ANA SAYFA
  FORUM
  DESTEK OLUN
  ALLAH C.C
  PEYGAMBER EFENDIMIZ
  KURAN-I KERIM
  PEYGAMBERLER VE ALIMLER
  YASIN-I SERIF MEALI
  NAMAZ- ABDEST
  HAC VE ONEMI
  ILMIHAL
  KIYAMET
  ADAB-I MUASERET
  MUBAREK GUN-GECE
  HURAFELER
  KISSADAN HISSE
  TESETTUR
  DINI SUALLER
  AKAIDE GIRIS
  DUALAR UZERINE
  ISLAM TASAVVUFU
  HADIS ELKITABI
  EL LU VEL MERCAN
  MERAK EDILEN KONULAR
  IDARECILIK BILGILERI
  SUNNET VE BIDAT
  AILE BILGILERI
  DINI PROGRAMLAR
  HARITA
  BEBEK ISIMLERI
  RESIMLER
  TARIHIMIZ
  MENKIBELER
  POWERPOINT DOSYALAR

Veda Hutbesi
Veda Hutbesi
Bismillahirrahmanirrahim

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.
İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

İNSANLAR!


Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!


Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.
MÜ'MİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

Kütüphanem
yeni makale» 40 Hadis
yeni makale» Dua nedir? Çeşitli Dualar
yeni makale» Din Nedir?
yeni makale» İman Nedir? Nasıl edilir?
yeni makale» Adab-ı Muaşeret
yeni makale» Hz.Muhammed Hayatı
Makaleler
yeni makale bu gerçekten önemlimi?
yeni makale
aile bağlarını koparmak...
yeni makale
Avrulalı kadını taklit
yeni makale
yarım hoca dinden eder
yeni makale
Gençliğin intihar koşusu
yeni makale
beşik ile kabir arası
yeni makale 
Ezanda geçen Haydin ...
Adab-ı Muaseret
yeni makale» Selamlasma Adabi
yeni makale» Saygı Adabı
yeni makale» Kardeşlik Adabı
yeni makale» Komşu Adabı
yeni makale» İzin İsteme Adabı
yeni makale» Yemek Adabı
yeni makale» Elbise Adabı
yeni makale» Doğruluk Adabı
yeni makale» Sır Tutma Ahlakı
Namazlar(Resimli)
yeni makale» Namazın Kılınışı Resimli
yeni makale» Namaz sureleri
yeni makale»
Cuma Namazı Kılınışı
yeni makale»
Bayram Namazı
yeni makale»
Cenaze Namazı
yeni makale»
Kaza Namazı
yeni makale» yolcu namazı
yeni makale»
Sehiv Secdesi (Unutma Secdesi)
Abdest (Resimli)
yeni makale» Abdestle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Abdest Alınışı Resimli
yeni makale»
Abdesti Bozan ve Bozmayan yeni makaleDurumlar
yeni makale»
Gusülle ilgili Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Bilgiler
yeni makale»
Teyemmüm Resimli
Mubarek Gün-Gece
yeni makale» Kadir Gecesi
yeni makale»
Mevlüt Kandili
yeni makale»
Regaib Kandili
yeni makale»
Miraç Kandili
yeni makale»
Beraat Kandili
yeni makale» Üç Aylar
yeni makale» Kandil Mesajları
Kıssadan Hisse
yeni makale» 33 ADIM
yeni makale»
86400 Saniye
yeni makale»
Hüzün
yeni makale»
İcki Icmek
yeni makale»
Sakat Köpek
yeni makale»
Kirlangic
yeni makale»
Sevgi Agaci
yeni makale»
Yaban Kazlari
Önemli Dini Bilgiler
yeni makale» Oruç ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Zekat ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Hac ile ilgili Bilgiler
yeni makale» Kurban ilgili Bilgiler
yeni makale» VEDA HUTBESİ
Hurafeler
yeni makale» SiHiR = BÜYÜ
yeni makale» Çaput Bağlamak
yeni makale» MUSKA
yeni makale» Mum Yakmak
yeni makale» Kurşun Dökmek
yeni makale» Fal Açmak
yeni makale» Günlerin Uğursuzluğu


www.islamanahtari.tr.gg

1-Âfetü’l ilmi en nisyanü: İlmin afeti unutmaktır.
************************
2
-Ettuhuru şatru’l iman: Temizlik imanın yarısıdır.
************************
3-A’kilhâ ve tevekkel: (Deveyi) bağla ve tevekkül et.
************************
4-Sûmû tesihhû: Oruç tutun, sıhhat bulun.
**********************
5-Es-salâtü imâdü’d dini: Namaz dinin direğidir.
*************************
6-Talebü’l helali cihadün: Helal peşinde koşmak cihaddır.
******************************
7-El-kelimü’t tayyibetü sadakatün: Güzel söz sadakadır.
***************************
8-El cennetü tahte zılâli’s süyuf: Cennet kılıçların gölgesi altındadır.
*************************
9-El mecalisü bi’l emaneti: Meclislerdeki sözler emanettir.
***************************
10-Ed-dellü alel hayri kefailihi:Hayra vesile olan yapan gibidir.
****************************
11-El cennetü dâr-ül eshıya: Cennet cömertler yurdudur.
*************************
12-Es- savmü nısf’us sabr: Oruç sabrın yarısıdır.
************************
13-Es sabru nısf’ul iman: Sabır imanın yarısıdır.
***********************
14-Et tebessümü sadakatun: Tebessüm etmek sadakadır.

************************
15-Es sabru miftahul ferec: Sabır, başarının anahtarıdır.
************************
16-Es sabru ınde sadmetül ula: Sabır, musi,betin ilk anındakidir.
************************
17-Efdalü’l ibadeti edvamuha: İbadetin efdali devamlı olanıdır.
************************
18-El Kur’anü hüved deva: Kur’an, sırf devadır.
************************
19
-Men samete reca: Dilini tutan kurtuldu.
************************
20-Re’sü’l hikmeti mehafetullah: Hikmetin başı Allah korkudur.
************************
21-El idetü atiyyetün: Vaad edilen verilmelidir.
************************
22-Ed duaü silahu’l mümin: Dua müminin silahıdır.
************************
23-İsmah yusmah leke: Müsamaha et ki sende göresin.
************************
24-Es salatü nur’ul mümin: Namaz müminin nurudur.
************************
25-En nedametü tevbetün: Pişmanlık tövbedir.
************************
26-El mescidü beytü külli takiyyin: Mescid, takva sahiplerinin evidir.
************************
27-Ed dinü en nasiha: Din nasihattir.
************************
28-Ed duaü hüvel ibadetü: Dua ibadettir.

 

************************
29-El cümuatü haccü’l mesakin: Cuma fakirlerin haccıdır.
************************
30-Hüsnü’s suali nısfu’l ilim: Güzel soru, ilmin yarıdır.
************************
31-Es selamü kable’l kelam: Önce selam, sonra kelam.
************************
32-İzâ gadibte fe’skut: Öfkelendiğinde sus.
************************
33-Kesretü’d dahiki tumitül kalb: Çok gülmek kalbi öldürür.
************************
34-Es savmu cünnetün: Oruç kalkandır.

35-Es subhatü temneu’r rızk: Sabah uykusu, rızka engeldir.
************************
36-El hamrü ummü’l habais: İçki, kötülüklerin anasıdır.
************************
37-Zina’l uyûni en nazaru: gözlerin zinası bakmaktır.
************************
38-El kanâatü mâlün la yenfedü: Kanaat bitmez bir sermayedir.
************************
39-El hayaü minel iman: Hayâ(utanma duygusu) imandandır.
************************
40-El mer’ü ala dini halilihi: Kişi, arkadaşının dini üzeredir.
www.islamanahtari.com
huzurlu adresiniz

KADE-I AHIRE

KA'DE-İ AHİRE

Son oturuş. Namazın rükünlerinden birisi. Terim olarak; iki rekâtlı namazlarda ikinci rekâtın, üç veya dört rekâtlı namazlarda ise üçüncü veya dördüncü rekâtın sonunda ettehıyyâtü'yü okuyacak kadar oturmak demektir. Rükün; bir ibadet veya akdin esas unsurlarını oluşturan ana bölümüdür. Rükün eksik olunca, ibadet veya akit geçerliliğini kaybeder. Bir satım akdinde icap veya kabulün bulunmaması, namazda rükû veya secdenin terkedilmesi gibi.

Namazın rükünleri; başlangıç tekbiri, kıyâm, kırâat, rükû', sücûd ve ka'de-i âhire'de teşehhüd miktarı oturmak olmak üzere altı tanedir. Hanefiler dışındaki İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre, rükû'dan sonra doğrulmak, iki secde arasında oturmak ve namazın sonunda selâm vermek de rükün sayılmıştır.

Hanefilere göre, bu son üçü vacip hükmündedir (İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, Mısır 1315, l, 210 vd.; el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi', Beyrut 1328/1910, I, 105 vd; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 522 vd.; İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, Beyrut ty., I, 297 vd.).

Hanefîlere göre, namazların son oturuşunda ettehiyyâtü'yü sonuna kadar okuyacak şekilde oturmak farzdır. Bu kadar süre geçtikten sonra, imamın arkasında namaz kılan kimse imam selâm vermeden önce namazdan ayrılsa, onun namazı tamamlanmış sayılır. Şafiî ve Hanbelîlere göre, ettehiyyâtü'den sonra "Allahümme salli alâ Muhammed" diyecek kadar daha beklemek rüknün kapsamına girer. Mâlikîlere göre ise, selâm verecek kadar oturmak rükündür. Hanefilere göre, ilk ve son oturuşlarda ettehıyyâtü'yü okumak vacip, "Allahümme salli" ve "bârik" duâlarını okumak ise sünnettir (el-Kâsânî, a.g.e., I, 113; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., I, 113; İbn Kudâme, a.g.e., I, 522 vd.).

Hanefilerin kade-i ahîrenin farz oluşu için dayandıkları delil, Abdullah b. Mes'ud (r.a)'un naklettiği şu hadistir. Hz. Peygamber O'na teşehhüdü açıklarken; "Sen ettehiyyatü'yü okuduğun veya oturduğun zaman, senin namazın tamam olmuştur" (Zeylaî, Nasbu'r-Râye, I, 424; eş-Şevkânî, Neylü'l-ivtâr, II, 298). Hz. Peygamber burada namazın tamamlanmasını bir fiile bağlamıştır ki, o da oturmaktır. Ettehiyyâtü okunsun veya okunmasın sonuç değişmez. Çünkü ettehiyyâtü'yü, oturmaksızın okumak meşrû değildir. Kısaca burada asıl olan oturmaktır ve farz olan da budur. İbn Mes'ûd'un naklettiği hadisin haber-i vâhid kabilinden olması farzlığı sabit kılar. Çünkü bu hadis, Kur'an'ın mücmel'ini açıklamış olmaktadır.

Hz. Peygamber; namazların sonunda daima oturmuş, ettehiyyatü'yü okumuş ve okunmasını ashâbına da emir buyurmuştur (bk. Buhârı, Ezân, 148, 150; el-Ameli's-Salât, 4; Müslim, Salât, 56, 60, 62; Ebû Dâvud, Salât, 178; Tirmizî, Salât, 100, Nikâh, 17). Başka bir hadiste; "Namazı ben nasıl kılıyorsam siz de öylece kılın" (Buhârî, Ezân, 18, Edeb, 27, Ahâd, 1) buyurulmuştur. Ettehiyyâtü'den sonra salavât getirmeye gelince, namaz dışında Hz. Peygamber'e salâtü selâm getirmenin farz olmadığı konusunda İslâm bilginleri arasında görüş birliği vardır.

Namazların son oturuşunda "Allahümme salli ve barik dualarının okunması hadisle sabittir. Ashab-ı kirâm, Hz. Peygamber'e; "Biz sana nasıl selâm getireceğimizi biliyoruz, fakat nasıl salât getireceğiz? bunu bilmiyoruz" deyince, Allah elçisi bu duayı, ta'lim buyurdu (bk. Buhârî, Enbiyâ, 10 , Müslîm, Salât, 65, 66, 69; Nesâî, Sehv, 49, 50-54).

Hanefî ve Hanbelîlere göre teşehhüd duası şöyledir: Abdullah b. Mes'ud (r.a) şöyle der: "Allâh'ın Resulu elimi avuçlarının arasına aldı ve bana teşehhüd'ü Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi öğretti. Dedi ki: Biriniz namazda oturduğu zaman şöyle desin: "et- Tehiyyâtü Lillâhi ve's-salavâtü ve't-tavyihâtu es-selâmu aleyke ey huhe'n -nebiyyu ve rahmetullâhi ve berekatühü, es-selâmû aleynâ ve alâ ibâdillâhissalihin. Eşhedü en lâilahe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve Resuluh" (Buhârî, Ezân, 148, 150; Müslim, salât, 56, 60, 62; Ebû Davud, Salât, 178; Tirmizî, salât, 100, nikâh 18; Zeylaî, Nashu'r-Râyet, I, 419, eş-Şevkânî, a.g.e., II, 278)

et-Tahiyyâtü duasının mirac gecesi yüce yaratıcı ile Hz. Peygamber arasındaki selâmlaşma, dilek ve temenni ifadelerinden ibaret olduğu nakledilir. "İbn Mes'ud teşehhüdü" de denilen bu duanın anlamı şöyledir:

et-Tahıyyâtu lillâhi ve's-salavât ve't-tayyibât: "Mülk, azamet ve her türlü sözlü ibadetler, övgüler, bedenî ve malî ibadetlerle, tüm sâlih ameller Allah içindir".

es-Selâmu aleyke eyyuhâ'n-nebiyyu ve rahmetilllatu ve berekâtuhu: "Selâm sana ey peygamber, Allah'ın rahmeti ve bereketleri sana olsun".

Es-Selâmu aleynâ ve alâ ibâdillahi's-sâlihin: Selâm bize, peygamberlere ve Allah'ın insan ve cinden bütün salih kullarına olsun". Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Bunu söylediğiniz zaman Allah'ın rahmeti ve bereketi gökte ve yerde bulunan her salih kula erişir."

Dua şehadet cümleleri ile sona erer. Anlamı: "Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resulu olduğuna şehâdet ederim". et-Tehiyyatü duasında her iki şehâdet cümleleri bulunduğu için buna "teşehhüd" adı verilmiştir (ez-Zühayli, el-Fıkhu'l-İslâmi ve EdilletuXû, Dımaşk 1405/1985, I, 668-670).

Şafiîlere göre teşehhüd'ün en azı, "es-salavât ve't-tayyibât" kelimeleri bulunmaksızın en mükemmeli ise ettehiyyâtu kelimesinden sonra "el-mubârakât" kelimesinin ilâvesiyle tehiyyat duasının okunmasıdır (eş-Sevkâni, a.g.e., II, 281). İmam Mâlik'e göre ise, teşehhüdün en faziletlisi, duanın baş tarafının; "ettehıyyâtu lillâhi, ez-zâkiyâtu lillâhi, essalavâtu lillâhi..." şeklinde okunmasıdır.

Şafiî ve Hanbelîlere göre, namazların son oturuşunda ettehiyyâtü'den sonra yalnız; "Allahümme salli alâ Muhammed" (Allah'ım, Muhammed (s.a.s)'e rahmet et) şeklinde kısa salavat getirmek ruküna "Allahümme salli-barik" duâlarının devamını okumak ise sünnettir. Delil şu ayettir: "şüphesiz, Allah ve melekleri o peygambere salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin, tam bir teslimiyetle de selâm verin" (el-Ahzâb, 33/56). Allah'ın salâtı, müminlere rahmeti: insan ve meleklerin salâtı, dua ve intiğfar; peygamberlerin müslümanlar hakkındaki salâtı ise, onları tezkiye ve ilâhi rahmete mazhar kılmaktır. Salâtın sözlük anlamı; dua, tebrik ve ta'zîm (ululama)'dir. (bk. Râgib, el-Müfredât ve Seyyid Şerif, ta'rifât, "salat" maddesi). Yukarıdaki ayet emir ifade eder. et-Tehiyyâtü'de peygamberi selâmlama yerine getirilmiş, peygambere salât kısmı eksik kalmıştır. İşte bu yüzden, yalnız Hz. Peygambere salât okumak, teşehhüde dahil olur (ez-Zühaylî, a.g.e., l, 670).

Hanefi ve Mâlikîlere göre ise, "Allahümme salli ve barik" dualarını okumak sünnettir. Ka'b b. Ucre (r.a)'den bir topluluk şöyle nakletmiştir: Resulullah (s.a.s) bizim yanınıza geldi. Biz: "Ey Allah'ın elçisi, Allah bize, sana nasıl selâm vereceğimizi öğretti. Biz sana salât'ı nasıl yapacağız? Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Salatı şöyle yapınız: Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli lbrâhim'e, inneke hamîdun mecîd. Ve bârik alâ Muhammed'in ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhim'e inneke hamîdun mecîd" (eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, Mısır t.y., II, 284; İbn Kesir, Tefsîr, III, 507). Bu dualarda "alâ âli İbrahim " ifadelerinden önce "alâ İbrahim'e ve..." ilâvesiyle salavât duasının en mükemmel şekli ortaya çıkmış olur. Duanın toplu anlamı şöyledir: "Allahım, İbrâhim'e ve İbrahim evladına rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve Muhammed evladına da rahmet et. Şüphesiz sen övülmüşsün, yücesin. Allâh'ım! İbrahim'e ve İbrahim evladına bereket verdiğin gibi Muhammed'e ve Muhammed evladına da bereket ver. Şüphesiz sen övülmüşsün, yücesin".

Bu salavât-ı şerîfelerden sonra şu dualar okunur: "Rabbenâ âtina fid-dünya haseneten ve fï'l-âhireti haseneten ve kinâ azâbe'n-nâr. Rabbenağfir Lî ve Livâlideyye velil mü'minine yevme yekûmu'l hisap".

Anlamı: "Rabbimiz, bize dünyada iyilik ver, ahirette iyilik ver, bizi Cehennem azabından koru. Rabbimiz, beni, anamı, babamı ve bütün müminleri hesap gününde bağışla" (bk. el-Bakara, 2/20; İbrahim, 14/41).

Namazlarda son oturuş, selâmla tamamlanır ve namaz sona ermiş olur. Hanefîlere göre, namazda iki tarafa selâm vermek farz değil, vacip hükmündedir. Bu yüzden, son oturuşta, teşehhüd miktarı geçtikten sonra, selâm, konuşma, bir hareket veya abdesti bozacak bir hâlin meydana gelmesi gibi yollardan birisiyle namazdan çıkılsa bu yeterli olur. Bu kimse kendi fiili (sun'u) (sun'u) ile namazdan çıkmış bulunur. Delil, Hz. Peygamber'in, Abdullah b. Mes'ud (r.a)'e; "Sen teşehhüdü okuduğun veya onu okuyacak kadar oturduğun zaman, namazın tamamlanmış olur" (es-Şevkânî, a.g.e., II, 298; Zeylaî. Nasbu'r-Râye, I, 424) buyurmasıdır. Diğer yandan Hz. Peygamber namazını yanlış kılan sahabiye, namazın doğru kılınma şeklini gösterirken selâm'a yer vermemiştir (es-Şevkânî, a.g.e., II, 264). Bu duruma göre namaz, sağ tarafa doğru "es-Selamü" demekle tamamlanmış olur. İlk selâmda "aleyküm ve rahmetullahi" ilâvesiyle ikinci selâm sünnettir. İmam başını sağ ve soluna çevirirken, o taraftaki meleklere, insan ve cinlerden olan müslümanlara selâm vermeye niyet eder. (el-Kâsânî, a.g.e., I, 113; İbnu'l-Hümam, a.g.e., I, 225; Zeylai, Tebyînu'l-Hakâik, el-Matbaatü'l-Emiriyye, l, 104; ibn Âbidîn, a.g.e, I, 418). Şafiî ve Mâlikîlere göre, oturma hâlinde namazdan çıkmak için ilk selâm, Hanbelîlere göre ise, iki selâm farzdır. Cenaze ve nâfile namazlarıyla, tilâvet ve şükür secdesi bundan müstesnadır. Bunlarda tek selâmla namazdan çıkılır. Çünkü Hz. Peygamber, namazların sonunda daima selâm vermiş ve bunu terketmemiştir (eş-Şevkânî, a.g.e., I, 292).

 
 

SAAT

 
 
  Sık Kullanılanlara Ekle
site içi özel arama (islam anahtarı )

Üye Girişi


Kullanıcı Adı:

Şifre:

Şifremi unuttum

kayıt ol

 

 
 
 
 

DUYURULAR

 

Duyuru Panosu

Kullanıcılarımız toplam 13224 mesaj gönderdiler
Toplam 473 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: bekir öztürk
üyemiz olmak için
buraya tıklayın
forumda sınırsız
paylaşıma
katılın

 

 

 
 

mediaplayer

Kur'an-ı Kerim Ziyafetleri
islamanahtarı radıo
radyo ve tv yayınları
ezgiler
şiirler
namaz öğreniyorum
mehter marşları
Belgeseller
filmler
klipler
tiyatrolar
kutsal yolculuk hacc
mealler
tefsir dersleri
kur'an öğreniyorum
İlahiler
ezan-ı muhammedi
nakşibendi cemaati
islami videolar
mübarek geceler
sevgili peygamberim
ilahi ve kasideler
hutbeler
eshab-ı kiram serisi
evliyalar serisi
silsile-i aliyye
cennet ve cehennem

 

 
 

menü




HZ.MUHAMMED (S.A.V)
Sitene Ekle
 
http://www.islamanahtari.com/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol