Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim
EY İNSANLAR!
Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.
ASHABIM!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.
ASHABIM!
Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.
ASHABIM!
Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.
İNSANLAR!
Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!
İNSANLAR!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.
MÜ'MİNLER!
Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...
ASHABIM!
Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.
İNSANLAR!
Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.
İNSANLAR!
Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?
"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
www.islamanahtari.tr.gg
1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.
************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19 -Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.
************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.
35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz
ISIMLER VE ANLAMLARI Y
A | B | C | D | E | F | G | H | I | J | K | L | M | N | O | P | R | S | T | U | V | Y | Z
Y
YA'KUB: (Ar.) Er. 1. Erkek keklik. 2. İbranice, "Takib eden, izleyen". -Hz. Yusuf (a.s.)'un babası ve Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen 25 peygamberden (Hz. Ya'kub). Hz. İshak (a.s.)'ın oğlu. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.
YABAN: (Fars.) Er. 1. Yabancı. 2. Issız kır, ova, çöl, sahra. 3. Dışarı, başka ülke, gurbet. 4. Ekin tarlası.
YABAN GÜLÜ: (Fars.) Ka. 1. Kır gülü. Bozkır çiçeği. 2. Kuşburnu.
YABAR: (Tür.) Er. - Güzel koku, misk.
YABENDE: (Fars.) - Bulucu, bulan. Keşfeden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YABGU: (Tür.) Er. - Eski Türk devletlerinde "hükümdar" anlamında kullanılan bir unvan.
YADE: (Fars.) Ka. - Hatıra.
YADİGAR: (Fars.) - Bir kimseyi ya da bir olayı anımsatan kimse. Bırakılan anı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAFES: (Ar.) Er. - Hz. Nuh (a.s.)'un üçüncü oğlu. Tufandan sonra Hazar denizinin kuzeyine yerleşmiştir. Türk soyunun atası olduğu söylenir.
YAĞAN: (Tür.). - Yağmur, kar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAĞIN: (Tür.) Er. 1. Yağmur. 2. Düşman yağı. 3. Yiğit. 4. Arka, sırt.
YAĞINALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yağın).
YAĞIZ: (Tür.) Er. 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.
YAĞIZALP: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü yiğit.
YAĞIZBAY: (Tür.) Er. - Esmer kimse.
YAĞIZER: (Tür.) Er. - Esmer kimse.
YAĞIZHAN: (Tür.) Er. 1. Esmer hükümdar. 2. Yeğni, katı, cesur han.
YAĞIZKAN: (Tür.) Er. - Asil, soylu kan.
YAĞIZKURT: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, kuvvetli kimse.
YAĞIZTEKİN: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, erkek.
YAĞMUR: (Tür.) Ka. - Gökten damlalar halinde düşen su.
YAĞMURCA: (Tür.) Er. - Bir tür geyik. Dağ keçisi.
YAHŞİ: (Tür.) Er. 1. İyi, güzel, çok güzel. 2. Yiğit, yakışıklı. 3. Toy, deneyimsiz genç.
YAHŞİBAY: (Tür.) Er. - İyi tanınan, saygın kimse.
YAHŞİHAN: (Tür.) Er. - Genç, güzel hükümdar.
YAHYA: (İbr.) Er. - 'Allah lütufkardır" anlamında. Kur'an-ı Kerim'de 5 yerde ismi geçen ve Zekeriyya (a.s.)'nın oğlu olan peygamber.
YAKAZAN: (Ar.) Ka. - (bkz. Yakzan).
YAKTIN: (Fars.) Er. - Kabak. Kavun, karvpuz, hıyar gibi toprakta uzanıp, yetişen bitki.
YAKUT: (Ar.) 1. Parlak kırmızı, şeffaf kıymetli taş. 2. Sibirya'nın kuzey kısmında yaşayan bir Türk kavmi. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAKZAN: (Ar.) Er. - Uyanık, gözü açık.
YALABUK: (Tür.) Er. 1. Güzel, yakışıklı, sevimli. 2. Parlak, ışıltılı. Şimşek. 3. Çevik, atik, işgüzar. 4. Kavgada üstün gelen.
YALAP: (Tür.) Er. 1. Parıltı. 2. İvedi, hızlı, çabuk. 3. San renkli bir kuş. 4. Şimşek.
YALAVAC: (Tür.) Er. - Peygamber, elçi.
YALAZ: (Tür.) Er. 1. Alev. 2. Bayrak.
YALAZA: (Tür.) - Alev. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALAZABEY: (Tür.) Er. - Ateş gibi.
YALAZALP: (Tür.) Er. - Alev gibi parlak yiğit.
YALAZAN: (Tür.) - Berk, şimşek. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALAZAY: (Tür.) - Ayın kırmızı ışıklar açar hali. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALÇIN: (Tür.) Er. 1. Sarp. 2. Düz kaygan. 3. Parlak, cilalı.
YALÇINER: (Tür.) Er. - (bkz. Yalçın). Çetin, sert ve yiğit.
YALÇINKAYA: (Tür.) Er. - bkz. Yalçın.
YALÇUK: (Tür.) Er. 1. Parlak, parlayan. 2. Elçi.
YALDIRAK: (Tür.) Er. - Ak, parlak, ışıltılı.
YALE: (Fars.) - Sığır boynuzu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALGIN: (Tür.) Er. 1. Serap, ılgın. 2. Alev.
YALIM: (Tür.) Er. 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb. kesici yüzü. 3. Kaya. Sarp yer, uçurum. 4. Şimşek. 5. Kuvvet, kudret. 6. Onur, derece. 7. Çalım, gurur.
YALIN: (Tür.) 1. Gösterişsiz, sessiz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALINALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yalın).
YALINAY: (Tür.) - (bkz. Yalın). Ayın en görkemli ve sade görüntüsü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YALINÇ: (Tür.) Er. - Karışık olmayan, sade, yalın, yapılması ve anlaşılması kolay olan.
YALKI: (Tür.) Er. 1. Yalın, tek. 2. Işın.
YALKIN: (Tür.) Er. - (bkz. Yalgın).
YALMAN: (Tür.) Er. 1. Kılıç, kama, bıçak, mızrak'ın ağzı veya ucu. 2. Sarp, dik. Eğik, eğinik.
YALTIR: (Tür.) Er. - Parlak, parlayan.
YALTIRAK: (Tür.) Er. 1. Işık, parıltı. 2. Kuyruklu yıldız.
YALTIRAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yaltır). Ayın ışıltısı.
YALVAÇ: (Tür.) Er. - (bkz. Yalavaç).
YAMAÇ: (Tür.) Er. 1. Dağın ya da tepenin herhangi bir yanı. Karşı. Yan. 2. Yakın. 3. Bedel, karşılık.
YAMAN: (Tür.) Er. 1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. İşbilir, kurnaz, becerikli.
YAMANER: (Tür.) Er. - Güçlü, cesur erkek.
YAMANÖZ: (Tür.) Er. - Özü güçlü olan.
YANAÇ: (Tür.) Er. - Yön, taraf.
YANAL: (Tür.) Er. 1. Yanda olan, yana düşen. 2. Alaca, değişik renkli. 3. Kırmızı pembe. 4. Nehir yatağı.
YANAR: (Tür.) Er. 1. Parlayan, parıldayan. 2. Kaplıca. 3. Aralık ve Ocak ayı.
YANIK: (Tür.) Er. 1. Yanmış olan, esmer. 2. Duygulu, dokunaklı. 3. Kavruk, gelişmemiş. 4. Aşık.
YANIKER: (Tür.) Er. - Aşık, vurgun kimse.
YANKI: (Tür.) - Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAPINCAK: (Tür.) Ka. - Seyrek taneli, kırmızı bereli bir üzüm türü.
YAPRAK: (Tür.) Ka. 1. Bitkilerde ekseriya klorofilli, yeşil renkli, çeşitli şekil ve yapıda olan soluk almaya yarayan uzantı. 2. Kitap yaprağı, varak.
YAREN: (Fars.) Er. - Arkadaş, dost, yakın dost.
YARIDİL: (Fars.) - Gönül arkadaşı, sevgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YARKAYA: (Tür.) Er. - Sarp, uçurumlu kaya.
YARKIN: (Tür.) - Şimşek, ışık, ışıklı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YARLIK: (Tür.) Er. 1. Buyruk, ferman. Yasa, kanun. 2. Yoksul, acınan. 3. Bağış, lütuf.
YARUK: (Tür.) Er. - Işık, aydınlık, parlaklık, parıltı.
YASA: (Tür.) Er. - Sevinç memnuniyet, beğenme ve alkış ifade eder; yaşasın, ömrü çok olsun, aferin.
YASAN: (Tür.) Er. 1. Tertip, düzen. 2. İmge, belirti. 3. Bir işi yapma isteği, karar. 4. Öngörü. 5. Baskın.
YASAVUL: (Tür.) Er. 1. Koruyucu muhafız. 2. İlhanlılar devrinde ordu müfettişliği yapan kimse. 3. Jandarma, polis.
YASEMİN: (Fars.) Ka. - Zeytingillerden, güzel kokulu ve ekseriya beyaz veya sarı çiçek açan sarılgan ağaççık (jasminum).
YASER: (Ar.) Er. - Bolluk, varlık, zenginlik, varlıklılık.
YASİN: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'in 36. suresinin başlangıcı. Asıl manası bilinmemekle birlikte, "Ey insan, Ey Seyyid" gibi muhtelif anlamlar çıkarılmıştır.
YASUN: (Tür.) Er. 1. Tarz, üslup, töre. 2. Doğa, tabiat.
YAŞAM: (Tür.) - Doğumdan ölüme kadar geçen süre, hayat. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAŞANUR: (Tür.) - (bkz. Yaşa). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAŞAR: (Tür.) - Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan adlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAŞIK: (Tür.) Er. - Işık, parıltı, parlaklık.
YAŞIL: (Tür.) Er. 1. Yeşil. 2. Erkek ördek.
YAŞIN: (Tür.) 1. Işık, parlaklık. 2. Gizli. 3. Şimşek.
YATMAN: (Tür.) Er. - Boyun eğen, uysal, yumuşak başlı kimse.
YATUK: (Tür.) Er. 1. Kanun, santur vb. sazların genel adı. 2. Saklanan kullanılmayan şey. 3. Tembel.
YAVER: (Fars.) Er. - Yardımcı.
YAVEŞ: (Tür.) Er. 1. Ağırbaşlı, yumuşak huylu, sakin. 2. Şefkatli, sevecen.
YAVUZ: (Tür.) Er. 1. Yaman güçlü, güzel. 2. Sert, şiddetli, çetin, keskin. 3. Fevkalade, ala, müstesna. 4. Kötü, fena azgın. Yavuz Sultan Selim. Hilafetin Osmanlılara geçmesini sağlayan dokuzuncu Osmanlı padişahı.
YAVUZALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yavuz). Çetin ve mücadeleci yiğit.
YAVUZAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yavuz). Ayın en güzel hali.
YAVUZCAN: (Tür.) Er. - Güçlü kişiliği olan, kimse.
YAVUZER: (Tür.) Er. - Cesur, güçlü erkek.
YAVUZHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hükümdar, hakan.
YAY: (Tür.) Er. 1. Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş eğri ağaç ya da metal çubuk. 2. Burç.
YAYALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yay). -Sportmen.
YAYBÜKE: (Tür.) Er. - (bkz. Yay).
YAYGIR: (Tür.) Er. - Gökkuşağı.
YAYLA: (Tür.) Ka. - Deniz yüzeyinden yüksek, yaz mevsiminde oturulan serin ve yüksek yerler.
YAZGAN: (Tür.) Er. - Yazan, yazar.
YAZGANALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yazgan).
YAZGI: (Tür.) - Kader, alın yazısı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YAZGÜLÜ: (Tür.) Ka. - Yazın açan gül.
YAZIR: (Tür.) Er. - Oğuzların, Bozok kolunun Ayhan soyundan gelen bir Türkmen boyunun adı.
YEDİER: (Tür.) Er. - (bkz. Yediger).
YEDİGER: (Tür.) Er. - Büyük ayı takım yıldızı.
YEDİVEREN: (Tür.) Ka. - Yılda her mevsim çiçek açan gül.
YEFA: (Ar.) - Yüksek yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YEGAH: (Fars.) Ka. - Türk müziğinin en eski makamlarından bir terkib.
YEGAN: (Fars.) Er. - Tekler, birler.
YEGANE: (Fars.) Ka. - Biricik, tek.
YEĞİN: (Tür.) Er. 1. Zorlu, katı, şiddetli. 2. Baskın, üstün. Yiğit, güçlü, çalışkan. 3. Bereketli, bol. 4. İyiliği seven. 5. Yakışıklı, güzel, ince. 6. Uygun yerinde.
YEĞİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Yeğin).
YEĞREK: (Tür.) Er. 1. İyilik sever. 2. Güzel. 3. Fazla, çok.
YEHUD: (Ar.) Er. - Yahudi, Hz. Ya'kub'un oğlu Yahuda soyundan gelenler, İsrailoğulları.
YEHUDA: (Ar.) Er. - Hz. Ya'kub'un on iki oğlunun en büyüğü.
YEKÇEŞME: (Fars.) Ka. 1. Tek gözlü. 2. (Tür.) Güneş.
YEKDANE: (Fars.) Ka. 1. Eşi benzeri olmayan, tek. 2. Bir çeşit gerdanlık.
YEKPARE: (Fars.) Ka. - Tek parça, bütün, som.
YEKRENG: (Fars.) Ka. 1. Bir renkte olan. 2. Sözünün eri olan. 3. Meşhur bir çeşit lale.
YEKRU: (Fars.) Er. 1. Bir yüzlü, iki yüzlü olmayan. 2. Güvenilir dost.
YEKRUYE: (Fars.) Ka. - (bkz. Yekru).
YEKSAN: (Fars.) 1. Düz. 2. Bir, beraber. 3. Her zaman, bir düzeyde. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YEKSARE: (Fars.) Ka. - (bkz. Yekser).
YEKSER: (Fars.) Er. 1. Yalnız başına. 2. Bir baştan bir başa. 3. Ansızın, nagehan.
YEKTA: (Fars.) Er. 1. Tek, yalnız. 2. Eşsiz, benzersiz.
YELAL: (Tür.) Er. - Rüzgar, yel, esinti.
YELDÂ: (Fars.) Ka. - Uzun ve siyah şey. Şeb-i yelda; uzun gece.
YELDAN: (Tür.) Er. - Hızlı, süratli.
YELEN: (Tür.) Er. 1. Arzu, istek. 2. Fırtına.
YELER: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk kimse.
YELESEN: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk.
YELİZ: (Tür.) Ka. - Güzel, havadar, aydınlık.
YELMEN: (Tür.) Er. - Aceleci, hızlı davranan, canı tez kimse.
YELTEKİN: (Tür.) Er. - (bkz.Yeler).
YENAL: (Tür.) Er. - Galip gelmek, zafer kazanmaktan emir.
YENAY: (Tür.) - Yeni ay, hilal-i ayça. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YENBU: (Ar.) - Pınar, çeşme, kaynak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YENER: (Tür.) - Üstün gelen, kazanan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YENGİ: (Tür.) Er. - Zafer, utku, yenme, alt etme.
YENİSEY: (Tür.) Er. - Eski SSCB'de 3800 km uzunluğundaki ırmak.
YENİSU: (Tür.) - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YEREL: (Tür.) - Belirli bir yer ile ilgili olan, örf. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YERGİN: (Tür.) Er. - Hüzünlü, tasalı, kaygılı.
YERHUM: (Ar.) Er. - Erkek kartal.
YERSEL: (Tür.) - Yere ait, yerle ilgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YERTAN: (Tür.) Er. - Güneşin ilk ışıklan.
YESAR: (Ar.) Er. 1. Varlık, zenginlik. 2. Sol, sol tarafı.
YESARET: (Ar.) Ka. 1. Kolaylık. 2. Zenginlik.
YESÂRİ: (Ar.) Er. 1. Sol, solla ilgili, sol tarafa ait. 2. Zenginlikle ilgili.
YESÜGEY: (Tür.) Er. - Cengiz Han'ın babası, Kubilay Han'ın kardeşi olan Türk- Moğol hükümdarı.
YEŞİL: (Tür.) Ka. 1. San ile mavinin karışımından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze. 3. Koyu al renkte at. 4. Yeşil başlı yaban ördeği.
YEŞİM: (Ar.) Ka. - Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş.
YETEN: (Tür.) 1. Yetişen, ulaşan. Olgun, olgunlaşan. 2. Süresi dolan, günü gelen. 3. Tüm canlılar, herkes. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETENER: (Tür.) Er. - Olgun erkek.
YETER: (Tür.) - Sonuncu olması istenen çocuklara verilen adlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETİK: (Tür.) Er. 1. Yetişmiş, erişmiş, büyümüş. Bilgili, olgun. 2. Güç işleri başaran, becerikli. 3. Delikanlı. 4. İri, büyük.
YETİŞ: (Tür.) - Amacına ulaş, isteğine kavuş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETİŞEN: (Tür.) - Ulaşan, kavuşan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETKİN: (Tür.) - Gerekli olgunluğa erişmiş olan, ergin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YETKİNER: (Tür.) Er. - Olgun, kişilikli bilge.
YEZDAN: (Fars) 1. Zerdüştlerin iyilik tanrısı. 2. Allah. - İsim olarak kullanılmaz.
YEZİD: (Ar.) Er. - Emevi halifesi Muaviye'nin 3. oğlu.
YIBAR: (Tür.) Er. - Misk, amber, güzel koku.
YİĞİT: (Tür.) Er. 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp 2. Delikanlı, genç, erkek. 3. Gözüpek, düşüncelerini açıkça söylemekten kaçınmayan kimse.
YİĞİTCAN: (Tür.) Er. - Güçlü, korkusuz, kahraman.
YİĞİTER: (Tür.) Er. - (bkz. Yiğit-can).
YİĞİTHAN: (Tür.) Er. - Yiğit, cesur hakan.
YİĞİTKAN: (Tür.) Er. - Güçlü, cesur soydan gelen.
YILDANUR: (Tür.) Ka. - Seneyi aydınlatan, ışık saçan.
YILDIKU: (Tür.) Ka. 1. Yıldız. 2. Ünlü Hun hükümdarı Atilla'nın son karısı.
YILDIR: (Tür.) Er. - Parlak, parlayan, ışıklı ışık.
YILDIRALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yıldır).
YILDIRAN: (Tür.) Er. - Parlayan, ışıldayan, ışık saçan.
YILDIRAY: (Tür.) Er. - Parlak, ışık saçan ay.
YILDIRIM: (Tür.) Er. 1. Büyük ışık parlaması ve gök gürültüsüyle ortaya çıkan bulutlar arasında veya buluttan yere elektrik boşalması, saika. 2. Şiddetli, süratli, çabuk! Yıldırım harekatı. Ünlü Osmanlı padişahı: Yıldırım Bayezid.
YILDIZ: (Tür.) Ka. 1. Geceleri gökte çıplak gözle ışıklı bir nokta olarak görülen gök cismi, necm, kevkeb, si-tare, ahter. 2. Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan köşeli. 3. Baht, talih. 4. Mesleğinde çok parlamış kimse ve daha çok parlamış kimse, sinema sanatçısı. 5. Kuzey (Denizcilikte).
YILDIZHAN: (Tür.) Er. - Yıldızların hakanı.
YILHAN: (Tür.) Er. - Yıl - han.
YILKAN: (Tür.) Er. - Yıl - kan.
YILMA: (Tür.) Er. - Vazgeçme, korkma, doğru yoldan yürümekten ayrılma, yılma.
YILMAZ: (Tür.) Er. - Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.
YILŞEN: (Tür.) Ka. - (bkz. Yıldanur).
YOĞUN: (Tür.) Er. 1. Oylumuna oranla ağırlığı çok olan. 2. Dolu, sık. 3. Kalabalık. 4. İri, kaba, kalın.
YOĞUNAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yoğun).
YOLAÇ: (Tür.) Er. - Yol gösteren, kılavuz.
YONCA: (Tür.) Ka. - Baklagillerden, kırmızı veya mor çiçek açan, çayır bitkisi.
YORDAM: (Tür.) 1. Kılavuz, rehber. 2. Beceri, yatkınlık. 3. Gelenek, görenek. 4. Anlayış, yerinde davranış. 5. Kural, yöntem, düzen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YORUÇ: (Tür.) Er. - Komutan, kumandan.
YOSUN: (Tür.) - Çoğu sularda yetişen, ilkel yapıdaki bitkilerin genel adı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÖNAL: (Tür.) Er. - Yönünü, cepheni al.
YÖNER: (Tür.) Er. - (bkz. Yönal).
YÖNET: (Tür.) Er. 1. Uygun, doğru. 2. İyi, güzel. 3. Uysal. 4. Becerikli, yatkın. 5. Biçim, tarz, usul.
YÖNTEM: (Tür.) 1. Yol, tarz, metod. 2. Yetenek. 3. Uygun, kolay. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÖRÜK: (Tür.) Er. 1. Göçebe. 2. Çabuk yürüyen, hızlı. 3. Hayvancılıkla geçinen göçebe Oğuz Türkleri.
YULA: (Tür.) 1. Meşale. Kandil. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YULUĞ: (Tür.) 1. Mutlu, mesut. 2. Hak, adalet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YUMLU: (Tür.) 1. Uğurlu, kutlu. 2. Kutsal, mübarek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YUMUK: (Tür.) Ka. 1. Açılmamış çiçek, gül goncası. 2. Uysal, sessiz, ağırbaşlı.
YUMUŞ: (Tür.) - İş, güç çalışma. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YUNUS: (Ar.) Er. 1. Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan, memeli hayvan. 2. Bir takım yıldızın adı. 3. Uzun müddet bir balığın karnında kaldığı rivayet edilen ve Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen 25 peygamberden birisi. Hz. Yunus (a.s.). Kur'an-ı Kerim'in 10. suresi.
YURA: (Tür.) Er. - Dağ sırtı.
YURDAER: (Tür.) Er. - Yurdu için doğmuş kimse.
YURDAGÜL: (Tür.) Ka. - Ülkene gül. İlken için yararlı ol.
YURDANUR: (Tür.) Ka. - Yurduna, ülkene ışık saç, aydınlat.
YURDAŞEN: (Tür.) - Yurdu şenlendiren. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YURDAY: (Tür.) - Yurdu aydınlatan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YURDCAN: (Tür.) Er. - Yurda canlılık veren.
YURDUSEV: (Tür.) Ka. - Ülkeni, yurdunu sev.
YURT: (Tür.) Er. 1. At, kısrak. At sürüsü. 2. Orman.
YURTSEVEN: (Tür.). - Yurdunu milletini seven. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YURTSEVER: (Tür.) Er. - (bkz. Yurtseven).
YUSUF: (Ar.) Er. 1. Hz. Ya'kub (a.s.)'un oğlu olan peygamber Hz. Yusuf. 2. İbranice; inleyen, ah eden, inilti.
YUŞA: (Tür.) Er. - Tarihlerde, Peygamber olduğu rivayet edilen Yûşa b. Nün.
YÜCE: (Tür.) - Yüksek, büyük, ulu, bala. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜCEALP: (Tür.) Er. - Büyük, ulu yiğit.
YÜCEL: (Tür.) - Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜCELAY: (Tür.) - (bkz. Yücel). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜCELEN: (Tür.) Er. - Yükselen, yüce bir duruma gelen, ilerleyen.
YÜCESAN: (Tür.) Er. - Saygın bir adı olan.
YÜCESOY: (Tür.) Er. - Saygın, ulu, soylu.
YÜCETEKİN: (Tür.) Er. - (bkz. Yüce).
YÜKSEL: (Tür.) - Yükseklere çık, yücel, basan kazan, ilerle. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
YÜMİN: (Ar.) Er. 1. Uğur, mutluluk. 2. Bereket.
YÜMNA: (Ar.) Ka. - Sağ taraf.
YÜMNİ: (Ar.) Er. 1. Uğurlu, becerikli. İşi sağ eliyle gören. Kıyamet gününde kitabını sağ tarafından alacak olan. 2. Uğura ait, uğurla ilgili.
YÜMNİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Yümni).
YÜRÜK: (Tür.) Er. - (bkz. Yörük). 1. Çabuk ve hızlı yürüyen. 2. Tarihte yeniçerilere katılan yaya asker. 3. Hızlı koşan at.
YÜRÜKER: (Tür.) Er. - (bkz. Yürük).
YÜSR: (Ar.) Er. 1. Kolaylık, rahat. 2. Zenginlik.
YÜSRA: (Ar.) Ka. - Sol taraf.
YÜZÜAK: (Tür.) Er. - Dürüst, namuslu, doğru, suçsuz kimse.
----------------------Sonu---------------------
Ücretsiz Online Ziyaretçi Sayacı
Duyuru Panosu
Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın
Rüya Tabirleri
A Harfi
B Harfi
C Harfi
Ç Harfi
D Harfi
E Harfi
F Harfi
G Harfi
H Harfi
I-İ Harfi
J Harfi
K Harfi
L Harfi
M Harfi
N Harfi
O-Ö Harfi
P Harfi
R Harfi
S-Ş Harfi
T Harfi
U-Ü Harfi
V Harfi
Y Harfi
Z Harfi
İsimler ve Anlamları
A_Harfi
B_Harfi
C_Harfi
Ç_Harfi
D_Harfi
E_Harfi
F_Harfi
G_Harfi
H_Harfi
I_Harfi
i_Harfi
J_Harfi
K_Harfi
L_Harfi
M_Harfi
N_Harfi
O_Harfi
Ö_Harfi
P_Harfi
R_Harfi
S_Harfi
Ş_Harfi
T_Harfi
U_Harfi
Ü_Harfi
V_Harfi
Y_Harfi
Z_Harfi