: (Tür.) Er. - Tüm - can.

TÜMEL: (Tür.) Er. - Temel.

TÜMEN: (Tür.) Er. 1. On bin. 2. Pek çok. 3. Yığın, küme, sürü.

TÜMENBAY: (Tür.) Er. - Tümen komutanı onbin kişilik grubun lideri.

TÜMER: (Tür.) Er. - Tam erkek, yiğit.

TÜMERDEM: (Tür.) Er. - Çok erdemli.

TÜMERK: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli.

TÜMERKAN: (Tür.) Er. - Yiğit kandan gelen.

TÜMERKİN: (Tür.) Er. - Olgun.

TÜMKAN: (Tür.) Er. - Kanlı, canlı, sağlıklı.

TÜMKURT: (Tür.) Er. - Tüm - kurt.

TÜMKUT: (Tür.) Er. - Çok talihli, kutlu.

TÜN: (Tür.) - Gece. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜNAK: (Tür.) - Işıklı, mehtaplı gece. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜNAL: (Tür.) - Tün - al. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜNAY: (Tür.) - Tün - ay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜNER: (Tür.) Er. - Tün - er.

TÜNEY: (Tür.) Er. - Öğle güneşi alan yer. Güneş battıktan sonraki zaman. Güneşli yer.

TÜRABI: (Ar.) Er. - Toprakla ilgili. Topraktan.

TÜRE: (Tür.) 1. Görenek, gelenek, töre. 2. Subay, komutan. 3. Hak ve hukuka uygunluk, adalet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜREGÜN: (Tür.) Er. - Türe - gün.

TÜREHAN: (Tür.) Er. - Türe - han.

TÜREK: (Tür.) Er. - Tepelerin ortasındaki çıkıntı.

TÜREL: (Tür.) Er. - Hukuksal, hukukla ilgili.

TÜRELİ: (Tür.) - Güzel. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜREMEN: (Tür.) Er. - Yasa adamı, hukukçu.

TÜREV: (Tür.) - Oluşan, ortaya çıkan, türeyen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜRKÂN: (Tür.) Ka. - Saltanat ve idarede yönetime etki eden prenses.

TÜRKAY: (Tür.) Er. - Ay gibi parlak, aydınlık Türk.

TÜRKCAN: (Tür.) Er. - Sevilen Türk.

TÜRKDOĞAN: (Tür.) Er. - Türk soyuna mensup.

TÜRKER: (Tür.) Er. - Türk er.

TÜRKEŞ: (Tür.) Er. - Oğuz yazıtlarında adı geçen bir kahramanın adı.

TÜRKMEN: (Tür.) Er. 1. Oğuzların bir kolu. Bu koldan olan. 2. Tam göçebe olmayan fakat mevsiminde yaylaya veya yazıya çıkan.

TÜRKOĞLU: (Tür.) Er. - Türk oğlu.

TÜRKOL: (Tür.) Er. - Türk ol.

TÜRKÖZ: (Tür.) Er. - Özü, aslı Türk olan.

TÜRKSAN: (Tür.) Er. - Adı duyulmuş, Türk gibi ünlü.

TÜRKŞEN: (Tür.) Er. - Şen ve mutlu Türk anlamında.

TÜRKYILMAZ: (Tür.) Er. - Direnişçi, sebat eden.

TÜRÜNK: (Tür.) - Çalışan, etkin. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜVÂN: (Fars.) Er. - Güç, kuvvet.

TÜVANA: (Fars.) Ka. - Güçlü.

TÜVANGER: (Fars.) Er. - Zengin, mülk sahibi, varsıl.

TÜZEL: (Tür.) - Adalet, hukuk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜZEMAN: (Tür.) Er. - Adaletli kimse. Yasa adamı, hukukçu.

TÜZENUR: (Tür.) Ka. - Tüze nur.

TÜZMEN: (Tür.) Er. - Doğru, adil, güvenilir kimse.

TUZUN: (Tür.) - Yumuşak huylu, sakin kimse, soylu, asil.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÜZÜNALP: (Tür.) Er. - Yumuşak başlı, sakin, asil yiğit.

TÜZÜNER: (Tür.) Er. - Tuzun er.



------------------Sonu-------------------


 

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol